Haberler Sağlık Ruh Sağlığı Stres, aklınızı tamamen kaybetmenize yol açıyor, Stresin Zararları, Aşırı Stresli Ortamlar, Stresin Zararları | Sağlık Haberleri
Stres beyni küçültüyor
Stres, aklınızı tamamen kaybetmenize yol açıyorStres beyni küçültüyor
Giriş: 26.11.2014 - 13:20 Güncelleme: 27.11.2014 - 14:20
Stresli durumlardan kaynaklanan dikkat dağılması, unutkanlık, olumsuzluk veya endişeyi elbette tecrübe etmişsinizdir, fakat stresin aynı zamanda beyninizi küçülttüğünü biliyor muydunuz?
Çağımızın vebası: Tekno stres!
İş hayatında giderek artan teknolojiye ayak uydurma zorunluluğu çalışanları tekno strese sokuyor. Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul; çalışma saatlerinin artması ve artan elektronik iletileri cevaplama zorunluluğunun tekno strese yol açtığını belirtiyor.
Tekno stresin; stres, baş ağrısı, halsizlik, uykusuzluk, sosyal ilişkilerden uzaklaşma, beyin yorgunluğu ve tahammülsüzlüğe neden olduğunu açıklayan Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul şunları söylüyor:
"Akıllı telefonlar, internet, akıllı televizyonlar, tabletler derken giderek hızlanan teknolojiye ayak uyduramayan insanın yaşadığı stres baş ağrısı, halsizlik, uykusuzluk, sosyal uzaklaşma, beyin yorgunluğu ve tahammülsüzlük olarak karşımıza çıkıyor"
"Sürekli akan mail trafiği, giderek artan ve yaşamın her alanını kaplayan sosyal medyayı takip etme zorunluluğu, beğenildim, beğenilmedim, takip edildim, edilmedim kaygılarının öne çıkması ile günümüz insanı sürekli baskı altında yaşamakta"
Tekno stresin iş adamlarında baş ağrısı, psikolojik yorgunluk, sinirsel tansiyon, kötü beslenme, gevşemek için alkol, uyanık kalmak için sigara kullanma ihtiyacı yarattığını söyleyen Dr. Sabri Yurdakul şunları belirtiyor:
""İş hayatında giderek artan teknolojiye ayak uydurma zorunluluğu, çalışma saatlerinin normal mesai saatlerinin dışına çıkarak artık gece ve gündüz dinlememesi, giderek artan sayıdaki elektronik iletileri cevaplama zorunluluğu...
...ve sadece çevresi ile değil tüm dünya ile rekabet etme çabası giderek artan bir stres yaratmaktadır. Kişi kendisine ve ailesine zaman ayıramamakta, cinsel isteği azalmakta, giderek kendisine ve dostlarına daha az zaman ayırmaktadır"
Yurdakul; gençlerin, bilgisayar ve akıllı telefonlar nedeniyle ders çalışmak istemediğini, ders için aileyle sürekli kavga ettiğini, sosyal medyada yeterince beğenilmeme ya da takip edilmeme kaygısıyla stres altına girdiğini belirtti.
Ayrıca gençlerin daha çok sayıda insanı takip edip onların da kendisini takip etmesini sağlama ihtiyacı hissettiğini vurgulayan Dr. Sabri Yurdakul şunları söyledi:
"Bu nedenle gençler, uykusuz kalmakta, yeterince desteklenmediği durumlarda dışlanmış hissetmekte ve giderek tekno-stresin etkilerine daha çok maruz kalmaktadır"
Tekno-stresin ortadan kaldırılmasında teknolojiyi gerekli ve yeterli kullanmaya çalışmanın önemli olduğunun altını çizen Dr. Sabri Yurdakul, tekno stresten kurtulmak için şu tavsiyelerde bulundu;
"Tüm sosyal medyayı izleyeceğim çabasını daha makul bir seviyeye getirmeleri, arkadaşlarla chatleşmeyi ya da WhatsApp'da yazışmayı takıntı haline getirmeyi bırakmaları gerekir."
"Spora ve arkadaşlara zaman ayırmak, teknolojiyi gerekli olduğu kadar kullanmak, kendine zaman ayırmak her yaştan tekno-stres kurbanlarına kurtuluş umudu olacaktır"
Stres beyninizi tahmin ettiğinizde çok daha fazla etkiler.
Stresli durumlardan kaynaklanan dikkat dağılması, unutkanlık, olumsuzluk veya endişeyi elbette tecrübe etmişsinizdir, fakat stresin aynı zamanda beyninizi küçülttüğünü biliyor muydunuz?
