Öğle yemeği yemeyelim mi?
Dilipak uyardı: “Tıka basa üç öğün yiyip badi badi yürüyen kadınlar, kocalarına da aile bütçesine de zarar veriyor”
İslamcı kesimin önde gelen isimlerinden serveti Abdurrahman Dilipak yine çok tartışılacak bir açıklama yaptı. Diyanet ve vakıf görevlileri sendikasının Bodrum’da düzenlediği konferansta konuşan Dilipak; sağlık, aile bütçesine katkı ve zamandan tasarruf açısından öğle yemeği yememeyi önerirken, kadınlara ‘bakımlı olun, kocanızı başka kadınlara bakmaya itmeyin’ uyarısında bulundu. Dilipak’ın sözlerini noktasına virgülüne dokunmadan aktaralım: “Günde üç öğün ve tıka basa yemek yiyen özellikle kadınlarımız, kendilerine fiziki yönden zarar verip aşırı kilo alıp badi badi yürümek zorunda kalırken, kocalarına da zarar veriyorlar. Bu kadınları gören kocaları Bodrum gibi yerlerde başka kadınlara bakmaya başlıyorlar.” “Badi badi yürüyen” kadınlar kocalarına da zarar veriyor mu? Öğle yemeğini kaldırmanın aile bütçesine ve zayıflamaya katkısı ne olur? İslam dini kadınların fit ve bakımlı olmalarını emrediyor mu? İşte farklı görüşler...
Şişman bir kadın olarak önerim: Öğlenleri saman yiyelim!
Meselenin, kilo alan erkek aldatılmayı hak ediyor mu, mütedeyyin insan bu kadar şekilci olur mu gibi can sıkıcı bölümlerine girmek bile istemiyorum
HABERTÜRK Yazarı RAHŞAN GÜLŞAN: SN. Dilipak, öğün atlamak felakettir, insan daha çok yer! Yok, artık hiç şaşırmıyorum böyle laflara. Çünkü kadına karşı bu acımasızlık, kadını eşya gibi veya kocasına hizmet için yaratılmış bir varlık gibi gören anlayışla ilk kez karşılaşmıyoruz. Bu nedenle şaşırmıyorum ama kendimi tutamayıp komik bularak gülüyorum. Meselenin, erkek vücudu neden sorgulanmıyor, kilo alan erkek aldatılmayı hak ediyor mu, mütedeyyin insan bu kadar şekilci olur mu, yaradandan dolayı sevmek cümlesini hatırlayan yok mu gibi can sıkıcı bölümlerine girmek bile istemiyorum. Ama şişman ve birçok kez rejim yapmış bir kadın olarak Sayın Dilipak’a “öğün atlayın ekonomi olsun” mantığının çok yanlış olduğunu aksine öğün atlayan kadının bir sonraki öğünde daha çok yemek yiyip kocasına daha çok yük olabileceğini hatırlatmak isterim. Bence kadın iki öğün yemek yerine öğlenleri saman yemeli ki böyle sapla samanı birbirinden ayıramayan ve kadını bir yük hayvanı olarak gören zihniyet belki bir mesaj alır!
Öğle yemeği yememek aile bütçesine en az 225 TL katkı sağlar
HABERTÜRK Yazarı ALİ TEZEL: TÜRKİYE standartlarında en asgari bir öğle yemeği günlük 7.5 ile 8 TL arasında değişiyor. Bunu aylığa vurursak 225 TL gibi bir ücret karşımıza çıkar. Ancak lüks bir restoranda öğle yemeği yenirse eğer günlük 25-30 TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor ki bu da ayda yaklaşık 750 TL’ye geliyor. Dolayısıyla bir öğün yemek yememenin aile bütçesine katkısı olabilir. Cumhuriyet tarihinden önce yemekler 2 öğündü. Kuşluk vakti ve akşam yemekleri olurdu. Kuşluk vaktinden sonra akşam yemeği yenildiğinde insanların başka uğraşları olmadığı için uykuları gelirdi ve uyurlardı. Dilipak geçmişten feyz alarak böyle söylemiş olabilir. Ama insanlar bana kalırsa yemeklerinden kısacaklarına başka giderlerinden kısarlarsa daha iyi olur.
Öğlen yemek yememek daha çok kilo aldırır
Uzman Doktor ENDER SARAÇ: ABDURRAHMAN Bey niyet olarak güzel bir şey söylemiş. İsrafa gerek yok, edepli beslenelim diyor. Gerçekten de tıka basa yiyen, hiç dikkat etmeyen birçok kadınımız var. Ama öğle yemeği kesinlikle kaldırılmamalı. En ağır yemekleri yiyip sindirebileceğiniz tek öğün öğledir.Kahvaltıda kral gibi, öğle yemeğinde prens gibi, akşam ise fakir gibi yiyeceksiniz. Et, protein gibi hazmı zor yemekleri öğlen yemelerini öneriyoruz, akşam yerseniz şişmanlatır. Sabahtan akşama kadar yemek yememek de kan şekerini düşürür. Günde 7 öğün azar azar yiyeceksiniz. Öğünü kaldırırsanız zayıflayacağıza aksine bir sonraki öğün daha çok yersiniz. Göbek ve belde yağlanma yapar.
