Bir başlangıç olabilir mi?
‘Peki ya komünist veya sosyalist bir devrim olsaydı?’ varsayımının üzerine giden “Devrimden Sonra”, Türk sinemasında profesyonel bilimkurgu üretiminin ilk kıvılcımını yakabilir. Zira burada 12 hikaye üzerinden skeçlerden kurulu anlatı, gerçek bir Türkiye alegorisi çıkarırken, samimi diyaloglar, doğru tespitler ve iyi oyunculuklarla yükseliyor. Bu durum da daha az bütçe ile uygulanabilecek distopik bilimkurgu alanında Avrupa sinemasında gördüğümüz ‘düzen değişimi sonrası nihilist-varoluşçu hayat’ üzerine kurulu bir yapıyı harekete geçiriyor. Nihayetinde “Devrimden Sonra”, sinemada fazla uygulanmayan sosyalist bilimkurgu kavramının belirgin bir açılımını sunuyor. Meraklısına filmin DVD’si ülkemizde raflara girdi.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin anonim çalışması ve Mustafa Kenan Aybastı’nın imzasıyla gerçekleşen “Devrimden Sonra”ya (2011) farklı açılardan bakılabilir. Film, komünist ya da sosyalist sistemin gelmesi, devrimin gerçekleşmesi ile yaşananların arka planını yansıtmadığı için eleştirilere tabi tutulabilir. Bu düzenden ‘distopik bilimkurgu’ alanına dair adımlar atmadığı için kritize edilebilir. Hatta skeçsel bir anlatıyla böylesi önemli meseleyi bölük pörçük ettiği için de tartışmalar açabilir.
Politik taşlama omurgası ve bilimkurgu yaklaşımı ile incelenmeli
Ancak nihayetinde yapılan iş daha ziyade bir ruh halini, günümüz hükümetinin karşısında duran bir ‘eğer…’ portresini perdeye yansıtmak. Bunun da yönetmenin ve projenin bazında bir ‘politik taşlama’ omurgası var. Ana oyuncuların yetkinliğiyle ve diyalogların becerisiyle parlayan bir de dramatik yapı mevcut halihazırda. Elbette düzenin nasıl geliştiği ile ilgili fikir yürütmemek filmin tamamen böylesi bir düzenek ile ilgili maddi kısıtlamasının olması.
Örneğin Emre Akay’ın kısa filmi “Kırmızı Alarm” da benzer bir süreci bilimkurgu benliğimize armağan ederken kısa film ve tecrübe kanalıyla sivriliyordu. Bu eser ise daha ziyade ‘bizde bilimkurgu çekilse nasıl ourdu?’ düşüncesinden ‘distopik bilimkurgu’ alanında faaliyet gösterirdi cevabını çıkarıyor. Ancak oradan “Osmanlı Cumhuriyeti”vari (2008) bir yerel portreyle çarpışıyor.
Alanında Avrupa geleneğine yakın
Bu doğrultuda perdeden dökülenlerin köylüsüyle, şehirlisiyle, işsiziyle, kirada oturanıyla, katiliyle, işsiziyle bir Türkiye alegorisi çıkartması amaçlanmış. Komünist ya da sosyalist düzenin devreye girişi de bir şekilde Costa-Gavras’ın politik düzen değişimi üzerine giden ‘el kamerası’ ve ‘doğal renk’ düşüncesini yetkin hale getirmiş.
Bu yolda “Devrimden Sonra”nın belirgin bir amacı yok gibi gözükse, hatta Fransız sinemasının geleneklerini akla getirse de minimal bir distopik bilimkurgu görünümünü kalkındırdığı söylenebilir. Böylelikle düzeni ileriye götürmeden ve baştakileri göstermeden sınıfsal ayrımın ortadan kalktığı, rahat bir hiyeraşiyi karşımıza çıkarıyor. Elbette şimdilik “THX 1138” (1971) ve “Soylent Green” (1973) gibi filmler üretme şansımız yok. Ama en azından ‘sosyalist bilimkurgu’ gibi çok örneği olmayan bir alanın varlığı ile yetinebiliriz.
Bir şeylerin başlangıcı olabilir
Zira politik tabanından güç alıp ‘propaganda’ düşüncesini fazla ileri götürmeyen samimi “Devrimden Sonra”, bir şeylerin başlangıcı olabilir. Samimiyetle gelen oyunculuk becerileri bu durumu, finaldeki duruşla da perçinliyor zira. En iyisi “Fetih 1453”ün tarihi-epik, “SüperTürk”ün fantastikte A sınıf sürecini başlattığı dönemde bu eserin de bilimkurgu için bir işlev üstlendiği not düşmeliyiz. En azından okların o yöne kaymasını dilemeliyiz.
Elbette biraz daha bütçe ve uğraşı ile buradaki ‘doğaçlama’ duran sahnelerin ötesinde bir noktalara gidilebilir. Zira kısa film piyasamızda böylesi bir eğilim var. Celseyi kapatırken böylesi ‘muhalif’ bir projeye destek olan ana oyuncuların başarısının yanında ‘yardımcı oyuncular’ın amatör ruhu abartmalarını da es geçmemek lazım deriz.
FİLMİN NOTU: 5
Künye:
Devrimden Sonra
Yönetmen: Mustafa Kenan Aybastı
Oyuncular: Cezmi Baskın, Aytaç Arman, Fırat Tanış, Serdar Orçin, Mert Fırat, Levent Ülgen
Süre: 95 dk.
Yapım yılı: 2011
keremakca@haberturk.com
- New York Film Festivali izlenimleri8 yıl önce
- Antalya'da ödülü 'Albüm' ve 'Tereddüt' hak ediyor8 yıl önce
- Antalya'nın ana yarışmasında 'Yeni Türkiye' sesleri8 yıl önce
- New York ve Toronto'dan Oscar'a bakış8 yıl önce
- Altın Portakal yeniliklerle başlıyor8 yıl önce
- NYFF'den '13th' ve 'The Rehearsal'8 yıl önce
- Filmekimi'nden üç film8 yıl önce
- 'Bugün olsa yine yaparım'8 yıl önce
- James Cagney müzikali parçalı bulutlu8 yıl önce
- NYFF'den ayrıksı ve deneyci filmler8 yıl önce