Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Neredeyse 25 yıldır aile toplantılarımızı, gezilerimizi videoya çekeriz. O videoları izlediğimde iki şey dikkatimi çekiyor.

        Birincisi, hepimizin yüzünde bir enerji, tebessüm varmış.

        Bir de sanki her yer daha aydınlık, ortam daha bir parlıyor.

        Anılarım da öyle geliyor bana. Mahallemiz daha bir aydınlık, canlı ve enerji dolu sanki.

        Neden şimdi çektiğimiz videolarda yüzlerimizde o enerji yok, o tebessüm yok diye düşünüyorum. Belki yaşlandık ondandır.

        Ancak şimdi 25-30 yaşlarında olan çocuklarımız da kendilerini daha yorgun, daha az gülen, daha az enerjik hissediyor.

        Sonra bunu birçok kişiyle de konuştum. Onlar da öyle hissediyor.

        Yorgunuz...

        Belki ülke olarak son yıllarda akılalmaz olaylar yaşadık. Hele son beş-altı yılda, 15 Temmuz darbesi başta, yaşadıklarımız son derece moral bozucu, tüketici ve enerjimizi emen olaylardı.

        Bir de üstüne ekonomik krizi ekleyin. Ne gülecek, ne tebessüm edecek, ne enerji yayacak halimiz var.

        İşin ilginç yanı, Avrupa’yı gezen insanlarla konuştuğumda da benzer şeyler dinledim. Orada da insanlar yorgun, mutsuz, tebessüm etmiyor diyorlar.

        Hepimiz pandemiden dolayı ciddi psikolojik sorunlar yaşamaya başladık orası kesin.

        Ancak onun öncesinde de Avrupa ve Amerika toplumunda bir huzursuzluk, bir mutsuzluk vardı.

        Toplumsal hareketler, protestolar, radikal eğilimler yükselişteydi hatırlayın.

        Ortadoğu’yu hiç anlatmıyorum.

        Savaşlar, sürgünler, göçler, darbeler, terör, iç savaşlar…

        İslam dünyası çok büyük bir savrulmanın içinde.

        Tuhaf ama tüm bunların üstüne doğal afetleri de ekleyin.

        Seller, yangınlar, tayfunlar, depremler…

        İnsanlık ancak bu kadar hırpalanabilir.

        Bu yüzden dünya yorgun ruhlar yurduna döndü.

        Peki ne oluyor böyle? Tam anlamış değilim.

        Belki de hepimiz büyük bir değişimin tam ortasındayız.

        İnsanlık değişecek, güç dengeleri bozulacak, yönetimler farklılaşacak, yeni rejimler, yeni ideolojiler doğacak.

        Değişimin en güçlü dinamiği ekonomi her yerde sarsıntı halinde. Bu yüzden radikal, devrimsel dönüşümler olacak…

        Bilemiyorum…

        Ancak hepimiz yorgunuz. Enerjimiz yok, yaşama sevincimiz azaldı.

        Bununla mücadele etmek gerekir. Bunu da unutmayalım.

        Tek bir hayatımız var. Onu böyle mutsuz tüketmemeliyiz.

        Nasıl yapacağımızı da kendimiz bulmalıyız.

        Diğer Yazılar