İlgi yoksunu erkekler
Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten sözünü haklı çıkartan Erkekler filmi ile eğlence dorukta…
Hayatta her zaman haklı olduğunu düşünüp; türlü türlü yollara başvuran, ilgi yoksunu ve vurdumduymaz erkekler tıpkı bulmaca gibidirler… Çöz çöz bitmez. Tam çözdük dersiniz hemen bukalemun gibi değişirler. Acaba onlar bu değişimlerinin farkındalar mı? İşte orası muamma…
Bu erkekler yaptıklarını fark edemeyecek kadar bilinçsizdirler. Ancak, kendilerini, onlara yalnızca çevreleri fark ettirir. Hatta çoğu zaman burunlarının ucunu dahi göremeyecek kadar kördürler. Bazen hata yapma olasılıkları artar ve yaptıkları o hatadan dolayı pişman olurlar. Genellikle “iğneyi kendilerine, çuvaldızı başkalarına batırdıkları” için çareyi cinsellikte ararlar. Buradan yola çıkan ‘Erkekler’ filmi, yukarıda sözünü ettiğim erkeklerin yaşam biçimlerini özele indirgeyerek ele alıyor.
Tabii bunun yanı sıra, duygusal çöküntüden mustarip erkeklerin de, tatmini değişik yöntemler aracılığıyla keşfetmeleri cabası… Bundan nasibini alan Adem karakteri içinde yaşadığı tüm sorunlarının kökenini cinsel organına bağlayarak onu hadım etmek istiyor. Ne de olsa suçlu kendisi değil ya! Suçu uzuvlarından birine atmak çok kolay öyle değil mi Adem Bey?
ADEM’İN BEYNİNDEKİ ÖRÜMCEKLER
Adem’in beynine o kadar çok örümcek girmiş ki; Adem artık mantığını kullanamayacak kadar kendini savunmasız hissediyor. Belki de neden, bu hale geldiğini kendisi de bilmiyor. Bana soracak olursanız, Adem iki tarafın arasında kalmış bir ruh gibi… Kalbi aşk için atmayan erkeklerin, kadınları anlayıp karakter analizi yapabilmeleri tıpkı bataklıkta iğne aramaları ile eşdeğerdir. Bataklıkta tam bataklıkmış resmen, Adem’i hüp diye içine çekti. Peki, Adem’i kim kurtaracak? Adem, bu düşüncesinden kurtulmak için cinsel organını kesmek üzere evinin çatısına çıkar. Vay be ne cesaret! Tabi ahali Adem’i bir şekilde vazgeçirir. İşte hikâyenin düğümü de bu noktadan sonra çözülür. Film hem komikleşir hem de çıtasını yükseltir. Sizi temin ediyorum ki, filmi seyrederken hop oturup hop kalkacaksınız. Tabiri caizse gülmenin doruklarına varacaksınız. Baştan söylüyorum bulutların üzerinde uçmaya hazır olun. Çünkü o bulutlar size selam çakıyor! Tabi bir de madalyonun diğer tarafından bakmak lazım. Yer yer duygusallığın dozajını artırıp, denge sağlamaya çalışan yönetmen Faruk Aksoy bu filminde farklı bir alternatif deniyor. O da; görselliği zenginleştiren animasyonlardır. Ancak buraya kadar çok eğlenceli gelen işin psikolojik derinliği, oldukça kafamızı kurcalıyor.
DÖNÜŞÜM
Filmi freudyen okumalarla beraber incelediğimizde ortaya şu çıkıyor: Birbirlerinin rollerine bürünerek ortaya çıkan id, ego ve süper egonun, erkekleri depresyona doğru sürüklemeleri… Farkındalığın ne olduğunu bilmeyen buhranlı erkeklerin yaşadıklarından yola çıkan film, Adem karakterini hikayenin merkezine yerleştirmekle kalmıyor adeta ona doğaçlama yaptırtıyor. Dolayısıyla her şey Adem’in etrafında gelişiyor. Adem’in yattığı klinik bana göre tıpkı tiyatro sahnesi gibi… Adem o tiyatro sahnesinde kendisini doğru bir biçimde ifade ediyor. Diğer bir ifadeyle; o tiyatro sahnesi Adem’in aynası. Adem, sorunlarının kaynağına yalnızca orada erişiyor. İçindeki canavar; benliğini bir fare gibi kemirmeye çalışırken, doktoru Nazım Bey aracılığıyla hem canavarı, hem de kendisi üzerinde baskı kuran hayali Adem’i yok etmeye çalışıyor.
