Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Süper bono veya süper tahvil beklentisi öyle bir şişirildi ki, artık piyasa hareketlerini dahi belirleyebiliyor. Çıktı, çıkmadı derken kurda, borsada bir aşağı bir yukarı gidiş oluyor.

        Bu arada birileri de süper tahvil çıktığında finansal yatırım araçlarına etkisini düşünüp döviz mevduatını bozduruyor. Hem olası bir kayıptan kaçmak hem de süper tahvil fırsatını değerlendirmek için. Ortada bir belirsizlik ve bilgi kirliliği olduğu anlaşılıyor.

        Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati enflasyona endeksli enstrümanlar üzerinde çalıştıklarını, bunun enflasyona endeksli tahvil olabileceğini söyledi. Bunun ne önüne ne de arkasına süper veya bono kelimesini eklemedi. Bakan enstrümanın çıkış tarihini de Hazine’nin borçlanma ihtiyacı ile piyasa koşullarının belirleyeceğini söyledi.

        TÜFE’YE ENDEKSLİ TAHVİLDE EKSİ FAİZ

        ➔ Hazine eğer enflasyona endeksli tahvil çıkartacaksa bunu ihaleyle yapacak. Şimdi de enflasyona endeksli tahvil ihracı yapılıyor. Farkı ne olacak ki?

        Geçmişteki süper bono olayını bugünkü süper bonoda madalyonun gerçek yüzünü ortaya koyalım. Belki bazı yanlış anlamaları önleriz.

        ➔ Bu yılın geride kalan 5 aylık döneminde Hazine 6 tane TÜFE’ye endeksli tahvil ihracı yaptı. Bitişikte yer alan Hazine’nin tablosundan görülebileceği gibi, son ihale 10 yıllık ve oluşan faiz yüzde -3.04. Bu yıl yapılan 6 ihaledeki faizlerin tümü de eksi. Hatta bir tanesi yüzde -6.03.

        ➔ Bitişikte yer alan diğer bir tabloda geçen yıl yapılan enflasyona endeksli tahvil ihraçları var. Geçen yıl faizin yüzde 3 civarında pozitif yönde oluştuğu görülüyor. Yılın son ayında yapılan ihalede yüzde 0.26’ya inilmiş. Herhalde enflasyonun çok yükseleceği hesap edilmiş.

        ➔ Daha önceki yıllardaki enflasyona endeksli tahvillerin faizleri enflasyonun üstünde yüzde 2-4 arasında gerçeklemiş.

        BONO DEĞİL MUHTEMELEN TAHVİL

        ➔ Tüketici enflasyonunun üzerinde ekstra bir faiz verdiği için piyasada bu ihalelere veya tahvillere TÜFEX denilmişti. TÜFE üzerine artı X kadar faiz demek. Ama artık TÜFEX yerine TÜFE- var. Faizler pozitiften negatife dönüştü.

        ➔ Üzerinde çalışma yapıldığına göre demek ki klasik TÜFEX tahvili olmayacak, sağıyla soluyla oynanacak, fazlalar kırpılacak ya da eksik taraflar doldurulacak.

        ➔ Ama çıkartılacak olan büyük ihtimalle bir yılın altı vadeli bono değil, bir yıl ve üzeri vadeyi kapsayan tahvil olabilir. Dolayısıyla “süper bononun” bono tarafı düşmüş olabilir.

        ➔ Gelelim süper yanına. Bir tahvilin alınma saiki para kazanma ve yüksek faiz elde etmektir. Süper tanımının hakkı da belirgin şekilde yüksek faizidir.

        ➔ Bunun için enflasyonun üzerinde en azından yüzde 10 ekstra faiz verilmesi bugünkü ortamda süper tanımına girebilir.

        HÜKÜMETE FAYDASI NE?

        Ancak bu faizi Hazine ve hükümet niye versin ki? Şimdiye kadar uyguladığı bütün politikaların tam tersine dönüş olur. Bunun da hükümete seçim öncesinde herhangi bir getirisi olmaz.

        ➔ Elbette hükümet kendi uyguladığı politikaları değiştirebilir. Ancak burada sadece süper tahvile süper faizi vermekle iş bitmiyor.

