Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        27 Mayıs, Türkiye’nin ilk çok partili demokrasi tecrübesinin askeri darbeyle son bulması ve ilk Başbakan’ının iki bakanıyla beraber, askeri yönetim tarafından düzenlenen bir cinayete kurban gitmesinin tarihidir. Bu tarih siyasal rejimin bürokratik vesayetten askeri vesayete dönüştürüldüğü ve müdahalelerin kurumsallaştırıldığı bir tarihtir.

        Elli yıl önce bugün ülkemizin askeri darbeyle yaşadığı olay, bu ülkeyi kim yönetecek sorusuna verilmiş olan bir cevaptır. Bürokratlar, askerler vasıtasıyla biz yöneteceğiz demektedirler.

        Bilindiği gibi, Osmanlı toplum yapısında bürokrasinin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Öyle ki Tanzimat reformlarıyla birlikte, klasik sistem içerisinde, yönetim erkinin bir parçası olan, fakat Sultan karşısında “kul” statüsünde bulunan bürokrasi, özgürleşerek statüsünü yükseltme fırsatı bulmuştur.

        İmparatorluğun toplumsal yapısı içerisinde 19. Yüzyıl’da giderek gücünün doruğuna ulaşan bürokratik geleneğin birçok hususiyetinin cumhuriyete miras olarak aktarıldığı bilinmektedir.

        Demokrasi Bayrağına Düşen Kan Damlası

        Milli mücadele sonrası kurulan Büyük Millet Meclisi de bazı özellikleriyle bu devamlılığı yansıtır. Bununla beraber ‘rejim değişikliği’ anlamına gelen çok önemli bir yenilik vardır. O da yeni meclisin meşruiyetinin “milletin hâkimiyetine” dayanmasıdır.

        Hâkimiyetin meşruiyet kaynağı milletin, iktidarını nasıl kullanacağı, sorusunun cevabı ise ancak 1946’dan sonra verilecektir. Bu felsefeye uygun olarak, en gelişmiş biçimiyle çok partili parlamenter demokrasi şeklindeki uygulama 1950den başlayacak ve 1960ta son bulacaktır.

        27 Mayıs 1960’ta gerçekleştirilen askeri darbe ,bürokrasinin geleneksel gücünü yeniden iktidara taşıma girişimidir. İmparatorluktan, tek parti dönemine kadar süren bu bürokratik yönetim geleneğinin 1960’lı yıllarda yeniden sürdürülmesi ne kadar mümkündür? Burada, tarihsel şartların ancak bürokratik zümre içerisinde’ askeri ‘unsuru öne çıkararak, ona dayanarak iktidarı ele geçirmesini n mümkün olduğu görülecektir.

        27 Mayıs sadece bir askeri darbe değildir. 1960 darbesi militarist bir ideolojinin bütünüyle devletin ideolojik aygıtlarından, siyaset yapısına, örgütlenme biçiminden esas teşkilatına yansıtıldığı bir süreci başlatmıştır.

        Askeri Bürokrasi mi Millet mi?

        27 Mayıs anayasası ile düzenlenen kurumsal yapı, o tarihten sonra bütünüyle meclisi vesayet altına alacak düzenlemeleri içerir. Meclisin milli iradeyi yansıtması, doğrudan doğruya bürokrasinin iznine ya da insafına terk edilmiştir.

        1950de başlayan ve on yıl süren, ilk çok partili demokrasi tecrübemizin sorunları yok mudur? Elbette vardır. Çünkü bu topraklardaki bin yıllık devlet geleneğinin ilk parlamenter demokrasisidir ve elbette ki demokratik döneminde bir acemilik devresi olacaktır. Bunun içindir ki bugün bile 27 Mayıs’ı sadece ilk tecrübenin hatalarını gerekçe göstererek savunmak, meselenin esasını göz ardı etmekten başka bir anlam taşımayacaktır.

        Demokrat Parti döneminin, aradan elli yıl geçtikten sonra bile halkın bilincinde, hatıralarında yaşayan değeri, sanırım sadece o on yıllık dönemin ekonomik ve toplumsal başarılarıyla açıklanamaz. Menderes ve Bayar bir döneme damgasını vururken elbette ki konjonktürün kendilerine sunduğu imkânlarla sosyal ve ekonomik planda Türkiye’de bir değişimi başlatmışlardır. Bunlar altyapı yatırımlarından, tarımsal gelişmeye ve ekonomik kalkınmanın ilk halka yansıyan örneklerine kadar çeşitlilik göstermektedir. Fakat Menderes ve arkadaşlarının başardığı daha önemli bir şey vardır. Demokrat Parti ile insanlar, devlet karşısında artık’ özgür birer yurttaş olduklarını hissetmişlerdir.

        Menderes ve arkadaşları bütün bunların bedelini, yani bürokrasiyi iktidardan uzaklaştırmanın bedelini ödemişlerdir. Seçimle gelen ilk başbakanın, idam edilmesi ayıbı 27 Mayıs yargılanmadıkça hem tarihimiz, hem de demokrasimiz için bir leke olarak kalacaktır.

        vbilgin@haberturk.com

        Diğer Yazılar