Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Sağlık Bakanı Erzurum'da

        Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Cumhuriyet Halk Partisi, milli şef döneminden kalma bir alışkanlıkla, darbe dönemlerinin ortaya koyduğu mevzuatın Türkiye'de ayakta kalmasını istiyor'' dedi.

        Akdağ, Erzurum Havalimanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, konuşmasına yükseköğretime geçiş sınavına giren öğrencilere başarılar dileyerek başladı. Türkiye'de yüksek tahsil görmek isteyen her genci, kendi istediği alanda eğitmek için ciddi bir gayret vermek gerektiğini ifade eden Akdağ, ''Hükümetimiz bu gayretin içindedir. Sağlık Bakanlığı olarak özelikle tıp fakültesi, hemşirelik okulları, fizyoterapi okulları ve diğer alanlarda kontenjanların artırılması için YÖK'le birlikte çalışıyoruz. Sonuçta bu vazife YÖK'ündür ama elbette ortak çalışmalar içerisindeyiz. Çünkü biliyoruz ki Türkiye'de önemli sayıda doktora hemşireye fizyoterapi uzmanına ve diğer sağlık çalışanlarına ihtiyacımız var. 2023'e doğru Türkiye'yi taşırken özellikle sağlık çalışanlarının sayısının artırılması elbette kaliteli bir eğitimle birlikte hükümet olarak gündemimizde'' diye konuştu.

        ''Türkiye Büyük Millet Meclisi çok yakın zamanda kamuoyunda 4 4 4 diye bilinen önemli bir kanunun gerçekleşmesine tanıklık etti. Hep birlikte milletçe buna tanıklık ettik. Tarihi bir kanun olarak niteliyorum ben bu kanunu'' diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Bir milletvekili arkadaşım, Adana Milletvekili Profesör Necdet Ünüvar, çok güzel bir mesaj çekmişti. Kanun mecliste kabul edildikten hemen sonra. '4 4 4 diye başladık. 4x4 diye bitirdik' dedi. Gerçekten 4x4 bir kanun oldu. Önemli bir kanun. Türkiye'de çocuklarımızı tek tipçi zihniyetle yetiştiren 28 Şubat artığı bir düzenleme tarihe karışmış oldu. Tarihin raflarında yerini almış oldu. Buna Cumhuriyet Halk Partisi'nin büyük bir çabayla karşı çıkması, bunun için Tandoğan Meydanı'nda grup toplantısı yapıyorum diyerek, Bütün Türkiye'den insanları Tandoğan Meydanı'na çağırması aslında bana göre başarısız bir miting tertip ettiler. Koskoca ana muhalefet partisi bütün Türkiye'den taşıma yoluyla bir miting tertip etti. Sayın Melih Gökçek'in fotoğraflarından biliyorsunuz az sayıda insanla bir miting yapabildi.''

        Akdağ, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bakış tarzını ve gerçek yüzünü millete bir kere daha gösterdiğini belirterek, şunları konuştu:

        ''Cumhuriyet Halk Partisi, milli şef döneminden kalma bir alışkanlıkla darbe dönemlerinin ortaya koyduğu mevzuatın Türkiye'de ayakta kalmasını istiyor. Hatırlayacaksınız bunu, 12 Eylül referandumsunda da görmüştük. Biz bu ülkede darbeciler yargılanacak dediğimiz zaman, bunun için referandum yapıyoruz dediğimiz zaman, 'hayır yargılanamaz zaten biz de buna karşıyız' diyenler acaba bugün darbecilerin yargılanması karşısında millete söyleyecek bir şey bulabiliyorlar mı? Çok enteresandır ironik bir durumdur. Cumhuriyet Halk Partililer 12 Eylül davasına şimdi müdahil olacağız diyorlar. Çok mağdur olmuştuk diyorlar. İyi de neredeydi aklınız kardeşim. Davadan bu kadar mağdur olduysanız neden referanduma karşı çıktınız? Gerçekten tarihi bir gündür.''

