Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Çocuklarda idrar kaçırma sorunu çözümsüz değil

        Motor gelişimini tamamlamış ve nörojenik bir hastalığı olmayan her çocuğun 5 yaşından sonra gündüz ve/veya gece idrar kaçırması normal dışı olarak değerlendiriliyor. Bu sorun gece veya gündüz idrar kaçırma olarak ikiye ayrılıyor. İdrar kaçırmalar bazen damla damla olabileceği gibi bazı durumlarda kıyafeti ve bulunduğu yeri ıslatacak sıklık ve fazlalıkta olabiliyor. Gündüz sık idrara çıkma (7’den fazla) ani sıkışma belirtileri, tuvalete gitme sıklığında azalma (3’den az) işemede zorluk, kesik kesik işeme, kabızlık gibi belirtiler de mesane sorununa işaret ediyor. Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi-Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Halil Tuğtepe, “Gündüz idrar kaçırma, kız çocuklarında erkek çocuklara oranla iki kat daha yaygın olmakla birlikte, 5 - 12 yaş aralığındaki çocukların yaklaşık yüzde 8-10’unu etkiliyor. Gece idrar kaçırma şikayeti ise erkek çocuklarda daha fazla görülüyor”diyor. Bu sorunun 5 yaş civarındaki çocuklarda yüzde 15-20, 12 yaş civarındaki çocuklarda ise yüzde 3 oranında görüldüğüne dikkat çekiliyor.

        REKLAM

        DAVRANIŞSAL VEYA PSİKOLOJİK KÖKENLİ Mİ?

        Ailelerin birçoğunda “Çocuktur altına kaçırması normaldir! Büyüyünce geçer” inanışı bulunuyor. Birçok aile çocuğunun özellikle gece yatak ıslatmasının davranışsal olarak üşengeçlikten veya tembellikten kaynaklandığına inanıyor. Ailelerin bu düşüncesinin aksine uyku sırasında hiçbir çocuk bu sorunu bilinçli veya istemli olarak yapmıyor. Uyku eyleminde yapılan birçok hareketin bilinç dışı olduğu belirtiliyor. Bu konuda ailelerin bir diğer yanlış algısının ise idrar kaçırmanın psikolojik nedenlerden kaynaklandığının düşünülmesi olduğuna dikkat çekiliyor. Bilimsel araştırmalar idrar kaçırmanın sadece yüzde 10’unun psikolojik nedenlerden kaynaklandığını, geriye kalan yüzde 90’lık kısmın altında başka fizyolojik problemlerin bulunduğunu ortaya koyuyor. Psikolojik kökenler düşünülenin aksine çocuklarda ortaya bir neden değil bir sonuç olarak çıkıyor.

        Prof. Dr. Halil Tuğtepe

        İDRAR KAÇIRMADA GENETİK YATKINLIK VAR MIDIR?

        Geçmişte gece ve/veya gündüz idrar kaçıran ebeveynleri olan çocukların bu tarz problemlerle karşılaşması tesadüf olarak görülmüyor. Bilimsel araştırmalar, ailesinde çocukluğunda altına kaçıran bireylerin olmasıyla çocukların benzer sıkıntıları yaşaması arasında güçlü bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Hatta bazı çalışmalar ikinci kuşaklara kadar aktarılan bir gen kopyalanmasından bahsediyor. Burada önemli olan noktanın; “Babasında da vardı, genetiktir ve elbet düzelir” düşüncesiyle tedavi olmaktan kaçınılmaması veya tedavinin ertelenmemesi olduğu belirtiliyor. Bu çocukların hangi süreyle altına kaçırmaya devam edeceği bilinmeyip, başta basit olarak görülen idrar kaçırma problemi ilerleyen dönemlerde çok daha ciddi bazen de yaşamı etkileyebilecek kadar büyük ve karmaşık bir hale dönüşebiliyor.

        REKLAM

        BÜTÜN TETKİKLER TEMİZ ÇIKSA DA SORUNUN DEVAM ETMESİNİN NEDENİ NE?

