Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi gece grubu üyeleri, Erdem Başer kimdir, Can Baydar kimdir

        HT CUMARTESİ / Heja BOZYEL

        Çok sevdiğim 4 adamın, eğlencesi de hüznü de umudu da aşkı da kırgınlığı da tam kıvamında olan 11 şarkılık ‘İyi Niyetli Bir Gün’ albümünü konuşmak için masaya oturduk. Ama haliyle laf hem memleket meselelerine de uzadı hem de kişisel meselelere...

        Nasıl hazırlandınız bu albüme, neler oldu?

        Can: Ülkedeki olaylar bizi kötü etkiledi. Bir önceki albümü 2011’de çıkarmıştık. Arada birkaç proje yaptık, bunlardan bir tanesi Nilüfer’in 13 Düet albümü. Ona klip de çektik. Biri de 20 Yaş Altı Dünya Kupası’nın resmi şarkısı. Yani bu 3 seneyi boş geçirmedik. 2012 sonlarına doğru yoğun bir çalışma temposuna girdik. Daha fazla şarkı yaptık, eksiklikleri tamamladık. 2013’ün temmuzunda da kayda girdik. Kayıt süreci biraz uzadı, kapak tasarımı derken ancak çıktı.

        Kapak tasarımını kim yaptı? Çok güzel.

        Gökçe: Pelin Kırca yaptı. Ankara’dan lise döneminden arkadaşımız.

        Dövme yaptırma isteği uyandıran görseller olmuş.

        Can: Türk rock tarihinde dövmesi olmayan ilk ve tek grubuz!

        2011’den beri Türkiye’de çok şey oldu, bunlar hepimizi etkiledi. Ama sizin kişisel hayatınızda da değişimler oldu. Bunlar müziğinizi nasıl etkiledi?

        Gökçe: 30’lu yaşlara girmemiz ve hayatı algılayış tarzımızın değişmesi bu albümdeki en önemli faktör. İçinde bulunduğumuz duygusal, grupsal ve toplumsal ilişkiyi de etkiliyor. Yorgunluk var tabii. Daha çok olgunlaştığımızı düşünüyorum. Hayatı algılayış tarzımız ve hissettiğimiz gibi yansıtmamız bu albümün en önemli özelliği.

        Can: Etrafımızda olan olaylardan çok etkileniyoruz. Zamanı daha verimli kullanarak ve birbirimizden daha çok verim alarak daha iyi bir albüm çıkardık.

        Erdem: Müzik olarak birbirimizin partisyonlarına daha fazla müdahil olduk. Mesela ilk albüm, çok içgüdüsel olarak çıkan bir albümdü. İkinci albüm de ona daha yakın ama bu albüm, dördümüzün ortak bir şekilde karar vererek çıkardığı bir albüm oldu. Eren: Bir de Efe Bahadır’ın ve Volkan Gürkan’ın albüme katkıları var. Onlarla takım gibi olduk.

        Erdem: Diğer albümlerdeki şarkılarda söz-müzik Can’a aitti. Bunun farkı, biraz daha kolektif bir albüm olması.

        Şarkı sözlerinin tarzında da değişiklik var...

        Can: Türkiye’deki bütün bilinçli insanları etkileyen çok olumsuz olay vardı. Bir müzik grubu olarak bizi de çok etkiledi ve çok içimizi kararttı. Aslında albümü kaydederken bir araya gelip mutlu olduğumuz şeyi yapıyor ve eğleniyorduk. Bu yüzden bu albümü daha da karanlığa çekmek yerine daha umutlu olmak istedik. Bir önceki albüme göre geleceğe umutla bakan bir albüm oldu.

        Senin âşık olmanın da bir etkisi var mı bunda?

        Can: Her şeyin etkisi var. Kız arkadaş-erkek arkadaş dışında kendi içimizde de çok değişik şeyler yaşıyoruz. İçimizde hayat birikiyor ve kalanlarla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Hayatımızdaki her şey bunu etkiliyordur. Kaydederken de o etkileri olabildiği kadar çok fazla yansıtmaya çalışıyoruz.