        Enflasyon civarı bir faiz uygulaması aynı zamanda diğer bütün faizleri yukarı çeker. Faizleri yukarı çektiği gibi gayrimenkul fiyatlarını, borsayı, dövizi baskı altına alır ve fiyat düşüşlerine yol açar.

        REKLAM

        ➔ Bir de bu tür ne miktarda tahvil satılacağı önemli. Enflasyon civarında bir faizi herkes ister, hükümet de bu faizi vermeye razı olursa tahvile büyük talep gelebilir.

        ➔ Çünkü ülkemizde yükselen enflasyon karşısında parayı koruma gereği tüm zamanların en yüksek düzeyinde.

        ➔ Büyük talep geldiğinde muhtemelen tahvilin faizi de aşağı gelir yani eksi yönde büyür.

        Bu durumda faizin bir süper tarafı kalmamış olacak. Dolayısıyla süper bono veya tahvilin süperi de gitti demektir. Geriye kalan ise sadece tahvil olur.

        İŞTE SÜPER BONO: 3 AYA NET %50 FAİZ

        ➔ Süper dediğimiz bono Mayıs 1994 tarihinde çıkartılmıştı. Bitişikte 29 Mayıs tarihli Hazine’nin ilanını gösteren gazete kupürü bulunuyor. 3 ay vadeli, yüzde 200 faizli Hazine bonusu satışında vade sonunda yüzde 50 net faiz cebe girdi. Yüzde 200 yıllık basit faizin bileşiği yüzde 406.25 olduğu ilanda belirtiliyor.

        ➔ Süper bononun satışa çıkarıldığı Mayıs 1994’te tüketici enflasyonu yüzde 117.81 idi. İtfanın yapıldığı Ağustos 1994’teki enflasyon yüzde 108.05’ti. Vade üç ay ve gerçekleşen enflasyonun neredeyse iki katında net faiz verildi. O bonoyu alanlar 3 ayda servetlerini reel anlamda bir kat artırdı.

        ➔ Gerekli miydi? Bence değildi. Mayıs sonunda çıkarılan süper bononun 94 krizinde oynadığı kritik bir rol yok. Çünkü Nisan itibariyle yangın söndürülmüştü.

        Sadece kriz döneminde aksayan Hazine’nin borçlanma kapısını yeniden ve erken açması bakımından bir fonksiyonu oldu. Bir ay daha sabredilebilseydi kolaylıkla sağlanabilecek bir durum öne çekildi.

        BUGÜNÜN FARKI NEREDE?

        ➔ 1994’ten bugüne çok şey değişti. En başta o dönemdeki yüksek faizler yok. Hem Türkiye’de hem dünyada.

        REKLAM

        ➔ İkincisi de böyle bir faizi ödeyecek siyasi irade yok.

        ➔ Üçüncüsü eğer faizi süper olacaksa şimdiye kadar uygulanmış bütün ekonomi politikalarının ters yüz edilmesi sonucunu doğurur. Seçim öncesi uygulanacak ekonomi politikalarına çok ters gelir.

        ➔ Yine faizi yüksek olacak böyle bir tahvil kapanın elinde kalır. Alanlar karlı çıkar, alamayanlar yaya kalır. Yüksek ölçekli servet transferine yol açar.

        ➔ Son olarak Hazine’nin faiz yükümlülüğü artar. Şu anda Hazine yüzde 25-27 dolayında borçlanıyor. Enflasyona endekslemek borçlanma maliyetini yüzde 70 dolayına çıkarmak demek.

        ➔ Kaldı ki önümüzdeki dönemde enflasyonun yüzde 70’lerde kalıp kalmayacağını bilmiyoruz. Dünya enerji ve gıda fiyatlarına bağlı. Enflasyon ne kadar yükselirse Hazine’nin faiz ödemeleri o ölçüde artacak.

        ➔ Şimdiden endeksli ve döviz bazlı borçlanmalar nedeniyle Hazine büyük bir borç altına girmiş durumda. Alaattin Aktaş faiz ödemelerinin ana para ödemelerini ilk kez bu yıl geçtiğini hesapladı ve yazdı. Böyle bir borçlanma birkaç yıl içinde tıkanır.

        Diğer Yazılar