Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İran’da son yılların en yoğun protesto gösterileri sonrasında yapılan yorumlar, analizler ve öngörülerin bir kısmı objektif değerlendirmelerin ötesinde, görüş beyan edenlerin temennilerini yansıtıyor daha çok.

        Rejimin yıkılacağını düşünenler, "dış güçlerin" bu gösterileri koordine ettiğini ifade edenler ve İran’ı bahane edip İslam’a saldırıldığını iddia edenler de sübjektif bakış açısına sahip.

        Haber ve yorumların çoğu da İran’ın iç yapısı, dengeleri, ülkedeki etnik ve dini örgüsünü çok fazla bilmeden yapılıyor.

        OLAYLAR İLK DEFA BU KADAR YAYGIN

        Belki de en tutarlı ortak bilgi, İran Devrimi'nden bu yana, ilk defa ülkedeki tüm bileşenlerin sokaklara inerek gösteri yapması.

        Pakistan sınırından Türkiye’ye, Türkmenistan sınırından Basra körfezine kadar neredeyse tüm şehirlerde gösteriler var.

        Öne çıkan etnik yapılar ve gösteri yaptıkları şehirler şöyle:

        İran (Güney) Azerbaycan’ı Türkleri: Tebriz, Erdebil, Zencan, Urumiye, Gazvin, Hamedan

        Kaşgay Türkleri: Firuzabad, Şiraz

        Türkmenler: Gumbedkabus,

        REKLAM

        Kürtler: Senendec, Kirmanşah, Merivan

        Yaresan Alevi Kürtleri: Kirmanşah

        Beluçlar: Cabahar, Zahidan, Serbaz, İranşehr

        Farslar: Tahran

        Bunların haricinde ilk kez sanatçılar, yazarlar, futbolcular, teknik direktör vb. ünlüler de protestolara destek veren mesajlar yayınladılar. Bu tanınmış kişilerden biri olan eski Cumhurbaşkanı Rafsancani’nin kızı Faize Rafsancani gözaltına alındı.

        İran diasporasının yoğun olduğu Türkiye, Belçika, Yunanistan, ABD, Kanada, İsveç, Almanya, İngiltere başta, bir çok ülkede destek gösterileri yapıldı.

        Bugün 12. Gün ve gösteriler devam ediyor.

        GÖSTERİLERDE ÖNE ÇIKAN TALEPLER

        Gösteriler, öldürülen ve sembol haline gelen Kürt kızı Masha Amani (22) ve Türk kızı Hadis Necefi (20) protesto için yapılıyor ama talepler biraz daha farklılık gösteriyor.

        Atılan sloganlar şöyle:

        Türkler: “Azatlık (özgürlük), adalet, milli hükümet”

        Kürtler: “Jen (kadın), jiyan (yaşam), azadi (özgürlük)"

        Farslar ve ortak slogan: "Merk Berk Diktatör (Diktatöre ölüm)"

        Göstericilerin tamamı baskı rejiminden, ekonomik sıkıntılardan, özgürlüklerin kısıtlanmasından, yolsuzluklardan şikayet ediyor.

        BAĞIMSIZLIK VE FEDERAL YAPI TALEPLERİ ARTTI

        Güney Azerbaycan Merkez Partisi Başkanı Salih Kamrani, başta Türk şehirler olmak üzere gösterilerde gittikçe artan tam bağımsızlık ve federal yapı isteklerinden bahsetti bana.

        REKLAM

        Türkler, Beluçlar, Kürtler, Araplar İran’dan koparak bağımsız olmayı, o olmazsa federal bir yapıya dönüşmesini ve özgürlüklerin arttırılmasını istiyor diyor.

        Dil, din, mezhep alanında yapılan kısıtlamalara tepkiler bu gösterilerde yine öne çıkan unsurlar.

        Bu federal yapı talebine Fars kökenli muhaliflerin de destek verdiği, İran devletinin kaçınılmaz olarak bu talepleri karşılamak zorunda kalacağını söylüyor Kamrani.

        Güney Azerbaycan Milli Azatlık Cephesi Yönetim Kurlu Üyesi Ahmet Obalı ise, bağımsızlık isteklerinin daha güçlü olduğunu, bu gösterilerde bunu daha çok gördüklerini ifade ediyor.

        GÖSTERİLERDE GENÇLER VE KADINLAR ÖNDE

        İki genç kadının öldürülmesine en yoğun tepkiler genç kuşaklardan ve kadınlardan geliyor. Daha önce pahalılık ve akaryakıt zamlarını protesto gösterilerinde orta kuşak kesim görülmüştü sokaklarda. Şimdi tersi bir durum var.

        Genç ve kadın nüfusunun yoğunluğu, muhalifleri umutlandırıyor. Ahmet Obalı, “Bu kadar genç insanın, bu kadar yoğun istediği özgürlük talebi rejimi zora sokuyor” diyor.

        Resmi rakamlara göre göstericilerden 41 kişi hayatını kaybetti.

        İnsan hakları izleme örgütlerine göre ölü sayısı 76.

        Tutuklu sayısı ise 2500 civarında.

        İran devletinin gösterileri bastırma şekli öncekilere oranla daha az sert. Daha önce helikopterlerden ateş açacak kadar sertleşmişti güvenlik kuvvetleri.