        Gündüz ve/veya gece idrar kaçırma birçok nedenden dolayı ortaya çıkabiliyor. Mesanenin normalden fazla çalışması veya az aktif olması, tekrarlı idrar yolu enfeksiyonları, fazla idrar oluşumu, idrar ve/veya kakayı tutma alışkanlığı ve kronik kabızlık bu nedenlerin en sık görülenleri arasında bulunuyor. Hepsinin temelinde yatan problem işeme ve dışkılamanın sağlıklı bir şekilde yapılmasından sorumlu leğen kemiğinin (pelvis) tabanında yer alan pelvik taban kaslarının işlevinin bozulması olarak görülüyor. Bu kasların bozulan işlevinin anlaşılıp değerlendirilebilmesi için yapılan idrar tahlili, idrar kültürü ve böbrek ultrasonu gibi tetkikler yeterli olmayabiliyor. Bu tetkiklerin normal çıkmasına rağmen pelvik taban kaslarının işleyişi normal görülmeyebiliyor. Bu nedenle alanında uzman pelvik taban fizyoterapistlerince, çocukların pelvik taban kaslarının fonksiyonel olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bu değerlendirme sırasında acı veya ağrı hissi yaratacak hiçbir uygulama yapılamıyor.

        REKLAM

        İDRAR KAÇIRAN ÇOCUKLAR NEDEN TEDAVİ EDİLMELİ?

        Bu soruyu üç başlık altında cevaplamak gerekiyor.

        1. Psikososyal nedenler: Bu çocuklarda endişe, korku, öz güven kaybı, utangaçlık ve içe kapanıklık gibi problemler ortaya çıkıyor. Zamanla şikayetlerin geçmesinin beklenmesi çocukların büyüme çağında sosyal aktivitelerden uzak durmalarına ve akranlarıyla kaliteli zaman geçirmelerine engel teşkil ediyor. Yapılan çalışmalarda bu çocukların okul başarısının da düşük olduğu gösteriliyor.

        2. Üriner sistem nedenleri: İdrar kaçıran çocukların tedavisindeki gecikme, idrar yolu enfeksiyonuna, idrar reflüsüne, yüksek tansiyona hatta böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Özellikle gündüz idrar kaçıran çocukların başarısız tedavileri ya da tedavi de gecikme olması mesane yapısında kalıcı fonksiyon bozukluklarına neden olabiliyor.

        REKLAM

        3. Çocukluk dönemi idrar kaçırmalarının erişkin döneme etkisi: Yapılan çalışmalar 30-65 yaş arası idrar kaçıran erişkinlerin yüzde 65’inde çocukluk döneminde de idrar kaçırma tespit edildiğini gösteriyor. Çocukluk döneminde idrar kaçırıp tedavi edilmeyenlerin erişkin dönemde idrar kaçırma, gece sık idrara çıkma, kabızlık, gaita kaçırma, sık idrar yolu enfeksiyonu, mesane ağrı sendromu hatta hassas bağırsak sendromu ile mücadele etmek zorunda kaldıkları görülüyor.

        İDRAR KAÇIRMA VE KABIZLIK ŞİKAYETLERİNİN TEMELİ

        Pelvik taban kasları; leğen kemiği olarak bilinen pelvis kemiğinin tabanında yer alan, içerisinden işeme deliği, anüs ve kadınlarda ek olarak vajeni bulunduran, işemenin ve dışkılamanın sağlıklı şekilde gerçekleşmesini sağlayan kasılma ve gevşeme yeteneğine sahip kas grubu olarak tanımlanıyor. Bu kas grubu pelvik bölgede bulunan mesane, bağırsak ve kadınlarda olan rahim organlarını trambolin gibi destekliyor. Yürümede bacak kasları ne kadar önemli ise işeme ve dışkılamada da pelvik taban kasları o kadar önemli görülüyor. Bu kaslar çiş veya kakanın istemli olarak tutulması esnasında kasılarak çıkışı önlerken, işeme ve dışkılama sırasında gevşek kalarak vücuttan sağlıklı şekilde uzaklaştırılmasında görev alıyor. İşte bu kasılma ve gevşeme mekanizmasının herhangi bir nedene bağlı olarak bozulması, çocuklarda mesane ve bağırsak problemleri içinde yer alan idrar kaçırma ve kabızlık şikayetlerinin temelini oluşturuyor.

