Yüsra Geyik: Birlikte çalışıyor gibi değil, yaşıyor gibi olduk

“BİRLİKTE ÇALIŞIYOR DEĞİL, YAŞIYOR GİBİ OLDUK”

* Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrolünde olduğu; Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Mert Denizmen, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu, Nur Sürer’den oluşan dev bir kadroda yer alıyorsun. Dizinin set ortamı nasıl?

Oyuncu kadrosu kesinlikle çok güçlü. Bunu benim söylememe gerek bile yok. Bu kadar güçlü isimleri yan yana en son ne zaman gördük ya da bundan sonra ne zaman görebiliriz, bilmiyorum. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Ama bir de kamera arkasındaki isimler var onlar da en az önü kadar kuvvetli isimler. O konuda daha da şanslı hissediyorum. Bu sebeple çok profesyonel bir o kadar eğlenceli bir ortamımız var. Sete koşa koşa gidiyorum. Birlikte çalışıyor değil, yaşıyor gibi olduk kısa sürede.

“ULUSAL İÇİN YEPYENİ BİR İŞ”

* Projeyi biraz analiz etmeni istesem 'Aile' nasıl bir dizi?

Ulusal için yepyeni bir iş ‘Aile’. Öncelikle çok sakin, sade, doğal… Anlayışı, işleyişi her şeyiyle çok özenli bir o kadar zor ama bolca alt metinli bir iş.

“SENARYODAN ETKİLENDİM”

* Dizide Serenay Sarıkaya'nın canlandırdığı 'Devin'in kız kardeşi 'Yağmur' karakterini canlandırıyorsun... 'Aile' dizisinden teklif geldiği zaman hangi özellikleri seni etkilediği için bu projede yer almak istedin?

Gelen işle ilk münasebetimiz senaryo oluyor genellikle. O yüzden şunu söyleyebilirim; en çok etkilendiğim senaryo oldu. Bütünüyle bende yüksek isteği ve merak oluşturdu. Hemen sonrasında hocamızın işe bakışı çok yakın geldi ve sonrasında gelen oyuncu isimleriyle zaten iş hak ettiği yere doğru ilerlemeye başladı.

* Canlandırdığın karakteri biraz anlatabilir misin? 'Yağmur' ile ortak özellikleriniz var mı?

‘Yağmur’ çok doğal bir kız. Çok içinden geldiği gibi her şey. Bu yönüyle benzetiyorum kendime. Çok zor bir çocukluğu ve tabii ki travmalarıyla boğuştuğu bir gençliği sonrasında bağımlılıklarla bu vesveselerden kurtulmaya çalıştığı bir hayatı olmuş. Bu yüzden kötü, yanlış, çirkin bir sürü şeyle burun buruna kalmış. ‘Yağmur’ Beni etkiliyor. Hem mağduriyeti hem yalnızlığıyla çok etkiliyor.

“NE YENİ HAYAT NE DE YEPYENİ BİR ‘YAĞMUR’ KOLAY OLMAYACAK”

* Dizide gördüğüm kadarıyla 'Yağmur' uçlarda yaşan bir kadın. Hayattan aldığı keyifle ilgileniyor ve dibe sürüklendiği bir noktada da ablası 'Devin'in yardımıyla hayatını düzene sokmaya çalışıyor... Bu hikâyeyi canlandırırken zorlandığın anlar oluyor mu ya da oldu mu?

Oldu, oluyor… Ama 'Yağmur’un her halinden her cümlesinden keyif alıyorum. (Gülüyor) ‘Devin’, ‘Yağmur’u İstanbul’a getirerek ona gerçekten yeni bir hayatın kapılarını aralamak istiyor ama kolay değil. Ne yeni hayat ne de yepyeni bir ‘Yağmur’, kolay olmayacak.

“OYNADIĞINIZ KARAKTER SİZDEN NE KADAR UZAKLAŞIRSA BAKIŞ AÇINIZ O KADAR AÇILIR”

* Canlandırdığı her karakterin oyuncunun hayatına bir katkısı olduğunu düşünüyorum. 'Yağmur'un sana en önemli katkıları neler ya da neler kazandıracağını düşünüyorsun?

Biriyle ancak onu oynarsanız bu kadar yoğun ve çok isteyerek hatta kendini, sınırlarını, bakış açını zorlayarak anlamaya uğraşırsınız. Sanırım oynadığınız karakter sizden ne kadar uzaklaşırsa bakış açınız o kadar açılır diye düşünüyorum. ‘Yağmur’ hata yapmanın her zaman kötü olmadığını öğretiyor. Hatta benim gibi birine hataların dünyanın sonu olmadığını, hayatın her şeyden kıymetli olduğunu, yine yeni yeniden başlamanın mümkün olduğunu öğretiyor. Ne güzel değil mi? (Gülüyor)

* Dizide dalgalı bir dönemden geçen ve neticede hayatını düzene sokmaya çalışan bir karakteri canlandırıyorsun... Hayatta hepimizin bazı inişli çıkışlı dönüm noktaları olabiliyor. Seni daha güçlü bir insan yapan deneyimin neydi?