Strese tepki olarak salgılanan hormonlar sadece beyin fonksiyonlarını etkilemekle kalmaz, fakat aynı zamanda beyninizin fiziksel yapısını da değiştirir. -
Stres hormonu kortizol beynin hipokampüs olarak tabir edilen kısmındaki nöronları imha edip küçültebilir ve yenilerinin oluşumunu durdurabilir.
Hipokampüs hem mesleki hem de kişisel yaşantımız için çok ihtiyaç duyduğumuz öğrenme, hafıza, duygusal regülasyon ve stresli bir olay sonrası stres tepkisinin durdurulması süreçleri için kritik öneme sahiptir.
Aynı zamanda kronik stres de mediyal prefrontal korteksi küçültebilmektedir.
Bu durum karar almayı, hafızanın çalışmasını ve dürtüsel davranışın kontrol altına alınmasını olumsuz yönde etkilemektedir.
Stres aynı zamanda kompleks bilişsel davranış ile ölçülü sosyal etkileşimi planladığımız prefrontal kortekse erişimi engelleyerek kök hücreleri etkileme kabiliyetine de sahiptir.
Bunun sonucunda beynin öğrenme ve hafızada tutma kapasitesi azalırken endişe ve depresyona yatkınlığı artar.
İşin daha da kötüsü söz konusu stres hormonları beynin amigdal olarak adlandırılan bölümünün ebadını ve faaliyetini arttırabilir.
Amigdal yüksek seviyede duygusal olaylara ilişkin hatıraların oluşturulması ve saklanmasında kritik öneme sahiptir.
Bu bir olayı bir duyguyla birleştirir ve bu bağlantı olaydan sakınabilmemiz ya da ileride onu arayıp bulabilmemiz için uzun süreli belleğimizde saklanır.
Kortizolün meydana getirdiği değişiklikler korku, endişe ve saldırganlık gibi olumsuz duyguları arttırabilir.
Beyindeki bu alterasyonlar diğer kişilerle olan etkileşimimiz ve öğrenme, hatırlama, karar verebilme ve uzun vadeli hedef gerçekleştirebilme kabiliyetimiz üzerinde önemli sonuçlar doğurabilmektedir.
Bunlar aynı zamanda, bir kısır döngüye yol açarak, ileride stresli durumları başarılı bir şekilde idare edebilmeyi çok daha zorlaştırabilir. -
Neyse ki bu olumsuz etkilere karşı egzersiz adı altında çok etkili bir panzehir keşfettik.
Egzersiz bilişsel fonksiyon ve beyin ebadını arttırmanın yanı sıra strese dayanıklı bir beyin geliştirmeye de yardımcı olabilmektedir. -
Egzersiz, sağlıklı beyin dokusu geliştirmeye yardımcı olan ve stresin olumsuz etkilerini tersine çeviren beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) olarak tabir edilen bir maddenin salgılanmasını sağlamaktadır.
Bunu beynin gübresi olarak düşünün
. Bu mevcut nöronların zinde ve sağlıklı kalmasını sağlamakta ve aynı zamanda yenilerinin büyümesini teşvik etmektedir.
Ne kadar çok egzersiz yapıp ne kadar çok BDNF oluşturursak, özellikle hipokampüste o kadar çok nöron üretilir.
Egzersiz aynı zamanda tüm beyin ve vücut hücrelerinin büyümesi ve gelişimi için hayati öneme sahip insan büyüme hormonunu da (HGH) salgılamaktadır.
HGH doğal hücresel yaşlanma atrofisini etkisiz hale getirir ve beyin hacmini şişirir.
Tek seferde 30 saniyelik bir depar atmak seviyeleri iki saat sonra en üst seviyeye ulaşmak üzere HGH de altı katlık bir artışa sebebiyet verebilmektedir. -
Neyse ki bu faydaların çoğunu elde edebilmek için saatlerce antrenman yapmak zorunda değilsiniz.
Yakın zamanda yapılan 10 araştırmanın analizi beş dakikalık dozlarla yapılan egzersizin ruh halinin düzeltilmesi ve stresle başa çıkılmasında en büyük etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Birkaç dakika vakit ayırabildiğiniz zamanlarda kalp atış hızınızı arttıracak ve/veya kaslarınızı çalıştıracak bir şeyler yapın.
Bu stresle baş etmenin olumlu ve yapıcı bir yolu olup aklınızı kaçırmanızı önlemeye yardımcı olabilir! -
Stresli durumlardan kaynaklanan dikkat dağılması, unutkanlık, olumsuzluk veya endişeyi elbette tecrübe etmişsinizdir, fakat stresin aynı zamanda beyninizi küçülttüğünü biliyor muydunuz? - See more at: http://www.mutlumikrop.com/icerik-detay/2278/stres--aklinizi-tamamen-kaybetmenize-yol-aciyor#sthash.16zdSM2Z.dpuf
Yazı Boyutu
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
REKLAM advertisement3ndparty