        REKLAM

        SORUNUN KÖKENİNDE BOZULMUŞ PELVİK TABAN KASLARI VAR

        Mesane-bağırsak problemlerinin kökeninde çoğunlukla işleyişi bozulmuş pelvik taban kasları yer alıyor. Bu kaslar bazen gereğinden fazla kasılı kalırken bazen gereğinden fazla gevşek ve zayıf olup kaka ve çiş problemlerine yol açabiliyor. İşte tam bu noktada, bu kasların fonksiyonlarının sağlıklı şekilde yerine getirilmesini sağlamak için eğitilmesi yani rehabilite edilmesi gerekiyor. Rehabilite edilen kasların fonksiyonlarına tekrar kavuşmaları ile mesane ve bağırsak problemleri temelinden çözümlenmiş oluyor.

        PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU

        Çocuklarda görülen mesane ve bağırsak problemlerine genellikle ilaç tedavisi uygulanıyor. Ancak ilaç tedavisi çoğu zaman problemlerin tamamen çözümlenmesinde ve sorunların nedeni olan pelvik taban kaslarının işleyişinde ki düzelme ve iyileşmeye katkı sağlamıyor. Bu kasların eğitimi sadece pelvik taban fizyoterapistlerinin bütüncül bakış açısıyla gerçekleştiriliyor. Pelvik taban rehabilitasyonunun içerisinde bulunan birçok fizyoterapi uygulamasının yanında aileye ve çocuğa verilen üroterapi eğitimleri ile beslenme ve tuvalet alışkanlıklarının yeniden planlanması tedavinin veriminin maksimum seviyeye çıkarılması anlamına geliyor. Bu aşamada nörojenik hasara bağlı mesane-bağırsak problemleri dışındaki grupta pelvik taban kas rehabilitasyonu tek başına oldukça etkili ve yeterli görülüyor.

        REKLAM

        ÇOK YÖNLÜ DEĞERLENDİRME

        İdrar kaçırma problemleri olan çocuklarda çok yönlü ve ayrıntılı bir fizik değerlendirme yapılması gerekiyor. Prof. Dr. Halil Tuğtepe, “Bu noktada öncelikle, çocukların mesane ve bağırsak alışkanlıklarını daha detaylı görebilmek ve tedavi programının en doğru şekilde çizilebilmesi adına ailelerin 2 gün boyunca mesane- bağırsak günlüklerini evlerinde doldurmalarını istiyoruz. Bu günlüklerin doğru şekilde doldurulması çocukların mesane- bağırsak problemlerinin doğru şekilde teşhis edilmesinde çok önemli görülüyor”diyor ve devam ediyor; “Ardından pelvik taban fizyoterapistlerince pelvik taban kaslarının fonksiyonları detaylı şekilde değerlendirilip yüzeyel yapışkanlı elektrotlarla yapılan EMG ölçümleri yorumlanıyor. Detaylı değerlendirme sonrasında kişiye özel tedavi programı çizilerek pelvik taban rehabilitasyon seansları başlatılıyor. Rehabilitasyon seansları içerisinde manuel terapi, solunum egzersizleri, gövde bölgesi derin kasların çalışılmasına yönelik klinik egzersizler, pelvik taban egzersizleri ve biofeedback gibi birçok farklı modalite yer alıyor. Aynı zamanda tedavi seanslarına ek olarak doğru işeme-dışkılama pozisyonları, mesane ve bağırsak sağlığı için önemli olan besin düzenlemeleri, günlük yaşam alışkanlıklarının değiştirilme becerisi çocuklarla ailelerine kazandırılıyor. Multidisipliner ekip anlayışı ile yapılan kombine tedaviler sonucunda çocukların pelvik taban kasları fonksiyonel çalışma seviyesine getirilerek sağlıklı işeme ve dışkılama alışkanlığı kazanmaları konusunda yüz güldüren sonuçlar alınıyor.”

        ÜROLOG VE PELVİK TABAN FİZYOTERAPİSTLERİNDEN DESTEK

        İşeme veya dışkılama ile ilgili problemi olan çocukların problemin ciddiyetine bakılmaksızın en kısa süre içerisinde bu konuda yetkin çocuk üroloğu ve pelvik taban fizyoterapistlerinden destek almaları gerekiyor. İdrar kaçırmanın hiçbir çocuğun suçu olmadığı ve yine hiçbir çocuğun tedavisi mümkün olan bu sağlık problemi ile baş başa bırakılmaması gerektiği belirtiliyor. İdrar kaçırma probleminin tedavisinin; ilaçsız, ağrısız ve acısız yapılabildiğinin bilinmesi gerekiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