Kendi hayatımın kendi tekelimde olduğunu iliklerime kadar anladığım an sanırım pandemiden hemen önce. Bu idrak beni çok kuvvetlendirdi.

* 'Aile'nin izleyicilere özellikle hangi duyguları yansıtmasını umarsın?

Ben sadece duygu alışverişi olsun dilerim. Herhangi bir duyguyu seçmek istemem.

“BİZİMKİSİ ÇOK ŞANSLI BİR EŞLEŞME”

* Dizinin üçüncü bölümünde 'Ekrem' ile yollarınız kesişti. Yayınlanan sahneniz de bayağı ilgi gördü, aralarındaki çekimin ilk sinyalleri verildi. Nasıl bir hikâye bekliyor burada bizi? Biraz bahsedebilir misin?

Kelebekleniyorum buralarda. (Gülüyor) Çok sevdiğim bir hikâyeleri var. Çok spoiler vermek istemiyorum ama ben de o anların merakla izleyiciyle buluşmasını bekliyorum. Ayrıca ‘Ekro’ demişken sevgili Umut hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Bizimki çok şanslı bir eşleşme. Çok sevdiğim, saydığım bir oyuncu arkadaşım oldu. Kendisine teşekkür ederim.

* Kariyerinin bu döneminde kendini nasıl hissediyorsun? Her oyuncunun kendini geliştirme adına belli beslenme kaynakları vardır. Seninki nedir / nelerdir? O kaynaklardan yeterince faydalanabiliyor musun?

Farkında olarak yaşamak. İzlemek, eşlikçi olmak hep beni besleyen şeyler olmuştur. Onun dışında okuyorum, hobi olarak yazıyorum. Mutlaka bana faydası oluyordur. Sanat tasarım fakültesi mezunuyum. Bu aralar proje üretmek, geliştirmek üzerine de kafa yoruyorum.

* Bugünlerde seni en çok mutlu kılan ve mutsuz eden unsurlar nelerdir? Mutsuzluğu kırmak için neler yaparsın?

Bugünlerde artık bizimle travmamız ve daha fazlası olarak hayatımızda kalacak büyük deprem felaketi beni mutsuz etti. Bunu söyledikten sonra bir mutluluktan bahsedeceksek ailem ve ben sağlıkla yaşıyoruz dahası olamaz.

“ÇOCUKLUK HAYALİME GERİ DÖNDÜM”

* Öte yandan eğitimini Kültür Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Grafik Bölümü'nde tamamladın. Oyunculuğa geçişin nasıl gerçekleşti? Serüvenini bizimle paylaşır mısın?

14 yaşımdan beri oyunculuk yapıyorum ama görsel sanatlara ilgim alakam hiç bitmedi. O yüzden sanat tasarım okumaya karar verdim. Sonrasında ui/ux designer olarak uzun süreler çalıştım. Sonrasında hayatıma bir aydınlanma geldi ve çocukluk hayalime geri döndüm. Çok mutluyum.

“BAŞKALARINDAN TAKDİR BEKLEMEDİĞİM SEÇİMLER YAPACAĞIM”

* Son olarak kariyerin adına en büyük hayalin nedir?

Oscar alacağım. (Gülüyor) Ve başkalarından takdir beklemediğim sadece kendimi memnun edecek seçimler yapacağım. (Gülüyor) Çok teşekkürler…

Fotoğrafçı: Şinasi Serçe

'Aile', heyecan dolu 4'üncü bölümüyle ekrana gelecek.

İlişkileri büyük bir çıkmaza giren Aslan ve Devin, kendilerini ayrılığın eşiğinde bulurlar. Karşı koyamadıkları hisleriyle nihayet yüzleştiklerinde ise barışmak kaçınılmaz olurken; ikili evlilik için ilk adımlarını atar. Ancak hazırlanan evlilik sözleşmesine karşılık, Devin'in de bir şartı vardır. Tek ve büyük bir şart... Ani evlilik haberi çiftlikte büyük yankı uyandırır. En büyük korkusuyla karşı karşıya kalan Hülya, bu düğünü̈ engellemek için en güçlü̈ kozunu devreye sokar: Aslan'la ayrı oldukları dönemde Devin'i terapiye ikna eden Cihan. Şüphesiz ki Cihan, bu düğünün en önemli konuklarından biri olacaktır. Diğer taraftan İbo, çiftlikteki güvenlik açığını bahane edip aile üstünde hakimiyet kurmaya çalışır. Aslan tarafından oyuna getirildiğini anlayan Ati ise Aslan'ın karşısına çıkar. Şimdi hem İbo hem de Ati, Aslan için pimi çekilmiş birer bombadır. Ve sonunda... Soykan çiftliğinde davullar, zurnalar çalınmaya başlar! Devin ve Aslan hayatlarını birleştirirken düğünde meydana gelen beklenmedik bir olay Devin'i artık bir parçası olduğu Soykan ailesinin karanlığıyla tanıştırır.