Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Amerika ABD'NİN YENİ SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİ JAMES JEFFREY YPG POLİTİKASINA KARŞI

        ABD Dışişleri'nin yeni Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, Türkiye'yi yakından tanıyan bir isim. Ankara da Jeffrey'i hayli iyi biliyor. Ortadoğu uzmanı olan Jeffrey, George W. Bush’un ulusal güvenlik danışmanlığı yardımcılığını yapmıştı. Yine Bush döneminde, 2008-2010 yılları arasında ABD’nin Türkiye’deki büyükelçisiydi. Barack Obama'nın başkanlığında, 2012’de Bağdat’a atandı ve sonra emekli oldu. Washington Enstitüsü’nde çalışmalar yürütüyordu. Türkiye'de sık sık konferanslara katılıyordu. Yeni göreviyle tabii ki Suriye politikasının tek belirleyicisi olmayacak ancak önemli bir aktörü haline geldiği bir gerçek. Daha evvel yaptığı açıklamaları ne kadar hayata geçirebilir, bilinmez. Ancak önümüzdeki dönem için iyi bir gösterge olabilir. Bu nedenle HABERTÜRK'e özel açıklamalarına bir bakalım...

        REKLAM

        “ABD'NİN YPG'YE BU KADAR BAĞIMLI OLMASI İYİ DEĞİL”

        Deneyimli diplomat James Jeffrey, Suriye'de bağımsız bir Kürt bölgesi kurulmasına karşı. ABD'nin YPG'yi silahlandırma ve DEAŞ'la mücadelede bir ortak olarak görme politikasına itiraz ediyor. Fakat bunu kendi ifadelesiyle şöyle açıklıyor: “ABD'nin DEAŞ meselesine çaresizce çözüm aramasıyla”. Jeffrey'e göre Türkiye-ABD arasındaki YPG meselesine çözüm bulmak mümkün. Jeffrey geçtiğimiz yıl Mart ayında HABERTÜRK'e verdiği röportaj öncesinde Türk kamuoyuna seslenmek istemişti, biz de o sözlerine yer vermiştik.

        “Türkiye’nin YPG konusundaki endişelerini anlıyorum. Bu Türkler için varoluşsal bir mesele. ABD hükümeti pek çok açıdan Türkiye’nin endişelerine yeterince kulak vermedi. Çoğu zaman Türkler de ABD’nin amaçlarını anlamakta zorlandı. Eğer ABD, YPG’yle çalışıyorsa bu Türkiye’yi yok etmek ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarını ortadan kaldırmak için değil. Nedeni DEAŞ’ı, ABD ve Avrupa’ya karşı varoluşsal bir tehdit olarak görmemiz. ABD’nin YPG konusundaki pozisyonu gerçekten yanlış. Ama ABD, DEAŞ’ı yenme konusunda umutsuzca çözüm arıyor. Fakat ABD'nin YPG'ye bu kadar bağımlı olması iyi değil”

        REKLAM

        YPG ARMALI GENERALLERİ ELEŞTİRMİŞTİ

        Jeffrey aynı röportajda YPG'yle sık sık poz veren ABD'li askerleri de eleştirmiş, “politikaya nihai kararı veren onlar değil” demişti.

        “Bu generaller, kendi askerlerine YPG arması taktıran generaller. Onlar YPG yanlısı düşünüyor. Ama nihai kararı generaller vermeyecek. Çünkü onların görevi DEAŞ’ı yok etmek, ötesinde bir misyonu yok. ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları DEAŞ’ı yok etmenin çok ötesinde ve bu çıkarlar müttefiklerimizle çalışmayı gerektiriyor, Türkiye bu noktada çok önemli.”

        “MÜNBİÇ KONUSUNDA ANLAŞABİLİRİZ” DEMİŞTİ, ÖYLE DE OLDU"

        Deneyimli diplomat Münbiç konusunda Obama yönetimini eleştirmiş “Obama defalarca Türklere yalan söyledi. Mesela Kürtlerin Münbiç’i terk edeceğini belirtti. Bu nedenle ortada fazla güven yok. Ama ABD yönetimi eninde sonunda Erdoğan’ın ne istediğini ve neye ihtiyacı olduğunu anlamak zorunda. Her iki taraf da ortak bir paydada buluşmalı” demişti.

        Jeffrey bu yıl Mart ayında yine HABERTÜRK'e verdiği röportajında Münbiç'in artık stratejik önemde olmadığını ve bu konuda iki ülkenin anlaşabileceğini söylemişti. Öyle de oldu, YPG Münbiç'ten çekildi. İfadeleri şöyleydi:

        “Afrin'e operasyonunuz başarılıydı. Münbiç stratejikti çünkü YPG Afrin’e ilerleyebilirdi ama artık imkânsız. Münbiç ABD ve Türkiye için artık o kadar önemli değil, bu nedenle anlaşmaya varılması zor olmaz.”

        SURİYE'DE ORTAK ÇIKAR VURGUSU

        Jeffrey'e göre ABD ve Türkiye'nin Suriye'de önemli ortak çıkarları var ve bunlar da sorunların çözümünde köprü olabilir.

        “Amerikan askerleri neden Suriye’de sorusunun cevabını vermek gerek. Resmi misyon DEAŞ’ı yok etmek. Bu misyon neredeyse tamamlanmak üzere. Bir diğer görevse Cenevre sürecini zorlamak ve Esad rejiminin ötesine geçebilmek için askeri varlığı sürdürmek. Ve tabii ki İran etkisini azaltmak. Bunlar hem ABD hem Türkiye’nin ortak çıkarları. Bakın ABD ve AB Türkiye’yi pek çok alanda -askeri, ekonomi, mülteci meselesi gibi- ortak olarak görüyor. Ve biz bölgeyi değiştirip egemenliğimiz altına almak istemiyoruz. Bizim kolektif bir güvenlik sistemimiz var. İran ve Rusya’ysa bölgeyi domine etmek istiyor.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