        TÜRKİYE VE YABANCI ÜLKELER TEMKİNLİ

        Türkiye İran’la olan kadim mücadelesinde her zaman çok dikkatli olmuştur. Her ne kadar İran resmi ve özel medyası Türkiye’yi düşmanlaştırmada bu kadar hassas davranmasa da, devletler düzeyinde hep diplomatik bir dil kullanılmıştır.

        REKLAM

        Bu nedenle Türkiye’den göstericilere açıktan bir destek açıklaması beklenmemeli.

        Daha önce İran içindeki gösterilere açıktan destek veren ABD ve Avrupa ise son derece temkinli.

        Bunun iki nedeni olabilir: İran devleti bu açıklamaları her zaman “dış güçler bu göstericileri destekliyor, ülkemizi bölecekler" diyerek bu açıklamaları kendi lehine çevirmişti.

        Bu duruma düşmek istemeyebilir Batılı ülkeler.

        Bir diğeri de enerji krizinin zirvede olduğu bir dönemde, İran’dan gelebilecek bir enerji arzının önünü kesmek istemiyordur. Nükleer anlaşma görüşmeleri istenilen gibi tamamlanırsa, enerji arz-talep ilişkisi de yoğunlaşabilir.

        REJİM DEĞİŞKLİĞİ OLUR MU?

        Gösterilerin yaygınlığı ve katılımın çeşitliliğini göz önüne alarak ülkede bir rejim değişikliği bekleyenler var. Ancak bunun gerçekleşme ihtimali yok denecek kadar az.

        Bir kere gösterilerin merkezi bir dinamiği, örgütlenmesi ve liderliği bulunmuyor.

        Bu yüzden dağınık halde süren gösterilerin motivasyonu zaman zaman düşüyor.

        Ayrıca talepler tam bağımsız devlet isteyenlerden tutun, baş örtüsünü çıkarmaya; yolsuzlukla suçlanan isimlerin yargılanmasından tutun, kendi dillerinde eğitim almaya kadar çok çeşitli.

        Bunların hepsini karşılayacak alternatif bir muhalefet yapısı da bulunmuyor.

        Son seçimlerden sonra, devlet içinde reformcu ya da muhalif hiçbir isim kalmadı. Reformcu Cumhurbaşkanı başta bir çok lider konumundaki kişiler, ev hapsinde. Kaldı ki bu reformcu liderler de göstericilerin taleplerinin bir kısmına (bağımsız devlet gibi) karşı çıkar.

        REKLAM

        Rejimi temsil eden ve şahsıyla bütünleştiren Rehber Ali Hamaney (83) her ne kadar hasta olsa da orduda, istihbaratta, yargıda ve bürokraside sarsılmaz bir gücü bulunuyor.

        Devlet içinde Devrim Muhafızlarıyla, klasik ordu arasında bir çekişme olduğu söylense de, Devrim Muhafızları'nı karşısına alıp, göstericilere destek verecek bir silahlı gücün çıkması pek mümkün değil.

        Ancak rejimin yıprandığını da kimse göz ardı etmemeli.

        GÖSTERİLER NE KADAR SÜRER ve SONUÇ NE OLUR?

        İran Araştırmaları Merkezi'nde akademisyen Mehmet Koç:

        “İran 2 bin KM ötede, Suriye’de rejim değişirse bize sıçrar diye oraya müdahil olmuş bir devlet. Kendi ülkesinde rejimi tehdit eden bir olaya asla izin vermez ve her şeyi de yapar. O nedenle yakın vadede bir rejim değişikliği olmasını beklemiyorum. Fakat bu kadar yaygın tepkinin de sistemi hırpaladığı görülüyor.

        Ruhani, Hatemi, Kerrubi, Musevi gibi isimler gösterilerin liderliğine geçerse ancak bir değişim olabilir. Ancak bu isimlerin bir kısmı hep gözetim altında ve nefes aldırılmıyor. İran toplumu diasporadan birilerinin liderliğini kabul etmez, onun dediğini de yapmaz. Gösteriler reformcu liderlerin sahneye çıkmaması sonrası sönecektir.”

        İRAN KAÇINILMAZ DEĞİŞİME GİDECEKTİR

        İran devrimi 41. Yılında ve huzur bulmuş değil hala. Millet için yapılmış bir devrim ama millete rağmen sürüyor şimdi.

        Tutucu ve değişime karşı olan muhafazakar kesim, bir de aşırı yolsuzluğa bulaşmış durumda.

        Bu da öfkeyi dine, dindarlığa yöneltiyor. Deist ve ateist sayısı had safhaya çıkmış durumda. “dış güçlerin” bir şey yapmasına gerek yok.

        Devrim Muhafızları askeri, Hamaney de siyasi olarak bu kesimin savunucusu ve koruyucusu. Ancak Hamaney’in ölümü sonrası İran'da büyük bir değişimin yaşanacağını da herkes bekliyor.

        Reformcu ve ılımlı kanat cesur olur ve halka liderlik yaparsa, İran’da bir şey değişebilir.

        Başka türlü dışarıdan bir etkiyle imkansız.

        Diğer Yazılar