Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yılın ikinci yarısına korona virüsün gölgesinde ama canlanan bir ekonomi ile girdik. Bu canlanmanın vitrininde ise iki sektör var. Otomobil ve gayrimenkul piyasası yok satıyor.

        -Mortgage kredilerinde tam bir patlama yaşanıyor. Rakamlar henüz açıklanmadı ama haziran ayında tüm zamanların rekor konut satışı gerçekleşmiş olabilir.

        -Nisanda konut fiyatları zaten yıllık olarak yüzde 16.8 artmıştı. Artışın mayısta sürdüğü, haziranda ise sıçradığı tahmin ediliyor.

        KONUT VE OTODA FİYATLAR ARTTI

        -İstanbul Gayrimenkul Değerleme şirketi İstanbul’da konut fiyatlarının haziranda dolar bazında yüzde 8 yükseldiğini hesapladı. Bakalım Merkez Bankası'nın aylık konut fiyat endeksi kaç artacak? Orada da bir rekor gelebilir.

        -Otomobilde fiyat artışının gerisinde kur artışı ve korona nedeniyle arzdaki aksamalar yatıyor. Talep artışı yaşanan ikinci el otomobillerde de fiyatların yılın ilk yarısında yüzde 24 yükseldiği hesaplandı.

        TALEPLE GELEN FİYAT ARTIŞI

        -Canlanmakta olan ekonomiye bir başka örnek ise sanayi sektöründen. Öncü bir veri olan İmalat Sanayi Satınalma Endeksi (PMI) haziranda net bir genişlemeye işaret etti. 13 puanla tarihinin en yüksek sıçramasını kaydeden endeks 53 değerine yükselerek sanayi faaliyetlerin genişlemekte olduğunu gösterdi.

        -Üretim artışının bir nedeni ihracatın haziran ayından yeniden yükselişe geçmesi yanında yurtiçi talebin de canlanması.

        REKLAM

        - PMI verisi sanayicilerin kurdan dolayı artan maliyetlerini fiyatlara yansıtacağını ve Üretici Fiyat Endeksi’nin de bundan etkileneceğini gösterdi. Talebi canlı olan her sektörde ve malda fiyat artışı da oluyor.

        EKONOMİNİN DİĞER YÜZÜ

        -Sayılan bu sektörler elbette ekonominin bütünü değil. Tarım, hizmetler ve inşaat sektörleri de işin içine katılmalı. Hayvansal ürünler hariç tarımda bu yıl üretimin yüzde 2.5 düzeyinde artmakta oluğunu TÜİK tahmin etti.

        -İnşaatta ise kamunun finanse ettiği altyapı yatırımları devam ediyor. Konut tarafında ise inşaatlara bazı yerlerde başlandı ancak kayda değer hızlanma stokların eritilmesinin ardından olacağı bekleniyor.

        -GSYH’da en büyük payı tutan hizmetler sektörü ise henüz koronavirüs etkisi üzerinden atamadı.

        -Ticarette belli bir kıpırdanma var ama henüz canlanma diye tanımlanacak kadar değil. AVM’ler açık ama ciroda yüzde 50’yi yakalamak artık başarı. Giyim sektörü durgun. Seyahat, yeme, içme, eğlenme az.

        TURİZM AĞIR HASARLI

        -Turizm ise küresel salgından en ağır darbeyi yiyen sektör. Dünya turizminde baz senaryoya göre beklenen daralma yüzde 70. Bir milyar 460 milyon olan dünya turist sayısının 438 milyona ineceği tahmin ediliyor.

        -Aynı daralmayı Türkiye’ye uygularsak 10 milyar doları biraz aşabilecek bir turizm geliri ile yetinmek durumunda kalacağız. Bu çerçevede yıllık bazda 20 milyar doları aşkın bir gelir kaybı söz konusu olacak.

        İHRACAT % 15 AZALABİLİR

        -İhracatımızın yarısının gerçekleştiği Avrupa’da bu yıl ekonomilerin ortalama yüzde 10 daralması bekleniyor. Bu durumun ihracatımıza yansıması kaçınılmaz.

