Google'da seks
GLOBAL medya âlemi, Google şirketinin merkezinde personel arası seks ilişkilerinin gündelik rutin haline geldiği haberiyle çalkalandı. Bu haber ilk kez businessinsider.com adlı sitede kapsamlı bir inceleme yazısıyla çıktı. Oradan da internet âlemine yıldırım hızıyla yayıldı.
Haberin özü şu: Çalışanlarına rahat, özgür bir iş ortamı sağlamasıyla tüm dünyada konuşulup merak edilen Google merkezinde ayrıca gündelik hayatta çok fazla sayıda spontane seks ilişkisi de yaşandığı söyleniyor.
Üstelik şirket yöneticilerinin bu ilişkilere toleranslı yaklaştıkları, hatta bazen teşvik eder havalara girdikleri de belirtilerek buna şaşırıldı bazı yorumlarda.
Ben ise bunda şaşıracak hiçbir şey görmedim. Bu benim sadece sıradan, alışılmış ve beklenen ahlak kurallarıyla yaşamamam değil, ayrıca insan beyni üzerine çok çalışıp inceleme yapmamdan da kaynaklanıyor.
"Beyin nasıl yaratıcı olur ve yaratıcı beyin ne demektir?" sorularına cevap arayan araştırmacılar, insan beyninin yaratıcı olabilmesi için en önemli koşulun özgürlük ve aykırı düşünmenin önüne engeller çıkarılmaması olduğunu söylüyorlar.
İşte bu yüzden Türkiye'de artık beyinlerin yaratıcı olabilmesi çok zor. Beyinler vasat hale gelip herkeste aynı olmaya başladı. Bu ülkede yaratıcı düşünceye, özgür düşünmeye tehlikeli bir şeymiş gibi bakılıyor.
Üstelik bu ortamda yasakçı ve kural koyucu dinselleşme de güçlendiği zaman beyinlerde bir felaket yaşanabiliyor. Yaratıcı olmaktan ürken, özgürlükleri neredeyse ahlak dışı bir şeymiş gibi gören insanların beyinleri durma noktasına geliyor.
Potansiyeline rağmen beyinler vasatlaşıyor, çoğunluğun beyinleri en düşük ortak paydada eşitleniyor.
Ben işte bu yüzden demokrasinin, çoğunluğun iradesi olarak tanımlanıp bununla yetinilmesine de karşıyım.
Çünkü o çoğunluğun iradesinin güzel bir şey olup olmayacağı konusunda ciddi şüphelerim var. Neyse bu başka, çok daha ciddi bir konu, bunu başka zamanda konuşuruz, şimdi ise ben bugünkü esas meseleme döneyim.
Google yöneticileri, yaratıcı beynin varoluş koşullarını bildiklerinden ve üstelik Amerika'da Başkan Obama'nın direktifiyle beynin yaratıcı potansiyelini geliştirmek resmi bir politika haline geldiğinden beynin yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmak için her türlü tedbiri almışlar.
Bireylere iş ortamında kısıtlamalar, kurallar getirilmediğinde beyinlerin rahat ortamda daha hınzır ve yaratıcı çalışabildiği görülmüş. Bu yüzden o merkezde mesai saati diye bir kavram yok, hiyerarşiler hissedilmiyor.
Emir komuta yöntemiyle iş yapılmıyor, herkes istediği zaman istediği kadar çalışıyor. Butik kahveler çok çeşitli ve herkese bedava. Her istenildiğinde alınabilen atıştırmalık güzel yemekler var ve bu ortamda bireyler istedikleri kadar bir sonuç alamadan çalışsınlar, kimse bir şey demiyor. Tek bir çözüm bulana dek herkes rahat bırakıyor onu.
Tüm özgürlük ortamı ve rahatlık zaten o tek çözümün bulunması için hazırlanmış.
Evet, özgürce düşünme, yasaklardan korkmama, sınırların konulmaması beyni yaratıcı yapıyor, bu bilimsel bir gerçek. "Peki bunun seksle ne ilişkisi var?" diye sorabilirsiniz.
Beynin yaratıcı olabilmesi, yenilikçi düşünebilmesi, rutinin dışına çıkabilmesi için biraz da hınzırlık, sınırların, ortalamanın dışında yaşamak ve bunu düşünmekten korkmamak gerekiyor.
İşte bu yüzden en yaratıcı beyinler, kuralların dışına çıkabilen ve "dekadans"tan korkmayan bireylerin beyinleri. Kuralları yıkıcı ve sınırları zorlayan seksüel ilişkiler yaşamak ve bunu düşünmek, yaratıcı olmak için uğraşan beyni en fazla besleyen dekadans türüdür.
Google yöneticileri bunu bildiklerinden veya insan beyni üzerine çalışan danışmanları bunu onlara öğrettiğinden merkezde sınırları zorlayan kuraldışı seks ilişkilerinin üzerine fazla gitmiyorlar.
Çünkü o merkezde normlara bağlı, toplumun ortalama ahlak kurallarına göre yaşayan, hiçbir sınırı zorlamayan insanlara ihtiyaç yok; onların beyinleri vasatlaşacağından şirketin işine yaramıyorlar.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce