Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben de bunlardan biriydim. Aslında baharın insan organizması üzerindeki fiziksel etkilerini yazmalıyım diye düşünürken8 Mayıs akşamı katıldığım bir program bana birdenbire baharın geldiğini hissettirdi. Hissettirmekle de kalmadı. Tam anlamıyla coşturdu.Sevgili dostum Hayri Pekşen yönetimindeki Suzidil Türk Musikisi Topluluğunun düzenlediği Bahar Konserinden bahsediyorum. Konser “ Şarkılarda Bahar”ana fikrini taşıyordu.

        Sadettin Kaynak’ ın muhayyer makamda şarkısı “Bahar oldu düştün dile, sen de figan eyle bülbül” ile başlandı konsere. Yine aynı besteciden “ Bahar oldu coştu yüreğim” ile devam edildi. Zekai Tunca’nın mükemmel bir şarkısı “ Bahar çiçek çiçek gelince güzel” ile gönüllerde çiçekler açmaya başladı. Selahattin Pınar’ın Hicaz makamındaki şarkısı “ Bir bahar akşamı rastladım size” doğal olarak bizi mest etti. Amatör yorumcularda bir harikaydı o gece. Muzaffer İlkar’ın Hicaz makamındaki şarkısı” Tadı yok sensiz geçen, ne baharın ne yazın” Enver Kara, Emin Ongan’ın yine bahar konulu nihavent şarkısı ” Bahar meltemidir başımda esen” Semra Balaban tarafından seslendirildi.Sadece onlar mı? Her notanın hakkını veren Halise Güngör’ü,Fatoş Gündüz’ ü de kutlamak gerek.

        Neden bu kadar güzel şarkılar baharda besteleniyor. Neden aşk ve bahar bir araya gelince daha anlamlı oluyor? Hiç merak ettiniz mi? Erdoğan Berker’in şarkısında olduğu gibi“ Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?“Uyandıysanız, gerçekten ne hissettiniz acaba? “Şimdi bahara erdim, gonca gonca gül derdim” şarkısıyla unutulmazlar arasında adını yazdıran Dr. Alaattin Yavaşça bu şarkısıylabaharın insan üzerindeki etkisini ne güzel tanımlıyordu. Aşkda beklediğini bulamamış iseniz Dramalı Hasan’ın şarkısında olduğu gibi “ Baharın gülleri açtı,yine mahsundur bu gönlüm“ derken, mutluysanız Arif Sami Toker’in nihavent makamındaki ” Erişti nevbahar eyyamı, açıldı gül-i gülşen” şarkısını tercih edersiniz diye düşünüyorum. Benim en favori bahar şarkım da Teoman Alpay’ın yine nihavent şarkısı “ Bahar geldi gül açıldı, ruhuma neşe saçıldı” Neden mi? Çünkü bu güzel şarkının, 13 yıl önce kaybettiğim babamın en sevdiği ve zaman zaman söylediği bir şarkı olmasıydı. Laf aramızda, ne zaman bu şarkı çalınsa babamı hatırlar ve için için ağlarım. Uzatmayalım bu müthiş gece yine sevgili arkadaşım Nihal Arda’nın eski dostlar şarkısıyla sona erdi.

        Artık nostaljiden günlük gerçeklere dönelim. Bahar ile beraber anılan bir kavram var.

        “BAHAR YORGUNLUĞU”

        Bahar aylarında insan metabolizmasında bazı değişiklikler olmakta. Bunun sonucunda vücutta yorgunluklar ortaya çıkabiliyor. Bir hastalık olarak tanımlanmasa da önlem alınmadığında bunun kronikleşmesi söz konusu. Havaların ısınmasıyla beraber birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibişikayetler görülür.Özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları bulunanların bahar aylarından daha yüksek oranda etkilenebileceğini anımsatmakta yarar var.

        Bunun nedeni olarak havadaki elektrik yüklerinin artmasıdır. Bu yük iyonlar aracılığıyla taşınmaktadır.İyonlar hem pozitif hem de negatif değerdedir.Pozitif olanlar arttıkça vücuda zindeleşir, negatif yüklü iyonların artması ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere yol açar.

        Fakat ilginç olan husus havadakibu elektrik yükü şehirlerde daha fazla görülmekte. Çünkü,havayı kirleten taşıtlar, sanayi atıkları, manyetik kirlenmeler bu elektrik yükünü artırmaktadır.Bunun sonucu olarak modern şehirlerde bahar aylarında sinir gerginliği ve stres tavana çıkabilir. Bu durum, damarlardaki büzülmeyi artırmakta, dolayısıyla vücudun önemli bölgeleri yeterince oksijen alamamaktadır. Aynı şekilde; meteorolojik değişiklikler yüzünden vücudun su tutma oranında bozukluklar görülebiliyor.

        Bu nedenle bahar aylarında vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Özellikle de B ve C vitaminleri ve potasyum ihtiyacını karşılamak içinsebze ve meyvelere yönelmek gerek.Potasyum için domates, patates ve kayısıya başvurmalı.En az 1.5 litre suyun yanı sıra. uyku düzenine dikkat etmek şart.Yaşamımıza hareket katmak için tempoluyürüyüşler yapmalıyız.

        Baharı yapay ortamda yaratabilmek için deney hayvanları üzerinde bir çalışma yapılmış. Böylece, hayvanların ilkbahar ya da sonbahar gelmiş duygusu yaşamaları sağlanabilmiş. Hormonal sistemlerde ve beyinde, bahar mevsimini andıran reaksiyonlar elde edilmiş. Bunu başlatan neden ısı ve ışık. Ortaya çıkan değişiklikler hem fiziksel hem de psikolojik olabilir. Bunu inceleyen bilim dalı “Biyopsikoloji “dir. Bu konunun uzmanı bir Türk bilim adamı her şeyin aslında insanın gözlerinde başladığını söylüyor. Sadece gözler değil, insan derisindeki bazı özel hücrelerin de aydınlığı algılayabildiğini biliyoruz. Vücudun gündüz - gece ritminin sağlanmasında bu hücrelerin önemli bir rolü var.

        İlkbaharda ısınmaya başlayan havalar uyuyan doğayı tekrar harekete geçirdiği gibi insanlarında bu dönemde önemli bir değişimden geçtiğini söyleyebiliriz. Özellikle baharaylarındakendini gösteren güneş ışınları, cinsel hormonları etkileyerekbazı duyguların daha yoğun hissedilmesine yol açar. Erkekte ve kadında cinsel isteği kontrol eden testosteron hormonu bu dönemde yükselmeye başlar. Kadınlık hormonu olan östrojen düzeyi de soğuk kış aylarına göre ilkbahardan itibaren artmaya başlar.

        Bahar aylarında sevme ve sevilme ihtiyacını her zamankinden daha fazla hisseden bireyler, duygusal hareketliliğin bir sonucu olarak mantıklı düşünemeyebilir. ŞairOrhan Veli Kanık’ın dizeleri bu durumu ne kadar güzel tanımlıyor değil mi?

        Beni bu güzel havalar mahvetti,

        Böyle havada istifa ettim

        Evkafdaki memuriyetimden.

        Tütüne böyle havada alıştım,

        Böyle havada aşık oldum

        Eve ekmekle tuz götürmeyi

        Böyle havalarda unuttum;

        Şiir yazma hastalığım

        Hep böyle havalarda nüksetti

        Beni bu güzel havalar mahvetti.

        Sağlık ve esenlikler dilerim.
        Prof. Dr.Turgut Göksoy

        Diğer Yazılar