Beşiktaş - Ajax maçı yazar yorumları

Beşiktaş’ın kazandığı iki maça baktığınızda stoper ikilileri dikkat çekiyor: Sivas’ı Vida-Serdar, Galatasaray’ı Vida-Necip ikilisiyle geçmiş Beşiktaş. Kalan sekiz maçın yedisinde Welinton sahada. Hepsi kaybedilmiş. Beşiktaş bu sezon ilk defa bir maçın 90 dakikasını sahada Welinton, N'Sakala, Kenan’dan biri dahi olmadan oynadı. Coşkusuzluk, isteksizlik ya da formsuzluk yükünü belli isimlerin sırtına yüklemek değil niyetim. Ancak ortada net de bir gerçek var: Eğer coşkusuzluktan şikayet ediyorsanız, o zaman coşkusuzları kenarda oturtmalı ve coşkulularla yola devam etmelisiniz. Montero, Güven, Can gibileri çok az dakika aldılar bu sene. Oysa bu oyuncular sahaya çıktığında isteklerinde bir eksik olduğunu söyleyemeyiz kesinlikle.

GÜNTEKİN ONAY

Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi kâbusu ve üst üste mağlubiyet serisi ne yazık ki dün de devam etti. Her Devler Ligi maçında olduğu gibi aslında karşılaşmaya iyi başlayan, kazanma arzusunu gösteren bir Beşiktaş gördük. İlk yarı iyi oynayan ve 1-0 öne geçen Beşiktaş artık bu seviyede Larin ile yakaladığı 2. gol şansı da değerlendirmeliydi.

Dikkat edin, Beşiktaş son periyotta kalesinde golü görene kadar iyi futbol oynuyor. Ancak yediği gollerin ardından oyun anlayışı ve saha içi disiplini eksiliyor ve bu durum sonuçlara da olumsuz yansıyor. Skor ne olursa olsun aynı kararlılıkta ve ciddiyetle oynamak kesinlikle şart.

ALİ GÜLTİKEN

Sezon başında büyük heyecanla beklenen Şampiyonlar Ligi serüveni Beşiktaş adına büyük hayal kırıklıklarıyla devam ediyor. Evinde son maçı olması dolayısıyla karşılaşmaya motivasyonla ve golle başlanmasına rağmen sonuç yine mağlubiyetten öte geçemedi. "Bu seviye başka bir seviye" cümlesi klasik bir cümle ama gerçeği de yansıtıyor. Marka oyuncuları almak, onların sahada olması sonuca düşünüldüğü gibi yansımıyor. Batshuayi, Alex ve Pjanic gibi oyuncular Şampiyonlar Ligi için transfer edildiler, onlar da Şampiyonlar Ligi var diye Beşiktaş'a geldiler ama karşılıklı olarak bir mutsuzluk olduğu ortada. Beşiktaş bu oyuncuların performansından hiç memnun değil.

Sezon başından bu yana devam eden Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısızlık süreci, takımı Türkiye'de de bozdu ve bunun negatif etkilerini Süper Lig'de de gördük. Ama artık buna bir "dur" denmesi gerekiyor. Şampiyonlar Ligi'nin sonuna geldik ama Süper Lig'de hâlâ uzun bir yol var. Bu kadro Şampiyonlar Ligi'nde de başarı için takviye edilse de asıl hedef olan Süper Lig şampiyonluğu için hâlâ başarılı olabilecek potansiyele sahip. O yüzden bu atmosferden bir an önce çıkmak gerekiyor.

İLKER YAĞCIOĞLU

Alanya maçından sonra Sergen Yalçın'ın oyuncuları hedef tahtasına koyan açıklamalarının ardından takımın nasıl reaksiyon vereceği merak konusuydu. Dün gece görüldü ki oyuncular kötü gidişattan üzerilerine düşen payı almışlar. İlk 45 dakikayı son derece iyi oynadılar, öne de geçtiler. devrenin sonuna doğru da Larin ile net bir pozisyonu kaçırıp skoru artıramardılar.

