Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜN profesyonel sporcuların sakatlıktan ve başarısızlıktan daha öte bir kabusu var: Dopingli damgası yemek. Modern tedavi yöntemleriyle en baba sakatlıklardan sonra bile spora geri dönmek mümkün. Her başarısızlığı telafisi edebilecek onlarca şampiyona, yarış ve kupa var. Birinde başarıyı yakalayıp eski hüsranları unuttu ruverirsiniz.

        Ama işe bir kere dopingli damgası yiyerek lekelenmeye gelince akan sular duruyor. Hatta doping yüzünden ceza yemesine bile gerek yok sporcunun. O damgayı bir kere yedi mi bir daha kurtulması son derece zor. Cezasını tamamlayıp spora geri dönse de ismi doping kelimesiyle bir arada anılacak. Hatta daha da ötesi var: Bir kere doping soruşturmasına adı karışan sporcu bile internet sitelerinden adını temizlesin bakalım! Kolay mı?

        Bu yüzden son yıllarda doping testlerinin sonrasında bir de hukuki maratonlar izliyoruz. Eski Fenerbahçeli DianaTaurasi iyi uzmanlarla işbirliği yaptığı için dava açmasına gerek kalmadan masumiyetini kanıtladı. Ama birçok sporcu bir davalar dizisinde buluveriyor kendini. Hele dopingli çıkan sporcu dünyaca ünlüyse, çok parlak bir kariyere sahipse masumiyetini kanıtlamak için kıyasıya bir mücadeleye giriyor.

        Tabii bunların büyük bölümünün mücadeleden sonuç alamadığını söylemek lazım: Son 10 yılda en sıkı hukuk mücadelesini veren iki Amerikalı sporcu, rekortmen atlet Marion Jones ve bisikletçi Floyd Landis en sonunda pes edip doping kullandıklarını itiraf etti.

        Buna karşılık efsane bisikletçi Lance Armstrong için hukuki süreç devam ediyor. Çok sayıda eski takım arkadaşı ve çalışanı aleyhine tanıklık etti. Bu yüzden Armstrong hakkında, son Fransa Turu şampiyonluğunun üzerinden 7 yıl geçmesine karşın ciddi bir soruşturma devam ediyor. Federal savcı Novitzky de, herhalde ünlü şampiyonun peşini kolay kolay bırakmayacak.

        2011 yılında ise herhalde mahkeme koridorlarını en çok aşındıran doping olayı İspanyol bisikletçi Alberto Contador'unki olacak. Contador altı aydır geçen yılki pozitif doping testine karşın masum olduğunu iddia ediyordu. Sonuçta İspanya Bisiklet Federasyonu onu temize çıkardı ama süreç bitmedi elbette. Başta Fransa Turu Yönetimi ve Uluslararası Bisiklet Birliği bu yaz Contador'un yoluna taş koymak için karşı davalar açacaklar.

        Bu kadar karşılıklı ısrarın sebebi ise belli. Hele bu kadar ünlü sporcular her yıl on milyonlarca liralık kazançlara sahipler. Spor kurumları ise belki de yüz milyonlarca lira değerinde markalar oluşturmuş durumdalar ve bu markaların değerini korumak için zararlı otları temizlemekten hiç çekinmiyorlar. Doping konusundaki titizlik böyle devam ederse de, gelecek yıllarda çok daha fazla üst düzey sporcuyu sahalar ve pistler yerine mahkemede salonlarında göreceğiz.

        Diğer Yazılar