Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Geçtiğimiz hafta siyaset ödülleri için gittim. Gece, Ankara'da, Sheraton'da yapılınca mecburen orada konaklamak zorunda kaldık. Daha önce gittiğim seyahatte memnun kalmadığım için bir daha kalmaya tövbe etmiştim. Tabii ki durup dururken bu kararı alacak değilim. Ankara'nın en güzel yerinde bir kadeh votkayı 40 TL'ye satıyorsun. Ama odanda 1970 model tartı aleti var. Hani sokak aralarında "Tartalım abi" diyen küçük çocukların kullandıkları var ya işte ondan hatta daha beteri. O kadar eski ki bir de pası belli olmasın diye bez kapatmışlar. Oda zaten çok kötü, yerdeki halı artık mikrop saçıyor. Televizyon desen bir facia. Artık tüplü televizyon kaldı mı Allah aşkına. Olacak iş değil gecelik 400 TL verdiğin odada tüplü eski bir televizyon var. Bir izleme girişiminde bulundum ama çalışmıyor. Şimdi buradan "Neden teknik ekibi aramadınız" diyebilirler. Fakat o televizyonun kendine hayrı yok bana niye olsun. Her akşam eve gittiğimde kendi televizyonumu açıyorum ve hiçbir sorun çıkmıyor. Otellerde niye hep teknik sorun çıkar anlamış değilim. Buna bir an önce çözüm bulmaları gerekiyor. Otel şehir içinde olduğu için insan kalmaya mecbur diye bunlar yapılır mı? Bir an önce tadilata girip otelin yenilenmesi gerekiyor. Yoksa birbirinden güzel çok sayıda otel açıldı. Oda çok kötü, bütün gece uyuyamadım. Kendi kendine elektrikler kesildi. Telefonum şarj olmadı. Daha neler anlatayım. Beş yıldızlı bir otelde olmaması gereken ne varsa maşallah hepsi Ankara Sheraton'da mevcut. Balo salonundaki personel çok yetersiz. Kimin hangi masaya servis yaptığı belli değil. Gece daha bitmeden servisi kestiler. İçeride bir sürü insan var ama ortada garson yok. Hiç yakışmadı.

ALKOLSÜZ MEKÂN modası başlar şimdi

Alkol yasağı ile ilgili herkes fikrini söylüyor. Yasağı savunan da var karşı çıkan da. Ancak benim dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. 2005-2010 yılları arasında Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ülkelerde içki tüketimi oranı yüzde 25 artmış. Yasak, yasak olduğu için daha cazip geliyor. Evde kilolarca erik varken çit çektiği için yan komşunun bahçesine girmek gibi. İran'da içki yasak ama evlerde içki içmeyi bırakın grup seksten tutun da uyuşturucu partilerine ne ararsanız var. Yasak olmasına rağmen tüketim neredeyse bizim kadar.

EV PARTİLERİ BAŞLAYACAK

Bizde yasak olmadığı halde kişi başı tüketim 1.5 litre iken İran da 1.2 litre civarında. Çünkü İran'da içki yasak o yüzden tüketim sürekli yükseliyor. İnsanlarda yasak olmadığı için her yerde içerim mantığı vardı. Şimdi içemeyeceğim diye bulduğu yerde içkiye abanacak. O zaman daha mı iyi olacak. Yıllardır gece hayatını yazıyorum. Uyuşturucu kullanımında artış yaşanan yıllara baktığımızda o dönemde gençler evde toplanıp uyuşturucu partileri yapardı. Sonuçta uyuşturucu her zaman yasak ama evde kim karışır mantığı ile bu partiler yaygınlaşmıştı. Yeni nesil gençlere laf anlatmak daha da zor. Eğer bu yasalar uygulanırsa önümüzdeki yıllarda neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Satılmayan, dışarıda içilemeyen içkiden insanlar evlerde partiler düzenlemeye başlayacak tıpkı İran'da olduğu gibi. Evde her şey serbest değil mi? Kimsenin ağzını bantlayacak halimiz yok.

