Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1990ların başında Londra'da büyük kitapçıların raflarına bakarken hayretler içinde kalmıştım. Adı küreselleşme ile başlayan o kadar çok kitap vardı ki. Hatırladığım kadarıyla ülkemizde o tarihlerde henüz küreselleşme konusunda müstakil bir kitap bile yayınlanmamıştı.

        Burada şunu belirtmem gerekir ki beni şaşırtan şey ülkemizde üzerinde durulmayan, küreselleşme konusunda orada yazılan kitapların çokluğundan ibaret değildi. Kitapevlerinin büyüklüğü bizdeki çok katlı büyük mağazaları andıracak şekilde, her katında belli konulara göre kitapların düzenlenip sergilendiği bir zenginliği yansıtıyor olmaları ise apayrı bir olaydı.

        Bazı gelişmeler olsa da o günden bugüne hala bu kapsayıcılıkta büyük kitabevlerimiz yok fakat adında küreselleşme sözcüğü geçen sayısız kitabın günümüzde yayınlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

        Küreselleşme Bir Oyun Mu?

        Küreselleşme ile ilgili çok sayıda kitap yayınlanmış olmasına rağmen, bu meseleyle ilgili ülkemizdeki tartışma düzeyinin oldukça sorunlu olduğu görülmektedir. Bu sorunların başında, küreselleşmeyi bir süreç olarak görmekten çok bir "plan veya komplonun" sonucunda çıkmış olarak görmek neredeyse bir alışkanlık haline gelmektedir.

        Bir diğer yanlış ise bu bakış açısının adeta devamı gibidir: Küreselleşmeyi belli bir tarihsel dönem veya çağ olarak ele almak yerine onu tarih dışı bir zeminde "kötü adamların" ya da kötü niyetli "güç merkezlerinin" bir oyunu olarak görme eğiliminde olmak.

        Bütün bunlar emperyalizm ile küreselleşme ilişkisinin doğru kavranamamış olmasının sonucu ortaya çıkmış bir netice olarak görünebilir. Bu yanlış kavrayışlarda toplumsal, ekonomik ve uluslararası olayların tarihsel olmayan açıklamalarının doğru kabul edildiği bir zihin dünyasının rolünü de göz ardı etmemek gerekir.

        Bizim ülkemizde akademik çevrelerde bile sosyal bilimlerin kendi teorik çerçeveleri içinde, kendi parametreleri ile açıklaması gereken olayların "birilerinin oyunu" düzeyinde ele alınmasının sosyal bilimlerin mantığının gelişmemesi ile ilgili ayrı bir sorun alanına işaret ettiğini belirtmek gerekir.

        Burada küreselleşme ile ilgili teorik tartışmalara girmeyeceğiz. Üzerinde durmak istediğim hususu küreselleşmenin bir yeniçağ olması uluslararası sistemde ekonomiden siyasete, iletişimden bilgi transferlerine hatta ülkeler arasında yaşanan insan hareketliliğine kadar bütünüyle daha önceki çağ ya da dönemlere görülmeyen yeni bir ilişkiler düzeni yaratmasıyla ilgilidir.

        Bu durum daha çok küreselleşme ve emperyalizm kavramlarının karıştırılmasına veya her ikisinin de yanlış kullanılmasına sebep olmaktadır.

        Milliyetçilik ve Emperyalizm

        Marxist düşüncede emperyalizm meselesi üzerinde çok sayıda tartışma yapılmıştır. Geçmişte R. Luxemburg'dan Lenin'e günümüzde ise H. Magdof'tan Emmanuel'e kadar birçok siyasetçi veya iktisatçı bu meseleyi ele almışlardır.

        Sosyal bilimlerde emperyalizmle ilgili teorik tartışmaların iki yaklaşım etrafında toplandığı bilinmektedir. Bunlardan ilki milliyetçilik etrafında emperyalizmi ele alanlar ikincisi ise salt iktisadi ve toplumsal sorun olarak meseleyi ele alanlardan oluşmaktadır.

        Emperyalizm meselesini milliyetçi bir yaklaşımla ele alanlar arasında Frantz Fanon'dan Sultan Galiyev'e, Neriman Nerimanov'a kadar bizim dünyamızın aşina olduğu düşünce adamlarının yanında emperyalizmi teknik bir mesele olarak gören iktisatçı R. Prebish'i dahi sayabiliriz.

        Küreselleşme meselesini emperyalizm olarak görenlerin reaksiyonlarının çoğu milliyetçi bir tavrı yansıtmaktadır. Oysa milliyetçilik yaklaşımı içerisinde emperyalizm teorilerinden haberdar olarak meseleyi ele almak, daha doğru bir tavrın ortaya çıkmasına imkân verebilir. O zaman küreselleşmenin bir süreç emperyalizmin ise bu süreç öncesinde ya da

        sonrasında ortaya çıkan "ülkeler arasındaki eşitsizlik ilişkilerinin" yarattığı bir olgu olduğunu daha rahat değerlendirebilirler.

        Diğer Yazılar