Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Mehmet Açar 'Bizim aile' silah endüstrisine karşı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Blue Beetle, kökenleri 1939’a kadar giden bir süper kahraman… İlk olarak, özel vitamin bileşimi sayesinde süper güçler kazanan bir polis memuru olarak çıkıyor karşımıza. 1960’lı yıllarda yayımlanan çizgi romanlarda, Eski Mısır’dan gelen böceğin (scarab) kazandırdığı gizemli güçlere sahip bir arkeolog oluyor. 2006’ya geldiğimizde ise DC Comics, bu kez yepyeni bir Blue Beetle sürüyor okurların önüne. Android böceği andıran dünya dışı simbiyotik yaratık, Latin kökenli genç Jaime Reyes’in bedenine yerleşiyor ve ona süper güçler kazandırıyor.

        Geçtiğimiz 17 yıl boyunca DC’nin televizyondaki animasyon dizilerinde yer alan ve ‘Teen Titans’ serisinin sürekli kahramanlarından biri olan Jaime Reyes / Blue Beetle, şimdi ilk sinema filmiyle geliyor karşımıza. İnternetteki bazı kaynaklara göre, animasyonları dışarıda tuttuğumuzda, ‘Blue Beetle’ baş karakterin Latin kökenli olduğu ilk ana akım süper kahraman filmi…

        Genişletilmiş DC Evreni’nin 14’ncü halkası olan ‘Blue Beetle’de önce hikâyenin kötü karakteri olan Victoria Kord’u (Susan Sarandon) tanıyor ve onun peşine düşüp eline geçirdiği ‘mavi böcek’ Scarab’a ne kadar değer verdiğini görüyoruz. Hırslı Victoria’nın yönetimindeki Kord şirketinin, silah endüstrisindeki yatırımlarla büyüyüp geliştiğini öğrendikten sonra ana karakterimiz Jaime Reyes (Xolo Maridueña) ve ailesiyle tanışıyoruz.

        Reyes, hukuk üzerine aldığı ön lisans eğitiminin ardından doğup büyüdüğü Palmera şehrine döndüğünde, ailesinin küçük işletmesinin iflas ettiğini ve oturdukları evden 2 ay sonra çıkmak zorunda olduklarını öğreniyor. Jaime Reyes, beyaz yakalı olup yüksek maaşla ailesini kurtarma hayalleri kuruyor ama Victoria Kord’un evinde, kız kardeşi Milagro (Belissa Escobedo) ile düşük maaşlı servis elemanı olarak iş buluyor. Orada çalışırken halasının şirkette yaptıklarını onaylamayan ama elinden hiçbir şey gelmeyen genç Jenny Kord’la (Bruna Marquezine) tanışıyor. Jenny ile görüşmek ve yeni iş bulmak için gittiği şirket merkezinde gelişen bir dizi olayın ardından Jaime, Scarab’ı hamburger kutusunda dışarıya çıkarmak zorunda kalıyor. Ailesiyle birlikte kutuyu açınca, Scarab omurgasına yerleşiyor ve Jaime, neler olup bittiğini dahi kavrayamadan ailesinin gözlerinin önünde dönüşüm yaşayarak süper güçlere sahip oluyor… Silah endüstrisinde kullanmayı planladığı Scarab’ı elinden kaçırdığını gören Victoria ise yıllar içinde yarı android bir savaş makinesi haline getirdiği bodyguard’ı Carapax (Raoul Max Trujillo) ile Jaime Reyes ve ailesinin peşine düşüyor.

        ‘Blue Beetle’ ön jeneriğinden itibaren kendine özgü, farklı bir enerjiyle çıkıyor karşımıza. DC’nin, ‘Shazam’ filmlerinde olduğu gibi burada da genç seyircileri yakalayacak farklı bir tarzın önünü açtığını görüyoruz. Karanlık, trajik, destansı tondan uzak, aydınlık, çoğunlukla neşeli ve renkli bir film seyrediyoruz. Özellikle jeneriğinde ‘retro’ bir hava hissetmek mümkün; ama belirli bir dönemin zevkine, yaklaşımına odaklandığını söylemek zor. Biraz 1980’lerin biraz 1990’ların havası var sanki…

        Kesin olan, ‘Blue Beetle’in DC ve Marvel’ın son dönemdeki süper kahraman filmlerine pek benzemediği... Fantezi ve masal dünyasından uzağız. Buna karşılık, ‘İnanılmaz Aile’ (The Incredibles) gibi süper kahraman animasyon filmlerinin iyimser, ferah, iç açıcı ve rengarenk görselliğine daha yakınız.

        Yönetmen Ángel Manuel Soto, 21. Yüzyıl ruhunu yansıtan bir şehir dekorunu tercih ediyor. Palmera şehri, günümüzdeki birçok metropol gibi iki ayrı dünyayı yan yana getiriyor. Bir yanda, gökyüzüne uzanan binalar, diğer yanda yatay mimariye sahip eski mahalleler var. Zenginler kentsel dönüşüm üzerinden alt sınıfları şehir dışına sürüyorlar. Hikâyenin sınıf farkları üzerinden şekillendiğini daha en baştan belli eden bir şehir var karşımızda… Ama kuşkusuz gerçekçi bir yaklaşımdan söz edemeyiz.

