Kürt oylarının adresi değişir mi?

DTP’nin kapatılması Kürt siyasi hareketini radikalleştirecek mi, makulleştirecek mi?

DTP’nin kapatılmasının ardından bazı illerde küçük çaplı grupların gösterileri oluyor ancak tüm kışkırtmalara rağmen bölge halkının ve metropollerde yaşayan Kürtlerin sağduyulu yaklaşımları dikkat çekici. DTP’nin PKK ile arasına mesafe koyamaması ve demokratik açılım sürecini baltalayan eylemlerinin ardından terör örgütüne Kürt kökenli yurttaşlardan da eleştiriler artıyor. Peki bu yaşananlar Kürt siyasi hareketini nasıl etkileyecek? Kapatılan DTP’nin ardından partinin aktörleri İmralı’nın vesayetinden çıkabilecek mi? Yoksa gelişmeler bu hareketin temsilcilerini daha da mı radikalleştirecek? Kürtlerin oyları adresinde mi kalacak, yeni seçenekler mi arayacak? 2007 seçimlerinde bağımsız adaylarla seçime giren DTP’yi, kalesi olarak gördüğü Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yüzde 55’lik oy oranıyla geride bırakan AK Parti, bir kez daha bölge halkının birinci tercihi olabilir mi? Farklı görüşler şöyle...

GÜLİN YILDIRIMKAYA

gulinyildirimkaya@haberturk.com

Kürtler DTP’yi cezalandıracak oylarının çoğu AK Parti’ye gider

USAK Uzmanı İHSAN BAL: DTP’nin kapatılması, diğer partilerin kapatılmasından farklı olarak bir toplumsal infiale yol açmadı. Çünkü DTP kendisine verilen ve kapatılmasını engelleyecek fırsatların hiçbirini kullanmadı. DTP’ye yönelik en belirgin suçlama, partinin Kürtlerin gereksinimleri yerine sadece Öcalan’ın çıkarlarına, konforuna yönelik bir söylem içine kendisini sıkıştırmış olmasıydı. Bu kapatma sonrasında parti burada ders çıkarıp gerçekten Kürtler adına bir siyaset yapma yoluna gitmezse, bugüne kadar olduğu gibi politikalarını İmralı ile sınırlı tutarlarsa o zaman olası bir seçimde kendilerini oy adresi olarak gösteremezler. Kurulacak yeni parti, Kürtlerin büyük çoğunluğunun oylarını alamaz.

RP’NİN KAPATILMASI SÜRECİNE BENZİYOR

Büyük çoğunluğun, şu an ilerleyen politikaları ciddi şekilde uygulamaya devam ederse AK Parti’ye gideceğini düşünüyorum. Ya da bu projeye ciddi şekilde sahip çıkan başka fikir sahipleri de olabilir. Bu yeni adresler Kürtlerin kendi içinden de çıkabilir, alternatif sesler yükselebilir. Bu, tam olarak değil ama genel anlamda 28 Şubat sürecinin ardından yaşanan Refah Partisi’nin kapatılmasıyla, Fazilet Partisi ve AK Parti’nin kurulması süreçlerine benzetilebilir. Bu oluşum benzeri bir farklılaşma söz konusu olabilir, ama olacak farklılaşma her şekilde DTP’nin cezalandırılacağı bir farklılaşma olacaktır. Ama bu, devlet ve hükümetin vatandaşın hakkı olan özgürlük, hukuk alanında geri adım atmamasına bağlı.

Türkiye ara seçime doğru gidiyor

Radikal Gazetesi Yazarı ORAL ÇALIŞLAR: BURADA tüm mesele, Türkiye’ye egemen olan, yöneten iradenin nasıl davranacağı. Eğer bu irade geçmişte davrandığı gibi Kürtleri yok sayan bir yol izlerse, gerginlik artacaktır. DTP’nin kapatılmasıyla ilgili kitle gösterilerine karşı örgütlenme, zaman zaman tabanca da kullanan kesimler konusunda teşvik edici tavır almamak da önemli. Silahşör diye gözükenleri yargı hemen bırakırken, Diyarbakır’da taş atan çocuklara cezalar veriliyor. Bu çifte standart uygulamalar, Kürtlerde tepkiyi artırabilir. Yargı, emniyet mekanizmalarının insan haklarına uygun gerçekleşmesi önemli. Duygusal bir ortam var, parti kapatıldı, partinin en etkili ismi siyaset dışına itildi vs. Tepkileri biraz da anlayışla karşılamak lazım. Kürt halkının oyları nereye kayar bilmiyoruz ama Meclis’ten 28 vekil eksilince ara seçim zorunlu olarak ortaya çıkacak. Şu an için 26 vekil eksildi. Benim anladığım kadarıyla kurulacak yeni parti seçimlere katılamayacak çünkü 10’a düşecekler. Bu durumda da ara seçim yapılırsa zor geçer. Büyük hayal kırıklığına uğrayan bir kitle var ve bu kitlenin tepkisel davranması,PKK’nın bu durumu istismar etmesi, seçimi engellemeye çalışmasının önüne geçmek gerekiyor.

PKK ile aralarına mesafe koyarlarsa DTP’den ayrılanlara destek artar

Bundan sonra AKP’nin de DTP’nin de ne yapacağına bakmak lazım. Eğer DTP’liler çözüm üretebilirse halkın kendilerine desteği daha da artacaktır

Yazar ALTAN TAN: BU soruların yanıtlarını bundan sonra gelecek olan olaylar belirleyecektir.AKP’nin de DTP’nin de bundan sonra ne yapacağı çok önemli. Eğer AKP demokratikleşme adımlarında ciddi olursa, ve artık oyalamayı bırakırsa, kararlı bir şekilde yeni bir Anayasa sürecine girerse Türkiye genelinde desteği artar. Yapamazsa, azalır. Aynı şekilde, DTP’den ayrılanlar da çözüm üretebilirlerse, PKK’nın dağdan inmesi ile demokrasi arasına mesafe koyabilirlerse, onlara da destek artacaktır.

Devlet baskısı azalmazsa, gerilim artar

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğr. Üy. Prof. Dr. DOĞU ERGİL: KÜRT siyasetinde egemen olan gruplar Kürtler üzerindeki kontrollerini kaybedeceklerine inanıyorlarsa ve çözüm sonrasında kendilerine bir rol biçilmeyecekse barış sürecini baltalarlar. Türk tarafına gelince, çözümü bir devlet projesi olarak görme eğilimi devam ederse -ki resmen böyle telaffuz ediliyor mesele hâlâ anlaşılamamış demektir. Sorun milletinken, çözümü devletten beklemek bir anomalidir. Toplumun kendi içinde çözüm üretmesinin yolunu açmak lazım. Bu yolun da devlet tarafından sürdürülmesi ve güvenceye alınması gerekir. Devlet toplum üzerindeki vesayetini sürdürme çabasını devam ettirecekse alınacak tavır bellidir. DTP’nin ardından kurulacak parti de seçime katılmayacak deniyor. Bu gerilim ortamında bazı kuruluşların -parti bile demiyorum- siyasal destekleri, hiçbir şey yapmadıkları halde artıyorsa, onlar bu gerilimin sürmesine karşı olmayacaklardır. O halde gerilimi düşürmek için başta bireylere, örgütlere görev düşüyor. Sesini duyuramayanların sesi dinlenerek, birlikte yaşamanın şartlarının ne olduğu üzerine bir konsensüs sağlamak ve bunu bir hukuk haline getirmek gerekir.