Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sokak kavgası, münferit olay derken futboldaki şiddeti genç takım seviyesine de indirmeyi başardık. Önceki gün İstanbul’da, hem de Galatasaray kulübünün tesislerinde 16-17 yaşındaki Fenerbahçeli genç futbolcular tartaklandı. Tartaklanmakla da kalmadılar, tekme tokat dayak yediler.

        HT Spor’a gelen bilgilere göre 13 futbolcu aldıkları darbelerle hastanelik oldu. Koray Gülsüm’ün de burnu kırıldı. Maç sonrası görüntülerinde gencecik futbolcu adaylarının soyunma odasındaki korku dolu bakışlarını gördük. Peki bu iş buraya kadar gelmeli miydi? Önlem alınması için gencecik profesyonel futbolcu adaylarının saha ortasında dayak mı yemeliydi? Pek fiyakalı ismiyle Akademi Ligi birkaç dakikada vahşiler ligine mi dönüşmeliydi?

        Doğru, sadece polisiye önlemlerle futboldaki şiddeti bitirmek mümkün olmayabilir. Doğru, daha köklü bir çözüm için eğitim sisteminin, spor düzeninin derinliklerine inmek gerekebilir. Ama bu hiçbir önlem alınmamasını haklı çıkarmaz.

        Aslında bu duruma artık şaşırmıyorum. Çünkü Türkiye’de şiddetin en rahat hüküm sürdüğü alanlardan biri futbol. Bu ülkede işçiyseniz, öğrenciyseniz, herhangi bir protesto eylemine katılırsanız bir torba dayak yemeden kurtulmanız pek mümkün değil. Emniyet güçlerinden kurtulsanız esnafa, onlardan kurtulsanız olay yerine taşınmış çetelere yakalanır, sopayı yersiniz. İş futbola gelince akan sular durur, şiddet, yapanların yanına kâr kalır.

        Bu son olayda da en büyük tehlike daha önceki benzerlerinde gördüğümüz gibi sorumluların işin içinden sıyrılması. Daha olayın ateşi sönmeden Galatasaray tarafından “olaylar kontrolümüz dışında gelişti” açıklaması geldi bile. Çok açık ki Galatasaray kulübü bizzat sorumlu olduğu tesislerde gerekli güvenlik önlemlerini almak yerine işin için sıyrılmaya çalışacak. Olayın sorumluluğu kamera görüntüleriyle tespit edilen 5-6 taraftarın üzerine kalacak.

        Açıkçası, bu saldırı Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesindeki olaylardan daha fazla bağlayıcı özellik taşıyor. En başta kulüp kendi tesislerinde, misafirlerinin güvenliğini sağlamaktan aciz. Sonra, tesislerdeki özel güvenlik görevlileri olay sırasında sırra kadem basmış. Dahası, saha kenarındaki tribünlerde 250 kadar seyircinin varlığına karşın emniyet güçlerine haber verilmemiş. Son olarak olaylara yol açanlar elini kolunu sallayarak tesislerden çıkıvermiş. Suç duyurusunda bulunmak mağdur Fenerbahçeliler’e kalmış.

        Madem Galatasaray üzerinden sorumluluğu atmaya niyetleniyor, Türkiye Futbol Federasyonu’nun devreye girip kulübe ibretlik bir ceza vermesi yerinde olur. A takımın Süper Ligi’deki durumunu bile etkileyecek bir ceza şaşırtıcı bulunmamalı.

        Diğer Yazılar