Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uzun bir süredir F-16’ları tartışıyoruz. ABD, bir bahaneyle F-35 projesinden Türkiye’yi çıkardığında, gelişmenin ülkemizin hayrına olduğu yönünde değerlendirmeler yapılmıştı. Milli Muharip Uçak (MMU) projesinin de bu vesileyle hızlanacağı, F-35’lere ayrılan maddi ve insan kaynaklarının yerli ve milli çalışmalarda kullanılacağı yönünde açıklamalar olmuştu. Ayrıca uçan bilgisayar konumunda olan F-35’lerde tam kontrolün ABD dışındaki ülkelere verilmeyeceği, yani kaynak kodların paylaşılmayacağı bilgisi sebebiyle de bu gelişmeyi hayra yoranlar da olmuştu.

        Sonra ne olduysa, özellikle Milli Savunma Bakanlığı ve askeri bürokrasi yeniden ABD’den uçak temini için F-16’ları gündeme getirdi. Türkiye’nin bu uçaklara ne kadar ihtiyacı olduğu ise hak ettiği ölçüde tartışılmadı. “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) istiyorsa, gereklidir” düşüncesiyle F-16’lar için yeniden ABD ile müzakerelere başlandı. ABD’de ise şimdi bin dereden su getirerek, pazarlık yapıyor.

        Geçen hafta İsveç ve Finlandiya’nın NATO katılımı için de F-16’ların pazarlık masasına geleceğini yazmıştım. Nitekim dün yapılan iki ülke dış işleri bakanlarının, Çavuşoğlu-Blinken toplantısından arda kalan en önemli konu F-16 satışına onay verilmesinde NATO bağlantısı oldu. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine sıcak bakmasının olumlu etkisi olacağı ABD tarafından ifade edildi.

        REKLAM

        Türkiye’nin özellikle de askeri bürokrasi kanalıyla, ABD’ye bu kadar yakın durmasının ülkemize bir hayrı dokunmadı, dokunmuyor ve dokunmayacak gibi... Daha önce insansız hava aracı, hava savunma sistemi istemişiz, vermemişler. F-35 programından çıkarmışlar, Suriye’de güvenliğimizi tehdit eden her türlü adımı atmaktan imtina etmediler, etmiyorlar. Belli ki F-16’lar için de ya sorun çıkaracaklar ya da bir şey almadan vermeyecekler!

        Bu durumda Milli Muharip Uçak (MMU) projesi çerçevesinde 5’nci nesil olarak üreteceğimiz uçaklarla aynı zaman diliminde teslim edilecek 4,5’ncu nesil F-16’lara gerçekten ihtiyacımız var mı? Sorusunu etraflıca ele almalıyız. Sadece askeri bakış açısıyla değil, savunma sanayindeki atılımları da dikkate alarak yeni döneme ve bulunduğumuza çağa uygun değerlendirme yapılması gerekmez mi? Çünkü F-16 satın alınmasına mesafeli duran, hatta eleştiren asker, sivil ve savunma sanayi cenahında da önemli isimler var.

        Belki 79 adet F-16’ların modernizasyonu ve ilave ekipman (KİT) gerekli olabilir. Ancak 40 adet F-16 ve 79 adet uçağın modernizasyonu için 5 milyar dolarlık maliyet söz konusu. Bu durumda yerli ve milli askeri teknoloji geliştirmede önemli mesafeler kat eden Türkiye’nin bu kadar parayı harcarken düşünmesi gerekmez mi?

        Türkiye’nin Milli Muharip Uçak (MMU) projesi tamamlanana kadar tedarik etmek istediği 40 adet Lockheed Martin üretimi 4.5’uncu nesil F-16 Blok 70 savaş uçağı ve mevcut F-16 uçaklardan 79 adedin modernizasyon zamanlaması da ciddi anlamda sıkıntılı. 2026’dan önce Türkiye’ye uçak teslimatı olamayacağı fabrikanın üretim hatlarının doluluğundan anlaşılıyor. Bu durumda tarifi yapılan dönem için F-16’ların tedariki zor. Hatta bugün “evet” dense ve ilerde bir bahaneyle geciktirilse F-16’lar yine sorun olacaktır.

        MMU projesinde bir aksaklık olabilir düşüncesiyle F-16’lar ön planda tutuluyor, ama bundan 5 yıl önce savunma sanayinde ortaya çıkan sorunların çözümüyle, günümüz şartların problem giderme yöntemleri aynı değil. Daha kısa zamanda ve daha net sorun çözümü yapılıyor.

