'Cumhuriyetimiz ulusun birliği üzerine kurulu'
Sezer, teknolojiden yararlanabilmenin ulusal birlik ve egemenliğin bir arada korunmasıyla gerçekleşebileceğini söyledi
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''ulusal ve
doğal kaynaklardan, teknolojik olanaklardan en etkin biçimde yararlanabilmenin ulusal birlik ve egemenliğin bir arada korunmasıyla gerçekleşebileceğini''
belirtti.
Sezer, ASAM'ın düzenlediği ''Stratejik Öngörü: 2023 Türkiye Cumhuriyeti'nin
100. Yılında Dünya ve Türkiye'' konulu sempozyumun açılışında konuştu.
Sezer, ASAM tarafından düzenlenen toplantının gündeminin, konu başlıklarının ve konuşmacıların akademik niteliklerinin, bu toplantıda ileri sürülecek görüşlerin ve yapılacak tartışmaların Türkiye'nin 2023 vizyonuna ilişkin değerli bir çerçeve oluşturacağını gösterdiğini söyledi. Türkiye'nin geleceği ve
dünyadaki yeri konusundaki bilimsel ve yapıcı katkıları önemsediklerini belirten
Sezer, bu kapsamda ASAM tarafından düzenlenen ''Stratejik Öngörü: 2023
Çalıştayı''nı övgüyle karşıladıklarını vurguladı.
Bu tür çalışmaların sivil toplum örgütlerince yansız ve gerçekçi bir bakış
açısıyla ve bilimsel ve akademik ölçütler temel alınarak yürütülmesinin büyük
önem taşıdığına dikkati çeken Sezer, toplumun her bireyinin kendisinin ve içinde yaşadığı ülkenin bugününde ve geleceğinde söz sahibi olduğundan hareketle sivil inisiyatifin karar ve strateji oluşumuna katılmalarının giderek artan bir oranda sağlanmasının sağlıklı bir gelişme olduğunu anlattı. Sezer, bu biçimde
yurttaşların düşüncelerinin devlet tarafından daha çok dikkate alınmasının
yolunun açılacağını ve bireylerin ülke sorunları konusunda çözüm arayışı
çabalarına ortak edilmesi olanağının yaratılacağını kaydetti.
Bu tür oluşumların, ayrıca toplumsal bilincin yaratılması ve yansıtılması
için uygun ortamlar sağlayacağı gibi ülkedeki demokratik kültürün gelişmesi
yönünden de olumlu etkiler yapacağını ifade eden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ülkemiz dünyanın siyasal, askeri, ekonomik ve toplumsal yönden en değişken bölgelerinin kesiştiği bir konumda yer almaktadır. Soğuk Savaş sonrası başlayan küresel dönüşüm yanında bölgesel gelişmelerin etkilerini yakından duyumsamakta, bu gelişmelere uluslararası barış ve ulusal yararı doğrultusunda yön ve katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Türkiye'nin uluslararası barış ve iş birliğiyle ulusal yarar ve istikrarını birlikte gözetme gereksinimi, uluslararası siyasanın evrensel ölçülere genişlemeye başladığı yıllarda Atatürk tarafından en özlü biçimde vurgulanmıştır. İçeride ve dışarıda barışçıl, gerçekçi ve saydam bir siyasa kuşkusuz ülkemiz için bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu nitelikleri taşıyan bir siyasanın temel olarak etkin, bilimsel çalışmalar, stratejik öngörü ve girişim yeteneği gerektirdiği bir gerçektir.
Bu çalışmaların ülkemizin kaynak ve olanaklarının belirlenmesi ve
planlanmasına ilişkin ayrıntılı ve somut verileri içerdiğini mutlulukla
gözlemliyoruz. Cumhuriyetimizin özgürlükçü ve aydınlanmacı hedef ve
niteliklerinin, bizlere yöntemsel ve kuramsal olarak 2023'te ülkemizin bölgesinde ve dünyadaki yerine ilişkin tüm çalışmalarda yol gösterici işlev göreceğine inanıyoruz.''
-ULUSUN BİRLİĞİ VE EGEMENLİĞİ-
Cumhurbaşkanı Sezer, stratejik öngörünün, devletlerin ulusu ve ülkesiyle
kendi olanak ve kaynaklarını, dışsal ve nesnel koşullara karşı ölçme, planlama ve kullanma yeteneği gerektirdiğini ifade ederek, ''Ulusal ve doğal
kaynaklarımızdan, teknolojik olanaklarımızdan en etkin biçimde yararlanabilmek
ise ulusal birlik ve egemenliğin bir arada korunmasıyla gerçekleşebilir. Bu
nedenle cumhuriyetimiz, ulusun birliği ve egemenliği ilkesi üzerine kurulmuştur'' diye konuştu.
Atatürk'ün ulusçuluk düşüncesini ve Türk ulusunun niteliklerini ortak yarar
temelinde her yurttaşa eşit hak ve özgürlük verilmesini öngören biçimde
tanımladığını belirten Sezer, bu dışsal ve nesnel unsurlar nasıl değişirse
değişsin, ulusun birliği ve egemenliğinin ülkenin geleceğini öncelikle belirleyen
temel ilkeler arasında yer alacağını ifade etti.
Günümüzde küresel ve bölgesel değişim süreçlerinin olumlu etkilerinden söz edilirken, dünyada ulus devletlerin yerini ulus üstü bölgesel ve küresel
örgütlere, ulusal çıkar çekişmelerinin de karşılıklı bağımlılığa bıraktığını
savunanlar olduğunu dile getiren Sezer, aynı süreçlere eleştirel yaklaşanların
ise ulus üstü örgütlerin kendi içinde varsayıldığı gibi demokratik ve eşitlikçi
olmadığına, karşılıklı bağımlılığın da gerçekte tek yönlü işleyişini sürdürdüğüne
dikkati çektiklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Sezer, ''Bu kapsamda ülkemize
ilişkin stratejik öngörü çalışmalarında küreselleşmenin ulusal yararımıza ve
cumhuriyet hedeflerimize uygunluğunu öncelikli ve belirleyici ölçüt olarak
almamız gerekmektedir'' dedi.
-''BİLİM VE AKLI ÖN PLANDA TUTAN KUŞAKLAR''-
Sezer, bilimsel ve örgün bilginin, öngörüyü ön yargıdan ayıran temel ölçüt
olduğunu belirterek, bireylerinin aklını ve bilincini özgürleştiren,, kendi
ilerlemesine yön verebilen ulusların çağdaş kalabilme çabasında avantaj
sağladıkları kaydetti. 2023 yılında Cumhuriyet bayrağını teslim alacak kuşağın
bugün ulusal eğitim sürecinde bulunduğunu ifade eden Sezer, bu eğitimin
içeriğinin çağdaşlığın gereklerini yansıtmasının, asıl olması gerektiğini
söyledi. Sezer, ''Geleceğimizi, özgür düşünebilmeyi öğrenmiş, bilim ve aklı ön
planda tutan kuşaklarla güvence altına alabiliriz'' dedi.
Sezer, eğitimin yanında sağlık, sosyal güvence, adalet, güvenlik ve
bayındırlık gibi temel kamu hizmetlerinin ülkenin her yöresine, her bireyine
nitelikli biçimde götürülmesinin, bölgeler arasındaki kalkınmışlık farklarının en
aza indirgenmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
Stratejik öngörü çalışmalarında, Türkiye'nin yirmi yıl içinde dünyanın ilk
10 ekonomisi arasına girmesinin beklenebileceğinin vurgulandığını söyleyen Sezer, bu hedefe ulaşılabilmesi için gönencin yaygınlaştırılması, özgün teknolojik ilerlemenin hızlandırılması, ayrıca, üretim ve ticaret yapısını çarpıklaştıran küresel rüzgarların, zararlı olabilecek etkilerinden sakınılması gerektiğini vurguladı.
''Bugün önem verdiğimiz iş gücü ve buna dayalı maliyet üstünlüklerimizin
yerini, 2020'lerde sağlam ve özgün bir sanayi ve teknoloji altyapısının alması
gerektiği açıktır'' diyen Sezer, bu bağlamda, uluslararası alanda ekonomi
boyutundaki üstünlüklerin ve yarıştırıcı niteliklerin dönüştürülmesi
gereksiniminin göz önüne alınması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin yüzyıllardır uluslararası sistemin etkin bir üyesi olageldiğini
söyleyen Sezer, bu sistemin, ancak geçen yüzyılda evrensel düzeyde
kurumsallaşabildiğini ifade etti.
-''İZLERİ SİLİNMEDİ''-
Cumhurbaşkanı Sezer, şunları kaydetti:
''Bölgemizde ve ötesinde uluslararası güvenlik ve istikrara sağladığımız
katkı yadsınamayacak boyuttadır. Uluslararası alanda bu katkıya, önümüzdeki on
yıllarda artan bir gereksinim duyulacağı, günümüzün bölgesel ve küresel
koşullarından anlaşılmaktadır. Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birlikte içine
girmiş olduğumuz değişim süreci, bugün hala alacağı yönü ve varacağı hedefi
zihinlerde ve stratejik planlamalarda netleştirmiş değildir. Uluslararası
güvenlik ve istikrarın boyutları, küreselleşme süreçlerinin etkisiyle
genişlemekte, su, enerji, gıda ve ulaşım gibi insanlığın temel gereksinimlerini
kapsayacak biçimde nitelik değiştirmektedir. Bu temel gereksinimler, tarihte,
güvenlik ve istikrar sorunlarına yol açmış, güçlü devletlerin bu kaynaklara el
atması yoluyla karşılanmıştır. Bu siyasaların izleri bugün de tümüyle silinmiş
değildir.''