Dilipak söylediğine önce kendisi uysun az yesin, bakımlı olsun
Erkek egemen anlayışın geleneklerini İslami gelenek gibi coğrafyamıza getirdik. “Kadın eşini yatakta hoş tutmalı” gibi... Peki erkeğe ne iş düşüyor?
İlahiyatçı Yazar İSMAİL NACAR: BU konularda kadın ve erkek ayrımı yapılamaz. Sadece bakım konusu değil, siyasi hayatla ilgili, kültürel eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili olarak da kadın erkek ayrımı olmaz. “Kadın şunu yapmalı, bunu yapmalı” diyorlar ama bunları erkekler de yapmalı. Kadınlar sağlığına dikkat edecekse erkekler de sağlığına dikkat etmelidir. İnsanlar bir tarağın dişleri gibidir. Eşya ve kâinata Allah’ın koyduğu kurallar vardır. Bu bağlamda da kadın ve erkek arasında da bir milim bile fark yoktur. Abdurrahman Dilipak da “Kadınlar kilo alınca eşleri başka kadınlara yöneliyor. Günde iki öğün yemek yiyin” sözlerini söylemeden önce meseleye İslam’ın genel ve evrensel çizgilerinde bakmalıdır. Söylediklerine kendisi de uyuyor mu acaba? Madem söylüyor, kendisi de yemek yeme konusunda, bakımlı olma konusunda, spor konusunda bu sözlerine uymalıdır. Birçok yerde bayanların giyimlerine dikkat etmesi gerektiği söyleniyor. Ama erkekler de giyimine dikkat edecek. Gerek eşinizle, gerek iş arkadaşınızla gerek normal arkadaşınızla konuşurken bile sorumluluğunuz vardır. Eski kavimlerin geleneğini İslami gelenekmiş gibi önümüze getiriyorlar. “Kadın yatakta şunu yapmalıdır, eşini hoş tutmalıdır. Kadın şunu giymelidir, eşi mutlu olsun.” Peki burada erkeğe ne iş düşüyor? Bu tarz inanışlar saçmadır. Bu gibi sözler de İslam’a fatura edilmektedir. İslam’da bu tavırları yerli yerine oturtamadık. Erkek egemen anlayışı gelenekleri İslam coğrafyasına İslami gelenek gibi getirdik. Oysa yaşamda her şey karşılıklıdır. Bayan da bakımlı olmalıdır, erkek de bakımlı olmalıdır. Her iki tarafın da birbirlerine karşı görevleri vardır.
Çözüm kadınların zayıflaması değil, erkeklerin İslam’a dönmesi
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı ÖZLEM ALBAYRAK: DOĞRUDUR, günde iki öğün yeme, yemek sırasında su içme, sofradan aç kalkma gibi ritüeller İslam’ın yemeiçme reçetesinin maddeleri arasında. Zaten, dünyanın üst yarısında obezitenin günbegün yayıldığını; ama alt yarım kürede hergün binlerce insanın açlıktan kırıldığını düşündüğümüzde, adaletsizlik hissi duymamak elde değil. Yani ki, kilo fazlası olanlara “peygamber rejimi”ni tavsiye etmek, meseleye dinsel yönden değil de, sınıfsal açıdan baktığınızda bile anlamlı. Dünyanın alt yarım küresinden ve çağlar öncesinden gelen bir mesajın, üst yarıdakilere “az yiyin” uyarısı yapması, aynı bakışla ironik... Gelgelelim, kadınların az yemesi her şeyi çözer mi, emin değilim. Çünkü “kocayı elde tutmak için fit görünme” düşüncesi beni rahatsız ediyor. İnsanın önce kendine, sonra çevresine saygılı olması; modern kabullerle İslam’ın kesişim kümesine giren ilkelerden biri. Ama “kadının yeterince zayıf, güzel olmadığı için terk edilmesi”ni modernizm normalleştirir, oysa İslam ahlakına sahip bir erkek, her şeyinden memnun olduğu eşini sırf ince olmadığı için aldatmaz. Bunun sonu yok çünkü, bir erkek kendi eşinden daha güzel, daha ince birine mutlaka rastlar. Bu durumda kadın yeterince güzel olmadığı için suçlu mudur? Bana kalırsa, kadınlar elbette iki doğum yaptı diye yüz kilo olmasın ama, çözüm kadınların erkekleri elde tutmak için aç gezmesi değil, erkeklerin İslam ahlakıyla ahlaklanması...
- Spor yapmak kalp krizini tetikler mi?12 yıl önce
- Haliç Köprüsü'nde neler oluyor?12 yıl önce
- "İmam hatip mezunlarının sınavı iptal edildi!"12 yıl önce
- Adalet Sarayı'nı özel güvenlikçiler koruyabilir mi?12 yıl önce
- Özel güvenlik güçlerinin halka karşı zor kullanma hakkı var mı?12 yıl önce
- Atilla Kavdır'ın da hayatını kaybetmesinin ardından organ nakilleri tartışılıyor12 yıl önce
- İzmir günlerdir sallanıyor, dün de Kütahya sarsıldı12 yıl önce
- Başbakan Erdoğan'ın 'Tiyatrolar özelleştirilecek' açıklaması tartışılıyor...12 yıl önce
- Bu üstgeçitte bir "terslik" var mı?12 yıl önce
- Vergi rekortmenleri neden kimliklerini gizliyor?12 yıl önce