Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bütün televizyon programlarında bir şekilde yargıdaki siyasallaşmayı tartışıyoruz.

        Herkes bugünkü adalet sisteminin nasıl bozuk olduğunu anlatıyor. Haklılar.

        Ben ısrarla şunu söyledim hep:

        12 Eylül yargısının mağdurları hala hayatta.

        28 Şubat yargısının mağdurlarından biri benim mesela.

        CHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemlerde kadroya alınan hakimlerin durumu biliniyor.

        FETÖ’nün yargıya sızdığı yıllarda binlerce insan mağdur edildi.

        Şimdi AK Parti yargıya müdahale ediyor diye tartışıyoruz...

        Demek ki her dönem yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı konusunda ülke sıkıntı çekti.

        Peki hangi siyasi iktidar gelirse gelsin, yargının etkilenmeyeceği ve politize olmayacağı bir sistem kuramaz mıyız?

        ZİHİNLERİ POLİTİZE OLMAMIŞ GENÇ HUKUKÇULAR

        Doğrusu bununla ilgili tam teşekküllü bir çalışma hiç görmedim şimdiye kadar.

        Değerli dostum, iletişim alanının önemli ismi Prof. Ali Murat Vural Hoca bir gün beni aradı. “Senin dert ettiğin konuyla ilgili bir çalışma var, öğrenmek ister misin?” dedi.

        REKLAM

        Tabii hemen kabul ettim.

        Avukat Mehmet Gün ile tanıştım.

        Kendisi uluslararası hukuk alanında çalışıyor aslında. Ancak bundan 12 yıl önce tarafsız ve bağımsız bir yargı sistemi nasıl inşa ederiz diye kafa yormaya başlamış. Türkiye’deki yargı sisteminden o da şikayetçi çünkü.

        Asla politize olmayacak, siyasi iktidarın etkisinde kalmayacak, belli kliklerin ve grupların kontrolüne girmeyecek ve halka kaliteli yargı hizmeti verecek bir sistem arayışına girmiş. Bunun için "Daha İyi Yargı Derneği"ni kurmuş.

        İlginç bir şey yapmış bu arada. Çok genç, zihinleri henüz siyasi angajmana girmemiş ama iyi hukuk eğitimi almış bir ekip kurmuş. Amaç hiçbir politik görüşün çalışmada baskın olmaması.

        Pandemide eve kapandıkları dönemde her gün bu ekiple Zoom üzerinden toplanarak tartışmışlar, konuşmuşlar ve sistem üzerine çalışmışlar.

        22 ülkenin yargı sistemini incelemiş, dünyadaki yargı reformu çalışmalarını arayıp bulmuşlar.

        Sonunda ortaya bir metin çıkmış.

        TAM BAĞIMSIZLIK DEĞİL, HESAP VEREBİLİR BAĞIMSIZLIK

        Mehmet Gün ve ekibi önceki gün beni yeniden davet ettiler. Ekibin genç ve dinamik hali çok dikkatimi çekti.

        Çalışmalarını anlatırken dikkatimi çeken bir cümle kurdu Mehmet Gün:

        “Tam bağımsız bir yargı denetlenemez. Bu da bizi yargıçlar devletine götürür. Bu nedenle denetlenebilir ve hesap verebilir bir yargı bağımsızlığı olması gerekir. Temel hedefi de halka kaliteli yargı hizmeti vermek olmalı sadece.”

        REKLAM

        Benim kafam siyasi çalışır. O nedenle siyasetin etkisine girmeden nasıl bu sistemi kuracaklarını sorguladım sürekli.

        Organizasyon şeması, kurullar, yapılar, görev tanımları hep hesap verebilen, denetlenebilen, şeffaf bir yapı zihinde tutularak yapılmış.

        “Sistemin bozulmaması için sigortanız nedir?” dedim.

        “Bir sigorta değil, birkaç sigorta koyduk. Tek olursa bir gün gelir o sigorta da atar. Sistem yeniden birinin kontrolüne geçer.” dedi Mehmet Gün.

        SİYASETİN MÜDAHALE EDEMEYECEĞİ BİR SİSTEM İDDİASI

        Teknik olarak konuyu anlatmak belki bir köşe yazısına sığmayabilir.

        Ancak sistem mevcut Hakimler ve Savcılar Kurulu yerine bambaşka bir yapı öneriyor. Adı, “Adalet Yüksek Kurumu”.

        Sanırım en önemli sigortası sistemi çalıştıracak olan Genel Kurul. Yapısı, üye profili, seçilme şekli, denetlenmesi, çalışma biçimi açısından kontrol edilmesi, siyasetin etkisine girmesi çok zor görülüyor.

        90 kişilik bu Genel Kurul üyelerinin sadece 20 üyesi yasama ve yürütme erki tarafından seçiliyor.

        Geri kalan 70 kişi hukuk meslek mensuplarından sivil topluma, üniversitelerden TOBB üyelerine kadar geniş bir yelpaze tarafından seçiliyor.

        Ve bu Genel Kurul, kendi başkanını seçtikten sonra öyle istediği gibi hareket edemiyor. Burayı denetleyen ve itirazları değerlendiren başka yapılar da inşa edilmiş. Bu da başka bir sigorta.

        EN ZOR KISMI SİYASİLERE KABUL ETTİRMEK

        Mehmet Gün ve ekibi bitirdikleri, şık bir kitap haline getirdikleri çalışmayı şimdi tartışmaya açtı. Uluslararası yargı uzmanlarıyla online, yerli uzmanlarla yüz yüze reform paketlerini tartışıyorlar. Onların önerilerini, eleştirilerini dinleyip sistemi revize edecekler. Yıl başına kadar da bu çalışma tamamlanmış olacak.

        REKLAM

        Bugüne kadar bu sivil yargı reformu çalışmasını dinleyip de beğenmeyen yokmuş.

        Ancak bunu ülkede nasıl hayata geçirecekler? İşte işin zor kısmı burada.

        Yine benim siyasi çalışan kafamın ürettiği soruları duyunca işlerinin zorluğunu onlar da anladı.

        Tabii umutsuz bir durum gibi algılanmasın bu konu.

        Zira tarafsız gözle bakıldığında her siyasinin bu sistemi beğeneceğine eminim.

        Yeter ki, yargıya müdahale etmeyi akıllarından çıkarsınlar!

        Not:

        Çalışmayla ilgili bilgi almak isteyenler www.dahaiyiyargi.org sitesini ziyaret etmeliler.

        Diğer Yazılar