        Yoksulların yaşadığı bölgede dayanışmalı bir mahalle hayatı var. ‘Blue Beetle’ sınıfsal farklılıklara biraz bizim eski Yeşilçam aile filmlerindeki gibi bakıyor. Sözgelimi, Jaime Reyes’in her daim pozitif, güler yüzlü babası Alberto Reyes (Damián Alcázar) Münir Özkul’un canlandırdığı karakterleri hatırlatıyor. Victoria’nın kötü, Jenny’nin ise yoksullarla daha iyi anlaşan zenginlerden olması yine çok tanıdık bir Yeşilçam klişesi… Ama senaryo yazarı Gareth Dunnet-Alcocer’in Yeşilçam’dan değil, filmin içinde birkaç kez açıkça adı anılan ve gönderme yapılan Latin Amerika dizilerinden esinlendiği kesin. Malum, Türkiye, Mısır, Hindistan, Brezilya ve Meksika özellikle melodram açısından ‘kardeş sinemasal gelenekler’e sahiptir.

        ‘Blue Beetle’ kuşkusuz bir melodram değil. Buradaki fikir, Latin Amerika dizisindeki orta sınıf aileyi alıp bir süper kahraman filminin tam orta yerine bırakmak… Malum, türün vazgeçilmez motiflerinden biri süper kahramanların ailelerini koruma çabasıdır. Hatta düşmanları bu bağlılığı bir zayıf nokta olarak görür, kullanmaya çalışırlar. Burada ise aile sevgisi ve dayanışması, kötülere karşı bir koz haline geliyor. Reyes hiç tek başına kalmıyor. Son dönemdeki birçok süper kahraman filminde gördüğümüzün aksine arkadaşları veya ekibiyle değil babası, annesi (Elpidia Carrillo), büyükannesi (Adriana Barraza), kız kardeşi ve amcası Rudy Reyes (George Lopez) ile birlikte mücadele ediyor.

        Süper kahraman filmlerinden alışık olduğumuz bir büyüme hikâyesi yok bu kez… Kuşkusuz, Jaime Reyes güçlerini kullanmayı ve süper kahraman olmayı öğreniyor ama kendi içindeki zaaflara, zayıflıklara karşı mücadele etmiyor. Reyes ailesi ve Jenny’nin neye karşı savaştığını düşündüğümüzde, filmin politik yanı belirginleşiyor. Hep birlikte Victoria Kord’un temsil ettiği kâr odaklı silah endüstrisine karşı savaşıyorlar.

        Film, Conrad Carapax’ın geçmiş öyküsü üzerinden, emperyalizm eleştirisine kadar uzanıyor. ABD’nin Soğuk Savaş yıllarında ‘arka bahçesi’ olarak gördüğü Orta ve Güney Amerika’daki özgürlük ve eşitlik savaşçılarına karşı faşist diktatörleri desteklemesinin altı çiziliyor. Abisinin evinde yaşamasına karşın her konuda becerikli olan Rudy amca, muhalif politik kimliğini Batman’e faşist dediğinde hemen belli ediyor. Ama ailenin emperyalizme karşı mücadele etmiş asıl sürpriz ‘devrimci gerillası’, filmin ilerleyen sahnelerinde çıkıyor karşımıza… Reyes ailesinin hikâyesinde paralı eğitim, beyaz yakaların işsizliği ve sermayenin küçük işletmeleri ezmesi gibi başka politik eleştiriler de var.

        ‘Blue Beetle’ aksiyon ve çatışma sahnelerinde süper kahraman filmlerinin klişelerinden vazgeçmiyor; ışınlar, enerjiler, kalkanlar, dijital yumruk ve kılıç gibi ileri teknoloji silahlarından bol miktarda var filmde… Başlangıçta Venom serisini akla getiren, Jaime Reyes ile Khaji-Da’nın simbiyotik ilişkisi, bir süre sonra çok farklı bir raya oturuyor. Khaji-Da’nın bir kadının sesiyle (Becky G.) konuştuğunu not etmek gerek. Aynı bedende yaşayan erkek ve kadın gibiler… Jaime duyguyu, Khaji-Da mantığı temsil ediyor. Aksiyon sahneleri biraz da onların birbirlerini tanımaları, anlamaları ve iş birliği yapma süreçleriyle ilgili… Vicdanlı ve merhametli olma konusunda birbirlerini etkilemeleri de önemli. Birlikte oluşturdukları Blue Beetle’in DC’nin gelecekte planladığı filmlerde karşımıza çıkmaya devam edeceğini belirtelim.

        ‘Blue Beetle’ 1980’lerin bilimkurgu veya fantastik komedilerini akla getiren bir film… Reyes ailesinin hikâyedeki yeri, süper kahraman filmi seyircilerini başlarda şaşırtabilir; hatta itici gelebilir. Ama bir süre sonra, özellikle ev ortamında geçen korku – komedi tarzındaki metamorfoz sahnesiyle birlikte ‘aile konsepti’ yerine oturuyor. İkinci yarıda ise eğlenceli bir ‘bizim aile’ havası filme hükmediyor.

        ABD’de Latin kökenli bazı göçmenlerin konuştuğu İngilizce’ye, sıkça kullandıkları İspanyolca kelimeler, ifadeler ve deyimler nedeniyle ‘spanglish’ denir. Reyes ailesinin bazen İngilizceyi bırakıp tümüyle İspanyolca konuştuğu film, baştan sona ‘spanglish’ örnekleriyle dolu. İşte bu yüzden, karakterlerin sürekli kullandığı bazı İspanyolca ifadelerin, Türkçe altyazıda hiç değiştirilmeden bırakılmasının doğru karar olduğunu düşünüyorum.

        ‘Blue Beetle’ içerdiği politik eleştiri dozuyla hafifliğini, yüzeyselliğini dengeleyen, eğlenceli bir süper kahraman filmi.

        6.5/10