        ‘Gençlerde umut var’

        Gençlere bakınca ülkeye dair umut hissediyor musunuz?

        Gökçe: Hiçbir şey sonsuza kadar kötü gitmeyeceğine göre, tarih bize bunu gösterdiğine göre umut var. Elbet kötü zamanlar olacak, yıllar alacak bu ama bundan çıkarılacak dersler olmalı. Geçen gün bir liseler arası müzik yarışmasında jüri üyeliği yaptık. Neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Oraya gittik ve Queen’ler, Deep Purple’lar, Beatles’lar, Pink Floyd’lar havada uçuştu. Lise gruplarının bunları icra etmeye çalışması onları dinlediklerini ve o tarz müzikten beslendiklerini gösterir. Umut verdi bu. Çok iyi gruplar da vardı. Neden yaptıklarını biliyorlar, onu seviyorlar. Bunu korudukları sürece bir umut var. Her şey kötüye gitmeyebilir, umutsuzluğu içimize sokan bir sistem var.

        Şarkı sözlerinden sorular

        Aldatanlar güldürenlerden daha mı çok seviliyor?

        Can: Bir dönem öyle geliyordu bize.

        Sonra yaralar iyileşip yeniden çocuk olunabiliyor mu?

        Can: Şarkı yapmak tedavi bizim için. Şarkı yapmak İstiklal Caddesi’nde donla gezmek gibi bir şey. Cesaret gerektiriyor, bir adrenalin veriyor ve o adrenalin hayatımızı dengelememizi, kendimizi tanımamızı sağlıyor.

        Mutluluğun tek kanıtı aşk mı?

        Can: Kesinlikle.

        Eren: Sonuçta sadece sevgiliye duyulan bir aşk olmadığı için öyle olduğunu düşünüyorum.

        Can: İnsanın yaşadığını hissettiren, yanına kâr kalan bir duygu. İnsanın hissedebileceği en güzel duygulardan biri. Ne hissedeceksin ki başka? En güzellerinden biri aşk, sevgi.

        “Bomonti Sokakları”nı dinleyince de “Hayır, en güzel duygu dostluk” diye düşünüyorum.

        Can: Hepsini kastediyorum işte. Sevgiden anlatmak istediğim bu.

        Eren: Bence zaten hata konuyu tek bir şeye indirgeyince; aşkı karşı cinsle ilgili bir şeye indirgeyince hata yapıyoruz. Bütün her şeyi tek bir kişiye çevirince o yetmiyor ve hayatın başka yerlerinde problem yaşanıyor. Aşk duymasaydık bu işi yapamazdık zaten.

        Kendi içini affetmek kolay mı?

        Can: O baştan sona kişisel aşk şarkısı mesela. Bazen affetmek için içinizdeki her şeyi öldürmek gerekiyor. En güzel anı bile, affetmeyi zorlaştırabiliyor.

        “Zamanın Ruhu” neyi anlatıyor?

        Erdem: Gezi şarkılarımızdan biri o. İlki “Uyandım” şarkısıydı. Olayların ikinci veya üçüncü günü kendiliğinden çıkan bir şarkı. Gezi ruhundan bahsediyor. “Uyandım” daha kızgın bir şarkı ama bu daha umutlu.

        Eren: Ne anlattığını fark eden fark eder, fark etmeyen bir aşk şarkısı gibi dinler.

        Can: Provaları yaparken tüm hayatımız Gezi’ye dönmüştü. Şarkı yaparken de tamamen içinde bulunduğumuz dönemden beslendik. “Sadece Gezi’den bahsedelim” diye bir isteğimiz yoktu; “Çok iyi bir şarkı olsun” düşüncesi vardı. Bizce bu albümde bize en çok gaz veren şarkı bu.

        Gökçe: Türkiye’de rock müzik yapıyorsanız böyle şeyler yazıp çizmeye de eğilim olması gerektiğini düşünüyoruz. Yapmayana “Neden yapmıyorsun?” demiyoruz ama toplumsal hafızaya gerek var ve bu sanatla olan bir şey.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