Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bizi insan yapan güçlü duygularımızdan biri empati.

        Empati karşımızdakini anlamamıza mı yarar?

        Aslında tam olarak 'anlamak' demeyelim.

        Zira anlama eylemi biraz da akılla olan bir şeydir.

        Oysa empati daha çok duygu ile yapılır. Dolayısı ile ‘anlamak’ yerine ‘hissetmek’ demek daha doğru olacak sanki.

        İnsan empati yaptığında, ötekinin neler yaşadığını hissettiğinde ortak bir duygudaşlık oluşur.

        Dolayısı ile aynı duyguları paylaştığınız zaman, ötekinin acısını, hüznünü, sevincini, neşesini de hissedersiniz.

        Böylece konuşarak anladığınız insanın, bir de empatiyle ne hissettiğini de bilirsiniz.

        Peki bazı insanlar neden empati yapamaz?

        Bu soruyu, son ekonomik krizle yaşanan tartışmalarda kendi kendime sormaya başladım.

        Nasıl olur da bir asgari ücretlinin, dar gelirlinin, emeklinin, memurun, çiftçinin, köylünün bu zam yağmuru altında neler yaşadıklarını anlamıyorlar?

        Neden empati yapmıyorlar?

        Gerçekten ‘ülkede her şey çok iyi, milletin öyle abartılı sıkıntısı yok’ diyenlerin empati yapamadığını düşünmeye başladım.

        Peki neden yapmıyorlar?

        Cevabı kendi kendime bulamayınca, bir psikolog dostumu aradım.

        “İki sebeple” dedi.

        “Ya bu kişinin ciddi psikolojik sorunları vardır ve empati yetisini yitirmiştir.

        Ya da sosyalleşmeden uzaklaşan, ötekiyle temas kurmayan, yüzleşmeyen, iletişime geçmeyen biridir. Öteki bireyin ne yaşadığını ve nasıl bir duygu dünyası içinde olduğunu anlamak istemiyordur. Kaçıyordur yani” dedi.

        Bu açıklamayla durumu daha iyi anladım.

        Demek ki sahaya inmeyen, halkın arasında dolaşmayan, ötekini anlamak istemeyen, gerçekle yüzleşmekten korkan insanlar, empati yapamıyor.

        Empati yapamayınca insanların neler yaşadığını hissedemiyorlar.

        Yoksa halkın arasına karışmış birinin her şeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünmesi imkansız.

        Anladım ki gerçekten sosyalleşmiyorlar, iletişim kurmuyorlar, yüzleşmiyorlar ve hayatı kendi çevrelerindeki insanların yaşamı gibi zannediyorlar.

        Bir gazetecinin, kanaat önderinin, siyasetçinin, akademisyenin, aydının ya da herhangi birinin empati yoksunluğunun sebebi budur.

        Anlamak ve duygudaşlık yaşamak, yani empati yapmak için iletişime geçen herkesin kesinlikle kanaatlerinin değişeceğini düşünüyorum.

        Bunu çok denedim ve çok tecrübe ettim.

        Beni hiç okumayan ya da dinlemeyen insanların, benimle iletişime geçtikten sonra fikirleri değişti.

        Tam tersi de oldu. Bir zamanlar hiç iletişim kurmadığım insanlarla temas kurduğumda benim de fikirlerim değişti.

        Karşılıklı empati kurduğumuzda ne hissettiğimizi daha iyi fark ettik.

        Bu yüzden “öteki” dediğimiz, bizden farklı düşünen, farklı yaşayan insanlar olsak da iletişim kurmalı, sosyalleşmeliyiz.

        Empati ancak böyle sağlanabilir.

        Kutuplaşmanın, ötekileştirmenin, dışlamanın, içe kapanmanın panzehri empatidir.

        Diğer Yazılar