Uygun hastada ameliyat gerektirmeyen kapak tamir cihazları
Mitral yetersizlik sorununda "Mandallama" ya da "zımbalama" olarak da bilinen, "Trans-kateter mitral kapak tamiri" cerrahi uygulanamayan uygun hasta grubunda ameliyatsız çözüm olarak dikkat çekiyor
Kalp kapak hastalıklarında uygun hastada ameliyatsız tedavi anlamına gelen “Trans-kateter mitral kapak tamiri” bir grup hastayı çözümsüzlükten kurtarıyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre kalbin sol tarafında kulakçık ve karıncık arasında yer alan kapağın, kapalı olması gerektiği zamanlarda geriye doğru kan kaçırması durumuna, “mitral yetersizlik” deniyor. Kireçlenme, romatizmal hastalıklar, kapak sarkması (mitral prolapsus) gibi çeşitli nedenlerle kapak yapısının bozulması sonucu görülebilen mitral yetersizliğin ileri düzeyde olması, hastada şikayet yaratması veya kalbin kanı pompalama gücünün azalması durumunda genelde cerrahi müdahale uygulanıyor. Kapağa yapılan bu cerrahi müdahale kalp cerrahları tarafından ya tamir ya da doku temelli veya metalden üretilmiş yapay kapaklar ile değişim (mitral kapak replasmanı) şeklinde gerçekleştiriliyor.
AMELİYATSIZ KALP KAPAK TEDAVİSİ
Böyle bir cerrahi müdahalenin çeşitli nedenlerle yapılmasını engelleyecek risklerin varlığında ise devreye bu hastaların çaresiz kalmasını engelleyen bir tedavi biçimi giriyor. Kardiyoloji Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Hakan Karpuz ve Doç. Dr. Barış İkitimur, kateter laboratuvarlarında kardiyologlar tarafından özel cihazlar yardımı ile uygulanan bu tedavinin, ‘Trans-kateter mitral kapak tamiri’ olarak adlandırıldığını söyleyip işlem için en sık kullanılan onaylı cihaza, ‘MitraClip’ dendiğine dikkat çekiyorlar. İşlem kararını girişimsel kardiyologlar, kalp cerrahları, görüntüleme ile uğraşan kardiyologlar ve anestezi uzmanları gibi farklı branşlardan gelen hekimlerden oluşan bir ekip veriyor. işlemin uygulanacağı hastaların,kapak cerrahisi riskleri çok yüksek, tedaviye rağmen ileri kalp yetersizliği belirtileri bulunan ve ciddi mitral yetersizliği tespit edilmiş olmaları gerekiyor.
KİMLERE UYGULANAMAZ?
Hastaların MitraClip cihaz uygulamasına uygunluğu göğüs kafesinin dışından ve yemek borusuna indirilen ultrason (kalp ekokardiyografisi) cihazları yardımıyla belirleniyor. Örneğin ciddi kireçlenmesi olan, eşlik eden romatizmal tutulum ve kapak darlığı bulunan, kan sulandırıcı ilaçları kullanamayan,kalp içinde pıhtı olan olgulara genelde işlem yapılamıyor.
İŞLEMİN ADIMLARI
İşlem esnasında ön ve arka mitral yapracıklar orta kesimlerinden uç uca gelecek şekilde bir “kobalt - krom klip” yardımı ile birleştirilip geri kaçan kan miktarı azaltılıyor. Bir hastaya gerekmesi halinde birden fazla klip konulabildiği belirtiliyor. İşlem sonrası azalan mitral kaçak miktarı, hastanın şikayetlerinin azalmasına, yaşam kalitesinin artmasına ve kalp yetersizliği olanlarda hastaneye yatış oranının düşmesine neden oluyor.
ÖLÜM RİSKİNİ AZALTIYOR MU?
Kateter temelli cihazlar ile kapak tamiri, daha çok kapağın kendi yapısına dair bozukluklar nedeni olan “organik” ya da “birincil” mitral yetersizlik olgularında kullanılıyor. Yakın tarihli bir çalışmada, (COAPT) kalp yetersizliği ile ilişkili kalp büyümesi gibi nedenler yüzünden meydana gelmiş ve kalp yetersizliğini kötüleştiren “ikincil” mitral yetersizliği olgularında ilaç tedavisine eklenen MitraClip cihaz uygulaması, yalnızca ilaç tedavisi alan olgularla kıyaslanıyor. Sonuçta, MitraClip yapılan hastalarda ölüm olasılığının azaldığı görülüyor. Bu olgularda kalp yetersizliği kötüleşmesine bağlı hastaneye yatış riski de azalıyor. Genelde kalp yetersizliği ve ikincil kapak kaçağı olan olguların cerrahi yöntemle tedavi edilmeleri gündemde olmadığı için bu son çalışma ile uygun hastaların tedavisinde (mevcut ilaçlar ve kalp yetersizliğinde kullanılan özel kalp pillerine ek olabilecek) yeni bir tedavi yöntemine dair umut veren sonuçlar alınacağı düşünülüyor. Prof. Dr. Hakan Karpuz ve Doç Dr. Barış İkitimur, buna karşın yakın zamanlı başka bir çalışmada benzer olumlu sonuçların gözlenmediğini söylüyor ve “Çalışma verilerinin, cihazların gerçek hayat şartlarındaki kullanımlarını nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek. Çalışmalara dahil edilen olguların özelliklerinin çok iyi etüt edilerek gerçek hayat uygulamalarının buna göre şekillenmesi gerekmektedir. Bu şekilde bu pahalı tedavi yönteminin gereksiz kullanımının da önüne geçilebilir. Konuyla ilgili devam eden ve sonlanması beklenen yeni çalışmaların bize izleyeceğimiz yol için ışık tutmasını beklemekteyiz” diyorlar.
