Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa "Srebrenista'da Sisler Dağıldı mı"

        HABERTÜRK

        İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından organize edilen teması ayrımcılık olan 5. Suç ve Ceza Film Festivali'nin akıllarda kalan filmlerinden biri "Srebrenistan'da Sisler Dağıldı mı" (Has the Fog Cleared From Srebrenica ?) adlı film oldu. Yönetmenliğini Samir Mehanovic'in yaptığı filmde, Bosna-Hersek'in Srebrenista kentinde yapılan katliamın karanlık yüzü, o günleri anlatan filmin oyuncuları, yönetmenleri ve tanıklarıyla hatırlandı.

        İkinci Dünya Savaşı'ndan sonrası Avrupa'da yapılan en büyük katliam olarak bilinen Srebrenista'da olanları anlatan filmide, o günü yaşayan isimler de yer alıyor. Festival kapsamında düzenlenen büyük ilgi gören panelde film gösteriminin ardından Beyoğlu Atlas Sineması'nda panel düzenlendi. Panele oyuncular Reshad Hamah, yönetmen Samir Mehanovic ile o günlere tanıklık eden isimlerden Saraybosna Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Amila Ferhatovic ile belgeselci, savaş muhabiri Çoşkun Aral, yönetmen Faysal Soysal katıldı.

        İşte Festivalin Koordinatörü Prof. Dr. Bengi Semerci'nin yönettiği panelden çarpıcı detaylar.

        Yönetmen Mehanovic: Hatice nine ağlarken, ben de kameranın arkasında ağlıyordum

        “Srebrenista’da Sisler Dağıldı mı “ adlı filmin yönetmeni Mehanovıç: Filmdeki karakterler o günleri yaşayan isimlerdi. Çok acı tanıklıkları var. Filmi çekmek zordu benim için. O isimlerden biri Hatice Nineydi. O günleri anlatırken Hatice Nine ağlıyor, ben de kameranın arkasında ağlıyordum. O günden beri hala ağlıyorum.

        1985 yılındaBosna Hersek'te Avrupa’nın göbeğinde bir katliam yaşandı, masum insanlar, savunmasız çocuklar öldürüldü. Kadınlar insanlık dışı muameleye ve tecavüze uğradı. Ve hiçkimse sesini çıkarmadı. Üstelik bu eylemleri i pusu kurarak gerçekleştirdiler. Bu insanlara hiçbir şey yapmayacağ söyleyenler tek bir noktada topladılar. Ardından BM'nin gözü önünde, tarihe kara leke olarak geçecek Temmuz 1995’de, kadınları ve çocukları ayırt ederek yaklaşık 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katlettiler.

        Mehanoviç: Kimse orada olanların hesabını veremeyecek

        En büyük katliam 11-12 Temmuz 1995'te yaşandı. Potoçari kampından zorla dışarı çıkarılıp Sırplara teslim edilen Srebrenitsalı erkekler ya kampın yakınlarında öldürülüyor ya da en yakın yerleşim yerlerine götürülüp orada katlediliyorlardı. Kamp etrafında vahşi hayvanlar gibi boğazlanan insanların feryatları gece boyunca devam etti. Dünya bu vahşi olayı sadece seyretti.. Kimse orada olanların hesabını veremeycek. Ve yıllar sonra BM şöyle bir karara aldı. Bütün dünya Srebrenista'nda olanları hatırlamalı” dedi. Gelecek kuşaklar bunu hatırlamalı dedi. Ancak sonradan alınan gecikmiş kararlar bir anlam taşımıyor o insanlar insanlar.

        Semerci: Ayrımcılıkla yüzleşmeden çözüm olmaz

        PsikiyatristProf. Dr. Semerci: Festival süresince izlediğim ayrımcılık temaslı birçok filmde ağladım. Bu film de onlardan biriydi, gerçekten çok değerli bir film. u filmde beni çok hüzünlendiren ve tarihin karanlık sayfasına yolculuk ettiğimiz değerli film. Emeği geçenler teşekkür ediyorum. Ancak zaman ağlama değil bir şeyler öğrenme zamanı. Erkekler şu konuda yanılıyor. Asıl güçlü olan kadınlar. En zoru da o gücü yok etmek. Savaş zamanlarında bir kera daha anlıyoruz kadının gücünü.Srebrenica katliamının 20. yılında Srebrenica'nın Sisi ya da Kayıp Zamanlar filmlerini izleyerek bir gün öncesine kadar komşu olan insanların etnik ve dini ayrımcılıklar sonrası diğerlerine neler yapabildiğini, nasıl insanlıktan uzaklaşabildiğini hatırlayabilir, görebilir, öğrenebilir ve sizin başınıza gelmemesi için, ya da sizin böyle bir yanlışa düşmemeniz için yapmanız ve yapmamanız gerekenleri gözden geçirebilirsiniz.

