Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Hayat paylaşınca, paylaştıkça hayat, paylaştıkça artan hayat, paylaşınca güzelleşen hayat... Bu ara reklamlarda hayatı paylaştırıyorlar. Telefonları, çikolataları, içecekleri, yiyecekleri paylaşa paylaşa bitiremediler. Onları paylaşmak kolay elbette. İnsan doğası gereği güzel ve kolay olan her şeyi paylaşır. Bundan hiç de çekinmez. Doğum sevinçleri, doğum günleri, düğün, dernek hep paylaşılmaya hazırdır. Sittin sene de görüşmeseniz, böyle günleri paylaşmadan edemezsiniz. Fakat hayatın bir de tersosu vardır, tokat gibidir. İş, o günleri paylaşmaya geldiğinde vaziyet reklam mottolarından farklı olur.

DÜŞEN, YALNIZ DÜŞÜYOR

Sıra çürük elmaları paylaşmaya geldiğinde, zevksizleşmeye ve insanı üzmeye başladığında düğüne, derneğe koşulduğu gibi koşulmaz. Acıyı önce kendi kriterlerine göre değerlendirir insan. Beraber çikolata yemek insanları birbirlerine yakınlaştırıyormuş hissi verse de, önemli olan o çikolatayı nerede ve hangi şekillerde yediğindir. Hayat paylaşınca güzel, doğrudur. Fakat paylaşmak, için de her şeyi barındırmalıdır. Düğünümde göbek atmaya can atan kadın, canım sıkkınken orada olmayacaksa ya da sıradan bir günde hatırımı sormayacaksa, ne anladım ben onun attığı göbekten, ne anladım ben onun mutluluğundan. Etrafıma bakıyorum da, benim başıma kötü bir şey geldiğinde kimseciklerin sesi soluğu çıkmıyor. Eğer çok korkunç bir şey olmuşsa, meraklarından arayıp olayın vaziyetini öğrenip, kendi aralarında bunun dedikodusunu yapıp, heyecanlı bir şekilde vakit öldürebilmek adına arıyorlar. Hayat öbür yüzünü gösterdiğinde kimsecikler oralı olmuyor. Düşen, yalnız düşüyor.

BİR DE PAYLAŞMAYI DENEYİN

Hayatın belki de en acımasız taraflarından biri bu. Düştüğünüz zaman, kimsecikler oralarda olmak istemiyor. Fakat sevgi denen duygu, arada kurulan bağlar, dostluklar en çok bu düşüş anlarında gerçekleşiyor. Eğer beraber çikolata yemek istiyorsanız, çikolata dükkânında yemeyin. Gelin, bir tane çikolata varken onu paylaşmayı deneyin. Hayat bu, hiç belli olmuyor. Bugün sen düşersin, yarın ben. Asıl önemli olan, bütün iniş ve çıkışları beraber atlatabilmek. Yeri geldiğinde düşen ile beraber inmek. İnsan sevdikleriyle, aralarında müthiş bir bağ kurduğu insanlarla düşmekten çekinmez ki. Çünkü kendini düşmüş gibi hissetmez.

ÇIKMAK DA VAR, DÜŞMEK DE...

Zamanında benim hayatımda da böyle inişler oldu. Her şeyimi kaybettiğimi sandığım, felaketlere sürüklenmekte olduğuma inandığım anlarda attım en büyük kahkahalarımı. Öyle zamanlarda gerçekten gülebildim. Çünkü yanımda bana destek olan dostlarım vardı. Birkaç kere hep birlikte düştük o çukurlara. Ne rezil, ne sefil hallerimize güldük. Ağlanacak halinize gülüyorsunuz derler ya, aynen öyle. Hep sormuşumdur kendime, ne var ki bunda? Hiçbir şey yok. Çünkü hayatta çıkmak da var, düşmekte.

TAŞIN ALTINA ELİNİ SOKMAK...

Kabul ediyorum ki, bazı düşüşler çok sert. Fakat bunun da bir önemi yok. Hayatın şöyle güzel bir tarafı var ki, her inişin bir çıkışı da mutlaka var. Biri düştüğünde ondan kaçmak, uzaklaşmak, kendini doğrucu Davut ilan etmek kadar büyük bir sefillik daha yok. Hiçbir taşın altına elimi sokmayayım, hayatımın düzenini bozmayayım, bulaşmayayım demek kadar büyük bir yoksunluk, hatta yoksulluk daha yok. Taşın altına elini sokmadan nasıl seveceksin? Kir yanındakine bulaşmışken, onu silmeye kalkmayacaksan nasıl seveceksin? Sevmezsen, ne ile besleneceksin? Bir tek doğrularıyla adam olmaz ki insan. Beraber düşüp kalkmadan sevgi nedir bilenemez ki... Dedikleri gibi hayat paylaşınca güzel de, paylaşmanın tanımını doğru yapmak lazım. Sevdiklerimize, sevgiyle sahip çıkmamız lazım.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar