Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam 25 milyon Euro'luk dava

        Nihat ULUDAĞ / İSTANBUL (AHT)

        DURSUN Çobanoğlu’nun Şırnak Beytüşşebap Mezra 2. Jandarma Komando Bölük

        Komutanlığı’nda görevli, 24 yaşındaki oğlu Murat Çobanoğlu, 22 Temmuz 2004 gecesi, saat 03.00 sıralarında kafasından tek kurşunla vuruldu, doktorların ilk müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Giresun’da yaşayan Baba Çobanoğlu’na önce oğlunun ölüm haberi geldi, bir hafta sonra da intihar ettiği bilgisi.

        OĞLUM ÖLDÜRÜLDÜ

        Öldüğü gecenin sabahında hazırlanan “Ölü Adli Muayene Tutanağı”na göre Murat

        Çobanoğlu, başının sol tarafından girip sağ tarafından çıkan kurşunun neden olduğu beyin kanaması nedeniyle yaşamını yitirmişti. Tutanakta, yaraların etrafında barut izi ve tatunaj halkasına rastlanmadığı bildiriliyor, ancak “Klasik

        otopsi yapılmasına gerek yoktur” deniyordu. Aynı bölükte görevli asker Sinan

        Öztürk de Murat Çobanoğlu’nun solak olduğu yönünde ifade vermiş, doktorların ilk müdahalesi sırasında yara izlerinin silindiğini söylemişti. Beytüşşebap Savcılığı’na 22 Eylül 2004’te başvuran baba Çobanoğlu, oğlunun ölümüne dair raporun gerçekleri yansıtmadığını öne sürdü, “solak olmayan oğlunun kendisini

        başının sol tarafından vurmasının mümkün olmadığını, intihar etmesi için bir sebep bulunmadığını” iddia etti. “Oğlunun öldürüldüğünü ve olaya intihar süsü verildiğini” savunan baba Çobanoğlu, Sinan Öztürk’ün beyanları doğrultusuna düzmece ve baştan savma bir rapor hazırlandığını öne sürüp olaya ilişkin yeni bir rapor düzenlenmesini talep etti.

        PSİKOLOJİSİ SAĞLAMDI

        Beytüşşebap Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı gün soruşturmaya başladı. Olay gecesi Murat Çobanoğlu ile birlikte olan askerlerin ifadeleri alındı. Askerlerin neredeyse tamamı, Murat Çobanoğlu’nun psikolojik bir sorunu olmadığını, yaşamını yitirdiği gece çok neşeli olduğunu, bir hafta sonra nişanlanacağını anlattı. Askerler, nöbetten sonra askeriyenin kamelyasından 1 el silah sesi duyduklarını, olay yerine gittiklerinde doktorların Çobanoğlu’na müdahale ettiğini gördüklerini de

        anlattılar. Savcılık aynı gün görevsizlikkararı verdi, 24 saatten kısa sürede olayın intihar olduğuna kanaat getirerek dosyayı Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcılığı’na gönderdi.Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, başka hiçbir araştırmaya gerek duymadan 28 Şubat 2005’te “olayın intihar olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yerolmadığına” karar verdi. Baba Dursun Çobanoğlu, avukatı aracılığıyla bahsi geçenbalistik raporların kendisine de gösterilmesini istedi, ancak bu talebi yanıt bulmadı.

        NİYE SORUŞTURMA YOK

        Baba Dursun Çobanoğlu, 9 Mart 2005’te karara itiraz etti. Diyarbakır 7. Kolordu

        Komutanlığı Askeri Mahkemesi, 14 Mayıs 2005’te soruşturmanın genişletilmesine

        karar verdi. Ancak hiçbir soruşturma yapılmadı, baba Dursun Çobanoğlu’nun

        itirazının reddine, olayın mahkemeye intikal ettirilmeden kapatılmasına karar verdi.

        Babanın son umudu Abdullah Gül

        Tüm hukuk yollarını deneyen baba Çobanoğlu, son bir umutla Cumhurbaşkanlığı

        makamına başvurup soruşturma yapılmasını istedi, ancak bu talebine de olumsuz yanıt aldı. Aradan geçen yıllar boyunca mücadelesini sürdüren baba Çobanoğlu,

        iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne

        (AİHM) götürmeye karar verdi. “Olay mahkeme önünde dahi görüşülmeksizin,

        sivil ve askeri savcılık makamlarınca örtbas edilmektedir” diyen baba Çobanoğlu,

        25 milyon Euro manevi 38 bin 500 Euro maddi olmak üzere toplam

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