Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ankara’da Erdoğan’a yakın konuştuğum önemli bir isim şöyle tanımladı durumu:

        “Şu ana kadar bir tek kişi bile bu olayı savunmadı. Allah’ın varlığı konusunda bile bu kadar ittifak görmedim”.

        Sadece o halkadan değil, ikinci, üçüncü halkalardan, İstanbul’da siyasetin içindeki isimlerden de benzer cümleler duydum: “İnanılır gibi değil, nereden çıktı bu karar?”

        O kadar ki medyada aklıselim tutum beklenmeyen AK Parti savunucuları bile bu karara tepki gösterdi.

        Siyaseti az biraz okuyabilen herkes aynı şeyi söyler.

        O kadar tuhaf bir karar ki bu, CHP lideri bile yasaklama kararını beklemediğini söyledi.

        RÜZGAR TERSİNE DÖNDÜ

        AK Parti son 2-3 aydır vatandaşın bütçesini ilgilendiren ekonomi alanında yaptığı iyileştirmelerle ciddi bir ivme kazanmıştı.

        Muhalefetin kendi arasındaki kavgalar da buna eklenince psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş, oylarında artış başlamıştı.

        Herkes son bir kez daha Erdoğan’ın kazanacağına artık inanmıştı.

        Muhalefet kesiminden bile bunu duyuyordum.

        Ancak bu karar her şeyi tersine çevirdi.

        Rüzgar durdu, psikolojik üstünlük geriledi, moraller bozuldu, umutlar kırıldı.

        Muhalefet çok büyük bir enerji yakaladı. Siyasi bir dip dalga oluştu.

        Peki bu karar nereden çıktı?

        BU YARGININ KARARI DENEMEZ ARTIK

        “Yargının verdiği kararı iktidara mal edemezsiniz” diye yapılacak bir savunma pek inandırıcı değil.

        Davanın görüldüğü mahkemede savcının, hakimin kısa süre önce değiştirildiği bir ortamda, bu cümleleri kurmak pek inandırıcı olmaz.

        Yargının hali ortaydayken bu tezi savunmak pek akıllıca değil.

        İlk derece mahkemenin kararını üst mahkemeler iptal etse de yaratılan dalgayı kıracağını pek sanmıyorum.

        AK PARTİ’NİN GELDİĞİ EŞİK

        Bunun adını doğru koyalım: Buna siyasi mühendislik denir.

        Daha önce birçok Milli Görüş partisini kapatan, Erdoğan’ı yasaklayan, AK Parti’ye kapatma davası açan ve bunun için yargıyı siyasi mühendislik aracı haline getiren kimlerse, onlardan öğrenilmiş, etik dışı bir harekettir.

        Tıpkı İstanbul seçimlerde olduğu gibi, siyasi kulvarın dışına çıkılmış ve oradan siyaset dizayn edilmeye çalışılmıştır.

        Bu, AK Parti’nin varlık diziliminde olmayan bir gendir.

        Bu fikri kim ortaya atmışsa, kim savunmuşsa kesinlikle AK Parti’nin aleyhine çalışıyordur.

        Genetiğine müdahale edilmiş bir AK Parti, yeni bir eşiğin kapısına geldi.

        Ya bu eşikten geçecek, kararı savunacak ve farklı bir kulvara geçecek ya da bu genetik mühendisliği reddedecek ve organik haline dönecek.

        Diğer Yazılar