Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Hülya Koçyiğit İstanbul Sinema Müzesi'ni değerlendirdi
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Lyon'daki Institut & Musee Lumiere'yi gezerken sinema tarihini gözler önüne seren materyallerden etkilenmemek mümkün değildi.

        Halka açık ilk film gösteriminin 1895'te Lumiere Kardeşler tarafından Fransa'da gerçekleştirilmesi açısından ülkede aralarında Institut & Musee Lumiere'nin yer aldığı birçok sinema müzesi olması doğaldı.

        O gün şöyle düşünmüştüm; "1985 - 1995 arasındaki 10 yıl hariç Türkiye, kendi filmleri yabancı filmlerden daha çok izlenen birkaç ülkeden biri. Buna rağmen Türkiye'de Türker İnanoğlu tarafından kurulan TÜRVAK Sinema ve Televizyon Müzesi'nden başka sinema müzesi yok."

        REKLAM

        Türkiye'de sinema müzesinin eksikliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 26 Şubat'ta açılan Beyoğlu İstiklâl Caddesi üzerindeki İstanbul Sinema Müzesi ile giderildi.

        İstanbul Sinema Müzesi'nin Beyoğlu gibi merkezi bir konuma sahip olması ziyaretçi sayısı açısından önemli bir avantaja sahip. İstanbul Sinema Müzesi'nde görevli İlknur Ulu'nun verdiği bilgiye göre bir haftalık süreçte ziyaretçi sayısı günbegün artmış. Zaten Türk sinemasının temelini oluşturan Yeşilçam'ın merkezi olması nedeniyle İstanbul Sinema Müzesi'nin Beyoğlu'ndan başka bir yerde açılması söz konusu olamazdı.

        İstanbul Sinema Müzesi'ni Yeşilçam'ın yıldızlarından biriyle gezmenin daha anlamlı olacağı düşüncesi doğrultusunda Türk sinemasına 175 filmle hizmet eden, kadın oyuncular arasında 'Altın Portakal' rekortmeni Hülya Koçyiğit'i müze gezisine davet ettim.

        Hülya Koçyiğit, sinemaya Metin Erksan'ın 1963 yapımı 'Susuz Yaz'ı ile başladı.

        O 'Susuz Yaz' ki Berlin Film Festivali'nde layık görülen 'Altın Ayı' ile Türk sinemasına uluslararası ilk ödülü kazandıran filmdi.

        İstanbul Sinema Müzesi gezisi Hülya Koçyiğit ile zaman tünelinde Yeşilçam günlerine keyifli bir savrulmaydı.

        İstanbul Sinema Müzesi, zaman tünelinin kapısını aralarken teknolojik sunumlarıyla, müzenin ziyaretçilerine hoş bir sürpriz yapıyor.

        Örneğin sıra sıra dizilmiş eski telefonlar...

        Ahizelerini kaldırınca, telefonun diğer ucunda Yeşilçam'ın ünlü bir oyuncusunu görüp sesinin duymak iyi fikir. Şansıma, ahizesini kaldırdığım telefonun diğer ucunda Hülya Koçyiğit vardı. Koçyiğit, şöyle diyordu; "Sensiz çok yalnızım."

        Aynı şekilde yeşil perde çekimiyle kendinizi bir filmin içinde bulmak da öyle.

        Bir kütüphanesiyle sinemacıların çalışmaları ve konferansları için hazırlanan salonunun da bulunduğu İstanbul Sinema Müzesi'nin sinemacıların materyal bağışlarıyla daha donanımlı bir hale gelmesini umuyoruz / bekliyoruz.

        Hülya Koçyiğit, kazandığı ödüllerden birini müzeye bağışlayacağını söyledi.

        Müze gezisi sırasında anı fırtınasının içine sürüklenen Hülya Koçyiğit, İstanbul Sinema Müzesi'nin Türk kültürünü yansıtması açısından oldukça önemli olduğunu dile getirdi.

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