Diyanet FETÖ Raporu: Örgüt Faaliyetleri İçin Hacca Bir Sene Ara
ÖRGÜT FAALİYETLERİ İÇİN HACCA BİR SENE ARA
Gülen, 17.06.1990 tarihinde Süleymaniye Camii’nde yaptığı konuşmada şu ifadeleri
kullanmıştır:
“Kazakistan’a gitmenizi ve esaretin ne demek olduğunu
görmenizi tavsiye ediyorum. Şedd-i rihal edin, bu sene
umrelerinize ara verin. Gücüm yetseydi sadık-ı masduka
saygısızlık saymasaydım Ya Resûlallah sana karşı saygısızlık
saymasaydım diyecektim ki hacca bir seneliğine ara verin, bu
ülkelere şedd-i rihal yapın, esaret görün, dinden uzaklaşma görün,
mescide yabancılaşma görün…”
19.08.1990 tarihinde Süleymaniye Camii’nde yaptığı konuşmada ise şu ifadelere yer
vermektedir:
“Umreye giderken, hacca giderken eğer böyle bir anlatmaya
niyetiniz yoksa niyetinizi bulacağınız âna kadar geciktirin bu
ibadetinizi. Öyle umreye, öyle hacca gitme durumunda,
zamanında değiliz. Hatta eğer hacca ve umreye o saygın,
o mukaddes mana ve mefhumları muhafaza mevzuundaki
hassasiyetim olmasaydı, farzlarınıza bir şey demeyeceğim gidin
diyecektim.”
Elbette bir Müslümanın bireysel olarak gerek şahsına gerek ailesine gerekse ümmete
ait dinî veya dünyevî meşru bir mazeret sebebiyle hac ibadetini ertelemesinde dinî açı-
dan bir sakınca yoktur. Bununla beraber İslam’ın beş şartından biri olan hac ibadetinin
örgüte hizmet adına bir seneliğine yapılmamasını ima etmenin dinen kabul edilebilir bir
tarafı bulunmamaktadır. Çünkü Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ve ona karşı hürmet ve
tazimin en üst düzeyde ifadesi olan ibadetler, imandan sonra kulların en önemli vazifeleri
arasında yer alır. İslam’ın beş şartından biri ve Allah’ın insanlar üzerindeki hakkı
olduğu belirtilen hac ibadetinin (Âl-i İmrân, 3/97) ümmetçe ihmal edilmesi dinin temel
prensipleri ile bağdaşmaz. Zira hac, Müslümanların toplumsal İslami sorumluluklarını
engelleyen değil tam tersine bu bilinci güçlendiren bir ibadettir.
Birçok örnekle ortaya çıkmıştır ki Gülen hareketi; aile, millet ve ümmet bağlarını koparan
bir özellikle kendini göstermiştir. Ümmetin en önemli bağlarından biri olan hac konusundaki
bu söylem de söz konusu durumun en açık tezahürüdür.