Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HAFTA arası 2 gün beyaz eşya baktım. Kendi kendini temizleyen fırınlar, siz marketteyken telefonunuzdaki app sayesinde size içini gösteren buzdolapları, “Yandaki fırında çok yağlı bir yemek var, dur kendimi buna göre hazırlayayım” diyen akıllara seza ‘akıllı’ bulaşık makineleriyle sohbet ettim...

        Akşam siyah takım elbisem iki dirhem bir çekirdek, yüzlerce yıllık bir şatonun avlusuna kurulmuş dev masalarda bol bol gülüp eğlenilen dev bir yemekteydim..

        Canım büyükannem beni böyle bir ortamda görse ‘evleniyorum’ diye sevinip mutluluktan iki gözü iki çeşme ağlardı eminim...

        Biliyorum cennetten bakıyorsun ama üzgünüm büyükanne benim düğünümde değil, Grundig Türkiye’nin ‘Gıda israfı yaşam israfıdır, gıdaya saygı’ felsefesiyle başlattığı ‘Ruhun Doysun’ (Food For Soul) kampanyasının Milano’daki davetindeyim...

        Ve birkaç metre ilerimde kampanyanın yüzü, hayranı olduğum, dünyanın en iyi birkaç şefinden biri Massimo Bottura, masalar arasında heyecanlı heyacanlı bir şeyler anlatıyor herkese...

        Yemeklerin sadece mideleri değil ‘ruhları da doyurması’ gerektiğini söylüyor: “Hiçbiriniz insan öldürmek istemezsiniz ama yemek (gıda) israfıyla öldürebilirsiniz...”

        Akşamdan kalan yiyecekleri nasıl yeniden değerlendirebileceğimizle ilgili fikirler veriyor... Ve sürekli büyükannesinden bahsediyor: “Ben yeni bir şey icat etmiyorum, sadece büyükannemin ben çocukken bana yaptığı yemekleri hatırlıyorum...”

        5 MİLYON EKMEK ÇÖPE

        Bottura, Türkiye’de şef Mehmet Gürs’ün öncülüğünü yaptığı gıdayı ve ‘gıdaya saygıyı’ merkez alarak bilinçli tüketimi yayma hedefiyle yola çıkan ‘Ruhun Doysun’ kampanyasına dünyanın dört bir yanından genç şeflerin destek vermeye başladığını ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini söylüyor.

        1.3 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini ve bu yiyeceklerin 868 milyon aç insanı doyurabileceğini duyduğumda önümdeki tabağa baktım. Hâlâ birkaç kırıntı vardı...

        Grundig’in 6 Avrupa ülkesinde, 3 bin kişiyle yaptığı araştırmanın sonucuna göre Türkiye’de tüketicilerin yüzde 64’ü son kullanma tarihi geçen yiyecekleri asla kullanmadığını söylerken, yüzde 71’i israf ettiği gıda miktarından endişeliymiş.

        Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 40’ı daha sofraya gelmeden çöpe gidiyor. 100 milyar TL’lik sebze-meyve ticaretinin 25 milyar liralık bölümü israf ediliyormuş.

        Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2008 araştırmasına göre, her gün 5 milyona yakın ekmeğin çöpe gittiğini öğrendiğimde tabağımda kalan son kırıntıyı da ağzıma attım.

        HER ŞEY DUYGUYLA...

        Hepimizin karnını doyurmaktan başka gayesinin olmadığı bir çağda insanlara “Ruhunu doyur” diye bağıran Massimo Bottura’yı izlerken cennette bir yerlerde, benim büyükannemle onun büyükannesinin yan yana olduğunu hayal ettim.

        Abisiyle birlikte büyükannesinin mutfağında masanın altına saklanıp onun yaptığı tortellinileri nasıl çaldığını anlattığını okumuştum bir yerlerde...

        28 yıldır restoranındaki tortellinileri yapan Modenalı ‘Lidya Teyze’yi anlatırken “Her şey buradan, hatıralardan geliyor. Mutfağımıza gelenler gastronomiyle ilgili her şeyi yapıyor ama hâlâ Lidya kadar iyi makarna yapamıyorlar. Lidya’yla yaptığımız her şeyi ruhumuzla, kalbimizle yapıyoruz...” diyor.

        Dünyada en çok ‘israf’ edilen yiyeceğin patates olduğunu öğrendiğimde büyükannemin sarımsak ve limon soslu patates kızartmasının kokusu burnuma geldi 40 yıl öncesinden...

        Sadece yiyecekleri değil o güzel günlerimi de nasıl israf ettiğimi fark ettiğimde “Yemek pişirmek aşk gibi” diyen Bottura şöyle fısıldıyordu: “Her şey duyguyla alakalı...”

        Bugün yemekte, tabağınızda bir şey bırakmayın ki arkanızdan ağlamasın...

        Ne yemeğinizi ne günlerinizi israf etmeyin; karın bir şekilde doyar asıl ‘Ruhunuz Doysun’...

        Massimo Bottura’ya “Benim külbastım güzel olur” derken ben :)

        Diğer Yazılar