Ama daha önemlisi takım savunmasını başarılı bir şekilde uyguladılar. Siyah-beyazlılarda Alex Teixeira hariç herkes görevini yaptı. Beşiktaş için galip gelebileceği maçta kaybetmek üzücü oldu ama ilk devredeki oyun Siyah-Beyazlılar'ın ileriki haftalarda üst üste maçlar kazanabileceğinin mesajını verdi. Kartal dünkü sonuçla birlikte artık Süper Lig'e de dört elle sarılmaya başlayacaktır.

ATTİLA GÖKÇE

Beşiktaş’ın Avrupa defteri hüzünlü yazılarla dolu. Tek tesellimiz ilk yarıdaki kıpırdanış olabilir. İkinci yarıdaki teslimiyet ve düşüş çok daha üzücü. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nin iddiasız ve “kaybeden” takımı ama, dün ilk yarıda üzerindeki ölü toprağını silkeleyip ayağa kalktı. Alanya maçında “sorumluluk almam” diyen Sergen Hoca, belli ki aradaki üç günde takımla arasındaki bağları yeniden kurmuş. Sorumluluk almış… Futbolcularını hem mental, hem de psikolojik olarak iyi hazırlamış.

Beşiktaş çok çabuk yoruluyor. Pjanic ve Teixeira’nın yürüyecek halleri yok. Oyun zekası, teknik beceri tamam da futbolda koşmayan adam hiçbir zaman topu kazanamaz. Ayağına attıklarında da akan oyunda bir-iki beceri gösterebilirler, o kadar. Yakın geçmişte Şampiyonlar Ligi’nde grubunu yenilmeden lider tamamlayan takım, dün puansız sonunculuğa demir attı. Acaba neden böyle? Transferden hazırlık sürecine ve oyun planına kadar kalın bir dosyası var Beşiktaş’ın. Şimdi yeni bir dosya hazırlamak, yeni bir öykü yazmak gerek.

BİLAL MEŞE

Yönetim kesenin ağzını açtı, nokta atışı transferlere imzasını attı. Ne var ki, Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın hesabı hiç çarşıya uymadı, rakiplerden çok sakatlıklarla boğuştu, ‘misafir’ olmaktan öteye gidemedi, iç hatlara dönüş yaptı! Bir Alanya maçını anımsıyorum, bir de bu karşılaşmaya bakıyorum. İlk yarıda iştahlı, baskılı üreten, atan ve kaçıran Kartal vardı sahada!

Yani biraz olsun top oynayan bir ekipten söz ediyoruz, önemli olan da bu değil miydi zaten? Sanırım Sergen Hoca’nın ‘zılgıtı’ ve de ‘revizyonu’ işe yaramış! Sadece uyarı değil, taşları da yerinde kullandı Sergen Hoca. Kartal, prestij maçında puan anlamında ‘siftah’ yapamadı, ama lider karşısında da fena oynamadı, en azından iyi mücadele etti. İşini özeti, bu kulvarda fişi çeken Kartal’ın tutunacağı tek dal kaldı, o da Süper Lig.

OKTAY DERELİOĞLU

Beşiktaş'ta eski güzel günlerden tanıdık esintiler vardı. Beşiktaş'ın temposu, iştahı ve mental durumu 'Bu maçı kazanacak' dedirtiyordu. Penaltı golüyle öne geçmesini de bildi. Ancak bu görüntü sadece 45 dakikalık bir görüntüydü. Kartal bir anlamda beraberlik golüyle yıkıldı.

Ardından Ajax yine denedi, hep denedi ve sonucunu da aldı... Şampiyonlar Ligi seviyesi şu an için kabul etmek lazım ki bize uzak... Bunu görüyorsunuz. Ancak kabullenmek... Yenilgiyi kabullenmek en kötüsü. Beşiktaş haftalardır fiziksel ve mental açıdan kötü durumda. Artık herkes şapkasını öne koyacak ve geçen sezonki takımın bu hale nasıl geldiğini tartışacak.