TOPLUM İKİYE AYRILMIŞ DURUMDA

İnsanları eve tıkmayı bırakıp nasıl dışarıya çıkartırız ona bakmak lazım. En büyük tehlike aslında hükümete yaranmak için açılan içkisiz restoranlar. Peki bu ayrımın uzun vadede başımıza neler açacağını kimse düşünmüyor mu? Artık toplum içen içmeyen diye ikiye ayrılmış durumda. İki sene önceye kadar herkes bir arada yer içerdi. Çoğu mekânda birileri iftar açarken birileri de yabancı misafirleri ile içki içiyordu. Şimdi bir tarafta demokratik çözüm deyip terörün bitmesi için elimizden gelen her şeyi yaparken bir taraftan da farkında olmadan ayrımcılık yapmaya başladık.

ANKARA’NIN EN YENi KEBAPÇISI

Boğazın ortasında Galatasaray Adası’nda 2007’den beri Antep’in lezzetlerini konuklarına özenle sunan Suda Kebap şimdi de Antep mutfağını ve kebaplarını Ankara’ya taşıdı. Ankaralılara geçtiğimiz hafta Filistin Caddesi’ndeki yeriyle hizmet vermeye başladı. Suda Kebap tıpkı İstanbul’da yaptığı gibi Ankara’da da Antep mutfağını ve lezzetlerini Antep’ten sonra yansıtan en iyi yerlerden biri olmaya aday. Şimdi Ankara’ya Suda Kebap nasıl geldi bunun hikâyesini kısaca sizlere aktarayım. Ankaralı

işadamı Osman İrmiş ilk olarak birkaç sene önce dostlarıyla Suada’daki Suda Kebap’a geliyor.

YEMEKLER ANTEPLİ USTALARDAN

Yemeklerden, sunumlardan ve lezzetten çok memnun kalıyor bir de buna manzara eklenince Suda Kebap’ı araştırmaya başlıyor. Daha sonra Suda Kebap’ın Göktürk’te açtığı diğer şubesini de ziyaret ediyor ve sonra Suda Kebap dördüncü şubesiyle Ankaralılarla buluşuyor. Osman İrmiş’i bu denli etkileyen ve Suda Kebap’ı Ankara’ya taşımak için aklına sokan ne derseniz, hemen açıklayayım. Suda kebap; salataları, mezeleri, kebaplarıyla Antep başta olmak üzere yörenin lezzetlerini servis ve sunum kalitesiyle misafirlerine sunuyor. Kebap ve et çeşitleri Antepli ustalar tarafından özenle hazırlanıp bir de bunun üzerine kaliteli servisi ekleyince tabii ki de Suda Kebap vazgeçilmez oluyor. Ayrıca dikkat çekmek istediğim bir diğer önemli konu ise Suda Kebap sunduğu lezzeti servis kalitesini sadece Suada’da değil Göktürk’te ve Bodrum Türkbükü’ndeki şubelerinde de sürdürüyor.

LEZZETLER TÜM ŞUBELERDE AYNI

Közde pişen Tarsus biberin lezzeti, azar azar hepsinden tadalım diye tabağa servis edilen tavuk şiş, ciğer, kuzu şiş, domates, patlıcan ve biberle yapılan “abugannuş”un lezzeti tüm şubelerde aynı. Bu yüzden eminim ki Suda Kebap Ankara’da da bu çizgide devam ederek adından sıkça söz ettirecek. Ben de yerinde test ettim. Ali Ünal sağ olsun “Hadi Ankara’ya gidiyoruz. Yemek yiyip geri döneriz” deyince yollara düştük. Gittiğim gün meğer açılışı varmış. Mehmet Koçarslan, Ajda Pekkan’ı davet etmiş, Ajda Hanım da kırmamış gelmiş. O gece herhalde bin kişi ile resim çektirdi ve hiç sesini çıkarmadı, kapris yapmadı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar