Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Erdoğan, dünürü Sadık Albayrak'ın 50. Yazarlık Yılı Saygı Gecesi'ne katıldı

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü'nce, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen "Sadık Albayrak'ın 50. Yazarlık Yılı Saygı Gecesi"ne katıldı.

        Başbakan Erdoğan, salonda bir duasını, niyazını samimiyetle dile getirmek istediğini belirterek, Arif Nihat Asya'nın, "Biz kısık sesleriz... Minareleri, sen ezansız bırakma Allah'ım! Bize güç ver, cihad meydanını pehlivansız bırakma Allah'ım! Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım!" dizelerini okudu.

        "İşte tıpkı Arif Nihat Asya'nın duasındaki gibi, Rabbim, bizi, ezansız, susuz, havasız, vatansız bırakmasın ama en çok da bizi Sadık Abi gibi pehlivansız bırakmasın, bizi cengaversiz bırakmasın, yani bizi, ilmiyle, irfanıyla, medeniyet tasavvuruyla, bizatihi kimliğiyle ve kişiliğiyle yönlendiren gönül insanlarından, gönül erlerinden, gönül fatihlerinden mahrum bırakmasın" diyen Erdoğan, gönül insanlarının yıldızlar gibi olduğunu, insanların yeryüzünde yönlerini yıldızlarla tayin ettiğini, yıldızı bulanın, yıldızın peşine takılan kişi ve toplumların, varacakları yere ulaştığını ve menzillerine vasıl olduğunu dile getirdi.

        Başbakan Erdoğan, Mevlana'yı sadece bir mütefekkir, Yunus Emre'yi sadece bir ozan zannedenlerin ciddi şekilde yanılacağını, Fuzuli'yi, Nedim'i, Mehmet Akif'i, Necip Fazıl'ı sadece birer şair olarak görenlerin yanılacağını ve medeniyetlerini anlayamayacağını aktararak, zira bu isimlerin, bu isimler gibi nicelerinin birer söz ustası oldukları kadar, sahip oldukları medeniyet tasavvuruyla, sınırsız gönülle, gönüller yapma yolundaki cehtleriyle, yaşamlarıyla, adeta kendilerinin bir fikir, kitap ve şiir olduğunu ifade etti.

        Erdoğan, kökleri derinde olan, derinlerden beslenen bir çınarın gövdesiyle, dallarıyla, yapraklarıyla bir bütün olduğunu, kökleri olmayan, kökleri kesilmiş bir çınarın ise toprağa devrileceğini, toprak olup gideceğini ifade ederek, "Köksüz çınar nasıl yaşayamazsa, nasıl ayakta kalamazsa, köksüz bir millet, köksüz bir devlet de yaşayamaz, ayakta kalamaz, hayata ve tarihe tutunamaz" ifadelerini kullandı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