Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FUTBOLDA artık alışmamız gereken bir durum var: Bugünün futbolcusu 40 yıl önceki meslektaşından çok daha büyük bir yıldız. Öncelikle bir medya yıldızı. Televizyon çağının ve özellikle dijital çağın kahramanı. Dahası var. Aynı zamanda genç, yakışıklı, hatırı sayılır derecede zengin ve başarılı. Tabii bir de vefasız!

        Bakın Fernando Torres’in durumuna: Pazar günü Chelsea, Premier League maçında Liverpool’u ağırlarken ilk kez Maviler’in formasını giydi. Maçın henüz ikinci dakikasında müsait bir pozisyonu ezip umulan gol vuruşunu yapamadı. Maçın sonunda gülen taraf deplasman takımı Liverpool olurken, Torres de 90 dakikanın büyük bölümünü hayalet gibi geçirdi.

        Maç öncesi polemikleri bir hatırlayalım: Liverpool taraftarının ona hain damgası vurması, fotoğraflarını yırtması, eski kulübünün Chelsea maçında oynamasını engellemeye çalışması ve Torres’in tüm bunlara karşın basın toplantısında cesaretle transferini savunması.

        Bu bir haftalık süreç bile günümüz futbolunun endüstriyel halini çok iyi anlatıyor. Futbolcular ne kadar sevilirlerse sevilsinler mevcut kulüplerine artık kariyerlerinin sonuna kadar bağlı değil. Daha iyi ücret ve tabii ki daha iyi kariyer imkanları onları bir büyük kulüpten daha büyüğüne sürükleyebiliyor. Tıpkı Torres’in durumundaki gibi... Bu sezon ligde sıradan bir kimliğe bürünen, gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde oynaması şüpheli Liverpool’u terk etmekte pek de tereddüt etmedi. Vefasız damgası yemek çok da umrunda değildi sanıyorum.

        Bu durumda futbolcuların, hele en büyük yıldızların ne kadar payı var? Payın önemli bölümünü onlara yüklemek abartı olur. 1995’teki Bosman kararları sonrası Avrupa futbolunun görüntüsü tamamen değişti. Futbolcular daha geniş bir transfer serbestisine kavuştu. Buna paralel olarak büyük kulüpler küçükleri ezecek konuma geldi. Hele 10 kadar en büyük kulüp medya gelirlerinin de katkısıyla sınırsız bir büyüme yarışına girdiler. 15 sezon içinde Manchester United ve Real Madrid gibi en büyük birkaç kulübün geliri yüzde 1000 arttı. Muhtemelen bir-iki sezon içinde yarım milyar Euro sınırını da geçecekler.

        Süper sınıf diyebileceğimiz bu gruptaki kulüpler öylesine bir rekabet yaratıyorlar ki, başarı için sürekli transfer yapmak zorunda kalınıyor. Bu da daha fazla harcama ve de daha fazla zarar anlamına geliyor. Bu hesapsız kitapsız harcama ortamında, Torres, Ronaldo, Rooney gibi isimlere paralı yıldızlık rolü düşüyor. Genç kuşak oyuncular bu role pek de yabancı değil. Futbolun çok hızlı tüketildiği bir dönemde ne kadar uzun süre zirvede kalırlarsa bunun başarılı sayılacağını iyi biliyorlar. Kabak yine Torres formasını satın almış geleneksel Liverpool taraftarının başına patlıyor.

        Diğer Yazılar