Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tam da küresel salgın nedeniyle kıtlık riskinin ortaya çıktığı bir yılda Türkiye tarım üretiminin en bereketli yılını yaşayacak.

        TÜİK, Tarım Banaklığı verilerinden 2020 Bitkisel Üretim 1. Tahmini yaptı. Bitkisel üretim bu yıl tahıl, sebze ve meyve olarak toplamda yüzde 5.2 artıyor ve tüm yılların rekor üretimi gerçekleşiyor.

        Üretimin nüfus artışına paralel arttığı tarımda son 5 yıla baktık ve bitkisel üretimin rekor düzeye çıktığını gördük. 2015 yılında 112.4 milyon ton olan toplam bitkisel üretim miktarı 2019’da 117.3 milyon tona, bu yıl ise sıçramayla 123.4 milyon tona çıkacak. 5 yıllık artış 11 milyon ton ve yüzde 9.7 düzeyinde.

        Yapılan tahminler yıl sonunda küçük sapmalarla gerçekleşiyor. Bazı ürünlerde sapmalar meydana gelse bile toplam üretimde bir milyon tonun üzerinde şaşma olmuyor.

        BÜYÜMEYE KATKISI YÜKSEK OLACAK

        -Tarımdaki bu üretim artışı bugün açıklanacak ilk çeyrek büyüme rakamlarına da baz teşkil edecek. İlk çeyrekte sanayi üretimi yüksekti, tarımın da sanayi üretimi civarında arttığı anlaşılıyor. Dolayısıyla ilk çeyrek büyüme yüksek gelecek diye tahmin edilebilir.

        -Tarım üretiminin son yılların en yüksek düzeyine çıkması, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde de büyümeye pozitif yönlü katkısı olacak. Özellikle hasat dönemi olan üçüncü çeyrekte GSYH içindeki payı da daha yüksek. Dolayısıyla tarım üretimi, koronavirüs nedeniyle daralmanın beklendiği bir yılda ekonomiye ciddi destek olacak. Daralmayı törpüleyebilecek.

        REKLAM

        ALLAH’TAN EKMEĞİMİZ GARANTİ

        -Daha da önemlisi koronavirüs salgını nedeniyle dünyada kıtlık sıkıntıları uç verirken ve stratejik tarım ürünlerinin ihracatı kısıtlanırken, Türkiye’nin tarım üretimi rekor kıracak.

        -Hatta en temel besin kaynağı buğdayda üretim yüzde 7.9 artışla 20.5 milyon tona çıkıyor ve tüketimi rahat karşılayacak duruma geliyor. Türkiye yılda ortalama 20 milyon ton kadar buğday tüketiyor. Üretim de bazı yıllarda bu sınırın altında kalırken bazı yıllar üstüne çıkıyor. Açığın olduğu yıllarda Türkiye buğday ithal ediyor.

        -Kişi başına ekmek ve benzeri ürünlerin tüketimde Türkiye günlük 319 gramla dünyanın ilk sırasında yer alıyor. Almanya, Fransa, İtalya, Danimarka gibi yüksek ekmek tüketen ülkeler ise kişi başına günlük tüketim 200 gramın üstüne çıkamıyor.

        BUĞDAY İTHAL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ

        -Türkiye sadece tüketim miktarında değil ekmek çeşitliliğinde dünyanın en zengin ülkesi. Hala yerel bazda çok sayıda üretim devam ediyor. Hatta koronavirüs nedeniyle evlerde kaldığımız bugünlerde en çok ekmek pişiriyoruz. Ya da sokağa çıkma yasağı açıklandığında ekmek fırınlarının önünde kuyruklar oluşuyor.

        -Hava koşullarının iyi gitmesinin etkisiyle buğday üretimi tüketimin çok az üzerine çıkacak. Koronaviris nedeniyle ihracatı en çok kısıtlanan ürün olan buğdayda bir anlamda bu yıl kendimizi garantiye aldık. Dışarıdan buğday ithal etmek durumunda değiliz.

        -Herhalde un ihracatına da izin vermeyiz. Ya da buğday ithal edebilenler bunu öğüterek ihraç edebilirler ki, şu andaki uygulama da böyle.

        REKLAM

        -Buğday yanında mısır üretimi de yüzde 8.3 artacak. Ancak yine de mısırda ithalata başvurmak gerekecek. Çünkü bu üründe açık yüzde 30 kadar.

        BAKLİYATTA İTHAL BAĞIMLILIĞI AZALACAK

        -Patates ve soğanda durum iyi. Patates üretimi yüzde 4.4, kuru soğan yüzde 6.8 artacak. Üretimin azlığından dolayı fiyatı çok yükselen kuru sarımsağın rekoltesi yüzde 6.6 büyüyecek.

        -Karantina günlerinde ekmek yanında bakliyat ürünlerine de sarıldık. Dünyada da tüketimi artıyor. Ancak pek kendi kendimize yeterli değiliz.

        -Nohutta bir atak yaptık ve üretim 500 bin tonun altına inmişken 630 bin tona sıçradı ve bu düzeyini koruyor.

        -Kuru fasulye üretimi yüzde 10.7 artacak. Ama yine de ihtiyacımıza yetmeyecek. Çünkü tüketimin yaklaşık yüzde 30’unu ithal ediyoruz.

        -İthalatçı olduğumuz mercimekte de bu yıl üretim yüzde 12.9 artacak.

        -En azından bu ürünlerde kendi kendimize yeter hale gelmesek de ithalata bağımlılık azalacak.

        FINDIĞI YABANCILAR DÜŞÜNSÜN

        -Meyvelerde en büyük rekolte azalması ise. yüzde 22.7 ile fındıkta olacak. Geçen yıl 776 bin ton olan rekolte bu yıl 600 bin tona inecek.

        -Bu üründe de fiyatlar zaten arttı ve ithalatçılar da ihtiyaçlarını büyük ölçüde önden yüklemeli şekilde karşıladı. İç tüketimin çok sınırlı olmasından dolayı üretim azalması ithalatçıları ilgilendiriyor.

        ENFLASYONA DESTEĞİ ARACI BELİRLER

        -Kısaca tarımın bitkisel üretim tarafında bereketli bir yıl yaşayacağız. Bunun en büyük destekleyicisi de iklim koşulları.

        -Üretimde rekorların kırılacağı bir yılda gıda fiyatlarının kontrollü seyretmesi beklenmeli. Tarım Üretici Fiyatları (Tarım ÜFE) buna bağlı düşük kalabilir.

        -Perakende yani gıda fiyatları artışının da Tarım ÜFE’nin etrafında gerçekleşmesini isteriz. Üretim sonrası aracılık zincirinin geçen yılki ve önceki yılki kar marjları ile yetinebilmesi lazım.

        Diğer Yazılar