        -Yılın ilk yarısında 75 milyar dolar olan ihracatın yılın ikinci yarısında bunun biraz üzerine çıkması ve yılı 150 milyar doları aşabilecek bir rakamla kapatması beklenebilir.

        -Sonuçta ihracatta yılı yüzde 15 kadar azalmayla küresel krizden daha düşük bir kayıpla bitirebiliriz.

        REKLAM

        İTHALAT % 5 DÜŞEBİLİR

        -İthalat ise yılın ilk yarısında 99 milyar dolar oldu. İlk yarının ilk çeyreği normal büyüme, ikinci çeyreği ise korona etkisinde sert daralmayla geçti.

        -Yılın ikinci yarısında canlanan iç talep ithalatı da artıracak. Buna karşılık artırılan gümrük vergilerinin törpüleyici etkisi dikkate alınırsa ikinci yarıda birincisi düzeyinde bir gerçekleşme olacağı tahmin edilebilir.200 Milyar dolarlık ithalat ise yıl sonları itibariyle 10 milyar dolar veya yüzde 5 azalma anlamına geliyor. İhracat yüzde 15 azalırken, ithalat düşüşü yüzde 5’te kalıyor

        AÇIK NE İLE KAPATILACAK?

        - Sonuç 200 milyar dolarlık ithalata karşılık 150 milyar dolarlık ihracat ve 50 milyar dolarlık dış ticaret açığı demek.

        -Açığın bir kısmını turizm gelirleri, bir kısmını taşıma gelirleri karşılar, geriye de 25-30 milyar dolar civarında bir açık kalır.

        -Bu da yaklaşık 750 milyar dolarlık GSYH’nın yüzde 4’ü kadar bir cari açık demek.

        -Yüksek olmasına yüksek ama idare ve finanse edilebilir. Edilmesine edilir de, açığın daha fazla büyümemesi için, ekonominin gazına da dokunulmaması lazım. Hatta hafifçe fren bile yapılabilir.

        -Haziranda gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarının yeniden başlaması da, ikinci yarıda yabancı kaynak konusunda umut veriyor. Bu konjonktürden yararlanmak için, sermaye dostu bir ülke görüntüsü de gerekiyor.

        BÜYÜMENİN YAN ETKİLERİ

        -İkinci yarıda ekonomi büyümesine büyüyecek ama beraberinde enflasyonu ve cari açığı da yeniden gündeme getirecek.

        -Çünkü yapısal dönüşüm ve rekabet düzeni sağlanmadan, yerli kaynaklara dayalı üretim geliştirilmeden, verimlilik artırılmadan ekonominin gazına basıldı.

        REKLAM

        -Canlanan iç talebe bağlı fiyat artışları gündemde. Zaman zaman kur kaynaklı enflasyon artışları da oluyor.

        - Üzerine koronadan kaynaklı ulaşım, hijyen ve sağlık tedbirlerinin maliyetleri geldi.

        ENFLASYONDA 4 AYLIK DÜŞÜŞ FIRSATI

        -Enflasyonu körükleyen bu gelişmelere rağmen temmuzdan başlayarak kasıma kadar geçecek 4 ay için bir fırsat penceresi var. Bu dönemde baz etkisi yanında meyve ve sebzede üretim artışı kaynaklı enflasyonda bir gevşeme olacak. Yeniden tek haneli rakamları görebiliriz.

        -Ama yılı tek hanede kapatmak ekstra bir çabayı ve kamu fiyat ayarlamalarının yapılmamasını gerektirir. Aksi taktirde enflasyon üst üste dördüncü yılı da yüzde 10 rakamının biraz üzerinde bitirecek.

        ENFLASYON İŞİ NİYE KARIŞIK?

        -Kısaca yılın ikinci yarısında ekonominin canlı seyredeceği anlaşılıyor. Bu canlanmayı cari açığın artışı izleyecek. Çünkü üretim ithalata bağlı. Turizm de iyi gitmiyor.

        -Ancak canlanmanın enflasyona etkisine gelince iş karışıyor. Taleple birlikte fiyatların arttığı doğru da, güçlü baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyonda 4 aylık düşüş olacağı da yüksek bir olasılık. Artış ancak yılın son iki ayında gelebilir. O da hükümetin tutumuna bağlı.

        Diğer Yazılar