Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayattan da adaletten de alacaklı başlıklı yazı, Eskişehir’de devlete emanet Beril’in nasıl ölüme yuvarlandığına dairdi.

        Beril için (umarım) resmi, merkezi, yerel hasssiyet oluştu.

        Tabii ki onun hayatı için çok geç; ama o yazıda yazdığım gibi. Hukuk, bir insanı ölüme götüren zinciri ciddiye alırsa; binlerce insanı hayata döndüren bir adaleti de kovalamış olur!

        Bir ailenin, kardeşlerin yüreğini yakan bu acıyı ve isyanı anlarsa; binlerce yaralı ailenin olağanüstü direncine de güç katmış olur!

        Beril Sarı’ya dair yazı üstüne çok sayıda aileden mesaj aldım.

        Beril’in hayatı ve ölümü; onların da en derin hisleri ve adanmış hayatlarıydı.

        Aşağıda, temsili özelliği de olan birini aktarıyorum.

        Ailelerinin kucağı dışında; toplumun pek unutulmuşları sık sık hatırlansın diye.

        Belki de dışlananların en dışlanmışı...

        Hayatın ve adaletsizliğin en kesin kurbanları!

        ***

        Sayın Talu;

        Haber Türk Gazetesindeki 28 Nisan 2012 tarihli köşe yazınızı okudum. (Hayattan

        da adaletten de alacaklı !)

        Öncelikle Engellilerle ilgili bu denli duyarlı bir konuyu kaleme aldığınız için size çok teşekkür ediyorum. Ben Zihinsel Engelli ve şu an 21 yaşında olan bir erkek çocuk babasıyım.

        Sizin de belirttiğiniz gibi bizim çocuklarımız "Hep ailenin en küçüğüdür; öyle sevilir,öyle sakınılır ve ailede herkes sevgileriyle birlikte sanki ona karşı da bitmez tükenmez bir borcun şefkatini yaşatırız

        Bizler öyle şanslı aileleriz ki ben oğlumu 21 yaşında olmasına rağmen hala kucağıma oturtup sevebiliyor ve onu saatlerce öpüp koklayabiliyorum.Ama toplumda Engelli bireylere karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda bir eksiklik olduğunu belirtmek istiyorum

        Sizin de belirttiğiniz gibi, "Evladınızın, kardeşinizin başına gelmedikçe; yakınlarının onları hayatın, tabiatın kıymetli bir mirası olarak bağrına basışını anlamak güç"

        Engelli çocuklarımız için çoğu zaman değil, her zaman hayatımızdan hayat

        katıyoruz ve katmaya da devam edeceğiz.

        Kısa adı ZİCEV olan Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme Ve Koruma Vakfı'nın Manisa Şube Başkanıyım. 30 yıllık geçmişi olan Vakfımızın tek amacı Zihinsel Engelli Çocuklarımızın gelecekleri ile ilgili çalışma yapmak ve onları topluma kazandırmaktır.

        Aynı zamanda ailelerin bizden sonra bu çocuklar ne olacak kaygılarını gidermek için çalışmaktır.

        Vakfımızın genel merkezi Ankara olup Türkiye genelinde 14 şubesi bulunmaktadır 2000’e yakın öğrencimiz ve 300’ün üzerinde personeli vardır.

        Toplumda her engellinin kendine özgü sorunları vardır ancak Zihinsel Engelli çocuklarımızın daha yoğun ilgiye ihtiyacı olduğunun bilinmesini istiyorum.

        Benim çocuğum Zihinsel Engelli ve 21 yaşında, bu güne kadar bize ne "acıktım" diyebildi ne de "susadım". Her ihtiyacını bizler karşıladık,biz yedirdik biz içirdik, elbisesini biz giydirip çıkarttık. Kısacası hayatta kalması için ne gerekiyorsa biz yaptık.

        Önce devletimizin sonra da toplumun Zihinsel Engelli çocuklarımızla ilgili daha duyarlı olması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum.

        ZİCEV 30 yıllık bir vakıf olmasının yanı sıra Bakanlar Kurulu kararı ile Topluma Yararlı Vakıf olarak kabul edilmiştir. Ayrıca yine Türkiyede çok az vakfaa nasip olan "İzinsiz Yardım Toplayabilen Vakıflar” statüsüne sahip olmuştur. Vakıf olarak 3 GSM Şirketi ile anlaşma yapılmıştır.Vakfımızın Sloganı "Tut elimi, geleceğim olsun”dur ve SMS numaramız "6685" dir.

        Duyarlı davranışınız için tekrar teşekkür ederim. Hüseyin Okumuş

        Diğer Yazılar