        REKLAM

        Öte yandan ABD’nin Türkiye’ye F-16 satışında neden pozisyon değiştirip, onay verdiğinin de iyi değerlendirilmesi gerekir. Artık İHA, SİHA istemiyoruz. Akıllı mühimmatlarımız da var. Hava savunma sistemi, füzeler konusunda ABD ile masada değiliz. Yani ABD’nin vermediği birçok savunma sanayi ürününü geliştirdik ve ABD’ye bazı pazarlarda rakip olduk. Son olarak Kuveyt’e İHA satışında ABD ve Çin ile rekabet edip, Bayraktar TB2 İHA sattık. Daha önce de TUSAŞ, benzer şekilde ABD’nin de devrede olduğu yerlere ANKA İHA satmıştı.

        ABD vermeyince Türkiye üretebiliyor. Birincisi bu gerçek, ikincisi de bölgede önemli bir müttefikle ABD’nin arasının iyice açılmaması için F-16’lara sıcak bakıldığı söylenebilir. Merakı mucibim şu; Alınacak 40 adet F-16 ve 79 modernizasyon KİT’nin Türkiye’ye ne faydası olacak?

        THY – Troy işbirliği neden yok?

        THY – Troy işbirliği neden yok?
        0:00 / 0:00

        Türk Hava Yolları (THY) Miles&Smiles programıyla çalışan, bunun için özel kredi kartı çıkarıp, müşterilerine sunan iki banka var. QNB Finansbank ve Kuveyt Türk. Daha önce, 18 yıl boyunca Garanti Bankası, THY’nin önemli ortağıydı. Garanti Bankası da bu sayede ciddi anlamda müşteri topladı, rakiplerinin önüne geçti. Ancak 2022’de anlaşması bitti.

        THY hâlihazırda henüz kendi sınıfına uygun bir Türk bankasıyla da anlaşmış değil. Umarım müşteri bilgilerini (data) içerde tutacak, ağırlıkla yabancı müteşebbislerin kontrolünde olmayan bankalarla anlaşma yoluna gidilir. Ancak THY’nin bankalarla kısa dönemli anlaşmak yerine, yurtdışında bazı büyük havayollarının yaptığı gibi kendi kredi kartını çıkarması daha iyi olacaktır. Böylece kısa vadeli anlaşmalarla THY yolcularının veya müşterilerinin bilgileri de başka ellere geçmemiş olur.

        THY yetkilileri kredi kartı için “bankacılık lisansı gerekiyor” diye bir gerekçe ileri sürebilirler. Fakat küçük bir bankayla anlaşıp, bu meseleyi rahatlıkla çözerek THY için çok daha yüksek gelir sağlayacak bir sisteme adım atmaları söz konusu. Böylece tüm müşteri bilgileri kendilerinde kalır ve bu datalarla da çok daha farklı imkanların ve gelirlerin kapılarını aralayabilirler. THY'nin Miles&Smiles kredi kartlarıyla alışveriş yaptıkça, uçtukça kazanılan miller de daha anlamlı olur.

        THY adına bu teklifimi bir adım daha öteye götürmek istiyorum. Yerli ve milli ödeme sistemi Troy ile anlaşma yapmaları halinde bu işbirliğinden hem ülkemiz, hem milli havayolu hem de milli ödeme sisteme faydalanır. Troy tarafı tam anlamıyla bir kamu şirketi gibi davrandığından yeterli adımları atamıyor olabilir. Ama THY ve diğer kamu kurumları Troy ile ülke içinde önemli gelişmeler sağlayabilirler. Tabii yabancı ödeme sistemlerinin komisyonları, lobileri aşılabilirse…

        Hatırlatayım; Troy, Bankalararası Kart Merkezi A.Ş (BKM) tarafından kurulan ve işletilen yerli ve milli kartlı ödeme sisteminin adı. 2016’dan bu yana faaliyette. 18 banka ile çalışıyorlar, lakin kimsenin haberi yok. Bağlı olduğu ilgili kurumlarda nedense yabancı ödeme sistemlerine gösterdikleri ilgiyi Troy’a göstermiyorlar. İşte bu noktada THY-Troy işbirliği yeni bir başlangıç olabilir. Bu konuda daha çok şey söylemek mümkün, şimdilik bu kadar.

        Diğer Yazılar