        Soysal: Katiller bulunmalı

        Yönetmen Faysal Soysal: Dünyanın gözü önünde bir katliam yaşandı. O günlerde BM askerleri ile içki içildi. Partiler yapldı. Ertesi gün insanları katlettiler. Hala ceza verilmedi. Bugün Miladiç, acı tanıklığı olan filmin kahramanlarından Hatice anneden daha güvende. Üstelik bunu bütün Avrupalıların gözü önünde yaptı. Bu nedenle katiller hemen bulunmalı. Aradan yıllar geçti, 20 yıl içinde sadece 20 kişi hakkında işlem yapıldı. Etnik arındırma yapılıyor ve sorumlular elini kolunu sallayıp geziyor. Adaletin gerçekleşmemesi bu o insanların acısını ikiye katlamıştır.

        Amıla: Öğretmenim, müslümansın bu kasabadan ayrılmayacak mısınız dedi

        Katliamın yaşandığı bölgede o günlerde ilkokul öğrencisi olan Amıla: Birgün öğretmen burada kalacak mısın dedi. Öğretmenim, "müslümansınz sen. Bu kasabadan ayrılmayacak mısınız, gitmeyecek misiniz" diyordu. O zamana kadar hiçbirşey bilmiyordum. Eve gittim anne ve babama sordum. Makul bir cevap veremedi. 'Bosna’da savaş var burada kalmalısın' dedi. Sınıf arkadaşım şaşırıyordu. 'Hala burada mısın' diye.2 yıl sonra kasabadan ayrılmak zorunda kaldık. Sırp adı alıp, dinimizi değiştirmeyi kabul edersek kalabileceğimizi söylediler. Kasım 1993’te Almanya’ya gittik. Orada çok zor günler geçirdik, 2 yıl sonra savaş bitmişti. Annem babam ve ben Srebrenistan’a dönmek istiyoruz dediler. Almanya'da yeni bir hayat kurmuştum, acnak kalbim ülkemde kalmıştı, Saray Bosna’ya yerleştim.

        Amıla: Dünyaya sesleniyorum, lütfen tekrar yapmalarına izin vermeyin!

        İnsan savaş yaşayınca adalet duygusu gelişiyor. Hukuk mezunun sonrası doktora yapım. Saraybosna’da ceza hukuku alanında yardımcı doçent olarak görev yaptım. Dünyaya buradan seslenmek istiyorum. Lütfen tekrar yapmalarına müsaade etmeyin. Bosna’da değil hiç biryerde bu vahşet bir daha yaşanmasın, buna izin vermeyin”

        Samir: Bosna'da bir şarkı vardır: "Suç bizim, çünkü sesimizi çıkarmadık"

        Yönetmen Samir: . Bosna’da bir şarkı vardır. “Suç bizim. Çünkü sesimizi çıkarmadık. Ben bu tür festivallerin bu bağlamda büyük bir anlam taşıdığına inanıyorum. Hatice Nine’nin dediği gibi ben bu hayatı sürdürmek zorundayım. O insanlar herşeye rağmen hayatlarına devam etmek zorunda. Barış herkese lazım. Bu nedenle o günlerden ders almalıyız. Birgün bakıyorsun komşun düşman olmuş.

        Yakın tarihin en trajedik olaylarından biri

        Avrupa'yı II. Dünya Savaşı'nın ardından sarsan en büyük insanlık trajedisi Bosna Hersek'te Srebrenitsa'da yaşandı. Bosna-Hersek'te başlayan ve gttikçe genişleyen ateş hattın ortasında kalan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25.000’i, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995’te Ratko Miladiç, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara tecavüz edildi, küçük çocuklar öldürüldü, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü.BM'nin en üst mahkemesi sayılan Lahey Adalet Divan, Sırbistan'ın soykırım konusunda bir "sorumluluğu" bulunmadığına karar verdi, bu karala birlikte Bosnalıların bekledikleri tazminata açılan yol kapandı. Ancak .Lahey Mahkemesi'nin Sırbistan'ı ‘soykırım’ yapmadığı konusunda suçlu bulunmamasına rağmen Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Bosna'da işlenen suçların soykırım olduğunu kabul etmiştir. Soykırımdan sorumlu tutulan iki isim General Ratko Mladiç ile Radovan Kradziç yıllar sonra yakalanıp tutuklandılar.Yargılama süreci devam ediyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