Karakterin bu evrimi, bazen doktor Nazım’ın da hayatını etkilemeye başlıyor.Yaşından başından utanmayan Nazım Bey de şeytana uyuyor. Ah o şeytancık yok mu ah, insanları ne hallere sokar. Baksanıza doktor Nazım bile galeyana geliyor. Adem o denli sokulmuş demek yaşamının içerisine… Adem de zaten şeytan tüyü var. Hoş tüm bunlar peliküle aktarılırken, araya eklemlenen bazı sahneler o kadar etkileyici ki, bazen seyirci yanlış filme mi geldim diye iç geçirebilir. Malum Avrupa kalitesinde film yapmak hiç kolay bir iş değil.
AŞKSIZ OLMAZ
Trajikomik sahnelerle, komedi unsurlarını, kopmayan bir halat misali birbirlerine bağlayan yönetmen Faruk Aksoy bunu çok iyi başarıyor ve siz o filmin gerçek olmasını diliyorsunuz. Herkesin kendinden bir parçasını, bu filmde bulması mümkün… Türk filmlere alerjisi olan bazı kişilerin, fikri bu filmle değişebilir.
Erkekler’e geniş çerçeveden baktığımızda söyle bir kanıya varabiliriz: “aşk olmadan ne tatmin duygusu yaşanır, ne de bazı uzuvlar görevlerini başarıyla yerine getirir.” Bu kanıya nerden vardık biraz da ondan bahsedelim. Adem ve eski eşi Hale’nin ilişkisine zoom yapan kamera, bazen aşkın bile sekmeye uğratılacağını yalnızca o belirli uzvun (cinsel organ) ön plana çıkacağına vurgu yapıyor ve bazen o dürtülere istemdışı olarak verilen yanıt birçok kapıyı yüzlerine kapatıyor. Dürtülere söz geçirilemediğinde ise sonuç Adem’in yaşadıklarının tezahürü olur. Zaten film boyunca hem Adem’in, hem de eşi Hale’nin psikolojik travmalarına ayna tutuluyor. Tabi sonunda yine aşk kazanıyor orası ayrı…
Gelelim bu karakterlere can veren oyunculara ve filmin müziklerine… Adem’i canlandıran Fikret Kuşkan, karakteriyle o kadar bütünleşmiş ki, kendisini hiç tanımasaydık Adem derdik. Doktor Nazım karakterini canlandıran Ali Poyrazoğlu için de aynısını söylemek mümkün. Filmin müzikleri ruhumuza öyle bir zerk ediliyor ki, adeta duygularımız perçinleniyor.
Kıssadan hisse; şu ana kadar hiç alışkın olmadığımız bir Türk filmi tadında olan ve karakterlerin psikolojilerini, düzgün bir şekilde işleyip onları bambaşka bir yolculuğa çıkartan Erkekler yepyeni bir deneme. Aşktan anlamayan erkekleri ön plana alan film, erkek-kadın arasındaki ilişkinin tekdüze olduğunu, bunu değiştirmek için de erkeklerin daha fazla empatik olmaları gerektiğini vurguluyor. Bu yüzden de seyredilmeyi hak ediyor. Ama size ufak bir uyarım var. Eğer filmi çocuklarınız ile beraber seyredecekseniz bazı sahnelerin cinsellik içerdiğini de aklınızdan çıkarmamanız gerek. Herkese iyi seyirler dilerim.
FİLMİN NOTU: 7
Künye
YAPIMCI: FARUK AKSOY, SERVET AKSOY
ORTAK YAPIMCI: ELİF AKSOY, FARUK METİN
YÖNETMEN: FARUK AKSOY
YAPIM ŞİRKETİ: AKSOY FİLM
SENARYO: HİLAL ÇELENK, YILMAZ OKUMUŞ, FARUK AKSOY
DAĞITIM ŞİRKETİ: TİGLON
GÖRÜNTÜ YÖN: MİRSAD HEROVİC
SÜRE: 119 DK.
OYUNCULAR: FİKRET KUŞKAN (ADEM), ALİ POYRAZOĞLU (DR.NAZIM), ASUMAN DABAK (ZERRİN), GÜNEŞ EMİR (HALE)