-ENERJİ-
Bugün, küresel çaptaki yeni yapılanmaları zorunlu kılan nedenler arasında
ekonomik alandaki rekabetin ağırlığının, bunun temelinde ise enerjinin varlığının
yadsınamayacağını vurgulayan Sezer, birçok açıdan Türkiye'yi de yakından
ilgilendiren enerji konusunun, stratejik öngörü ve tasarımların vazgeçilmez bir
ögesi olduğunu, enerji güvenliğinin ülke güvenliğiyle neredeyse eş anlama
geldiğini ifade etti. Sezer, ''Bu çerçevede, ülkemizin doğu-batı ve kuzey-güney
eksenlerinde, başta enerji olmak üzere, insanlığın temel gereksinimlerini güvenli biçimde kaynaktan tüketime ulaştırabilecek konumda yer alması, stratejik denklemlerde kayda değer bir boyut oluşturmaktadır'' dedi
.
Türkiye'nin, 2020'lerde her iki eksende komşularına ve uluslararası sisteme,
bu yeni ve artan önemdeki hizmeti kapsamlı olarak verecek ağları bugünden
kurduğunu ifade eden Sezer, ''Türkiye'nin, başta çeşitli boru hatları olmak üzere
somut tasarılar üzerinde yoğunlaşan bu çabaları, bölgemizde yeni ve stratejik
nitelikli işbirliğinin örneklerini oluşturmaktadır'' diye konuştu.
Sezer, şunları söyledi:
''Dünyanın önemli bir bölgesinde yer almakta olan Türkiye, komşularıyla ve
yakın çevresinde bir barış ve işbirliği kuşağı yaratılmasını istemektedir. Bu
kapsamda ülkemiz, bölgesinde istikrara katkıda bulunacak her öneriye ilgi
duymakta, ortak bölgesel yararı gözeten, saydam bir işbirliği siyasası
yürütmekte, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya'da süren anlaşmazlıkların barışçı
yollardan çözümüne içten ve olumlu katkılarda bulunmaya çalışmaktadır. Bu
anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması, kuşkusuz ülkemize ve bölge ülkelerine, bundan sonra halklarının sorunlarını çözmek ve yaşam düzeyini yükseltmek yolunda daha fazla zaman ve kaynak kullanımı için olanaklar yaratacaktır.
Öte yandan, uluslararası istikrar ve güvenliğe katkımızın genişleyen içerik
ve niteliği, savunma olanak ve yeteneklerimizin etkinleştirilmesini,
caydırıcılığımızın korunmasını zorunlu kılmaktadır. Silahlı Kuvvetlerimizin üst
düzeydeki disiplin ve donanımı, Atlantik Bağlaşması çerçevesindeki köklü
deneyimimiz, Avrupa, Doğu Akdeniz ve Karadeniz güvenliği yönünden vazgeçilmez konumumuz, ülkemizi uluslararası alanda güvenlik bekleyen değil, güvenlik üreten bir ülke yapmaktadır. Ülkemizin uluslararası alandaki bu niteliğinin 2020'lerde ve ötesinde özenle korunması gerekmektedir.''
Çağdaş her ülkenin olduğu gibi, Türkiye'nin de ''daha iyi yaşam koşullarına
sahip olarak barış ve esenlik içinde varlığını üçüncü bin yıla taşımak'' gibi tek
bir ana hedefi bulunduğunu vurgulayan Sezer, bu konudaki ölçütün Atatürk'ün dile getirdiği, ''çağdaş uygarlık düzeyi'' olduğunu ifade etti. Sezer, bu düzeye
erişebilmek amacıyla uygulanabilecek yöntemlerin, ülkelerin kendi iç
deneyimlerinden ve bu düzeyi yakalamış ülkelerin gelişim süreçlerinden
belirlenebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Sezer, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ulusumuzun demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü gibi evrensel
değerler yönündeki istenci, anayasamıza ve siyasal-toplumsal yaşamımıza
yansımıştır. Tarihsel birikimi ve var olan nitelikleriyle ülkemiz, 2023'de, yüz
yıl önceki kuruluşunda olduğu gibi, çağdaşlık doğrultusunda yürüyen ve bu yolda
önemli ve geri dönülmez kazanımlar elde etmiş bir ülke olacaktır. Bu yöndeki
ulusal istencin güçlü ve canlı tutulmasında, siyasal, toplumsal ve kültürel
açıdan sivil topluma da önemli görevler düşmektedir. Basınımız, aydınlarımız,
öğretmen ve öğrencilerimiz başta olmak üzere tüm ulusumuzun, Cumhuriyetimizi yüzyıllara taşıyacak çağdaş niteliklerini korumak ve güçlendirmek yönünde güçlü bir bilinç ve istençle çalışacağını bilmek en büyük güvencemizdir.''
Sempozyumun açılışına KKTC'nin birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan, büyükelçiler, üst düzey bürokratlar ve davetliler
katıldı.