        ''Bu konuşmayı şu anda Erzurum'da yapıyorum, Erzurum için de ayrıca tarihi bir gündür'' diyen Akdağ, şöyle devam etti:

        ''Çünkü bizim dedelerimiz 1950'den önce Ezanı Muhammediyenin aslından okunmasının yasaklandığı dönemlerde bu şehirde çok çile çekmişti. 1946'da benim babam Kuranı Kerim öğrenmeye, Arapça tedrisat için kendi dinini öğrenmeye Tifnikli Hacı Faruk Efendiye derse gitmeye başladığı zaman bu işi gizli yapıyordu. Kendisinden, bizzat birinci ağızdan çok enteresan bilgiler aldım. Gizli saklı yapıyorlardı bu işi yani. İnsanların bu ülkede dinini öğrenmesi, kutsal kitabını öğrenmesi yasaklanmıştı. Nasıl ki 1950 ile rahmetli Adnan Menderes'le bu ülkede Ezanı Muhammediye bu ülkenin minarelerinden ebediyete kadar aslıyla okunur duruma getirildi. Allah onlardan razı olsun, mekanlarını da cennet etsin. Bugün AK Parti hükümetiyle Başbakanımızın önderliğinde Kuranı Kerim artık isteyen ailelerin çocuklarına, tabii ki isteğe bağlı olacak tabii ki seçmeli olacak okullarda öğretilebilir duruma gelmiştir. Bu hususta özellikle 9. maddede yapılan Kuranı Kerimin seçmeli ders haline getirilmesi ve bununla birlikte peygamber efendimiz Hazreti Muhammed'in hayatının seçmeli olarak öğretilme imkanının getirilmiş olmasında Milliyetçi Hareket Partisi'nin verdiği katkıyı da ziyadesiyle takdir ettiğimi ifade etmek isterim.''

        Bakan Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir genelgesiyle acil olarak bir hizmet almaya ihtiyaç duyan bütün hastaların, bütün vatandaşların bu hizmetlerini Türkiye'deki her hastaneden alabileceğinin kayıt altına alındığını anımsatarak, şunları konuştu:

        ''Bir vatandaşımız acil olarak hastalandı. Allah korusun kalp krizi geçiriyor, felç geldi. Trafik kazası geçirdi. Çocuğu havale geçirdi. Ya da tansiyonu ileri derecede yükseldi. Ağır biçimde sıvı kaybına maruz kaldı. Böyle bir hastamızın Türkiye'deki hangi hastaneye götürülürse götürülsün, bu hastanenin özel hastane olması, üniversite hastanesi olması, devlet hastanesi olması fark etmez hatta sosyal güvenlikle anlaşma yapmamış bir özel hastane olması bile fark etmez. Derhal kendisine müdahale edilecektir. O vatandaşımızın ihtiyacı acil olarak o hastanede görülmeye başlanacaktır. 'Benim yeterli ekipmanım yok, uzman doktorum yok o halde hastaneye almıyorum. Bunu nereye götürürseniz götürün' demeye hiçbir hastanenin hakkı yoktur. Hasta hastaneye kabul edilir. Acil tedavisine başlanır. Eğer o hastanenin imkanı yoksa hastanenin kendisi 112 numaralı telefondan komuta kontrol merkezine ulaşır, oranın koordinasyonu ile hasta gerekirse başka bir hastaneye nakledilir.''

        Hiçbir hastanın sokakta bırakılamayacağına dikkat çeken Akdağ, şöyle devam etti:

        ''Benim hastanemden git de nereye gidersen git şeklinde bir hastaneden gönderilemez. Bu durumdaki hastadan veya yakınından para talep edilemez. Bu esaslara uymayan ve yanlış yapan hastaneleri Türkiye'de kapatma cezası dahil olmak üzere gerekli müeyyidelere tabi tutuyoruz. Vatandaşımız bunu yakından bilmelidir. Neden bunu bugün söz konusu ettim. Çünkü sosyal güvenlik kurumumuzun sağlık uygulama tebliğindeki bir paragrafa dayanarak, bazı özel hastaneler vatandaşa ilk müdahaleyi yaptıktan sonra bazı evraklar imzalatarak, aslında vatandaşı hastaneye getiren sebep ve onun tedavisi devam ettiği halde ilave para alma talebinde bulunuyorlar. Bu hukuki değildir. Hiçbir hastanenin buna hakkı yoktur.''

        Başbakan Erdoğan'ın sağlık durumu

        Bakan Akdağ, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık durumunu sorması üzerine ise şu yanıtı verdi:

        ''Bu bana belki 10., 20. defa sorulmuş bir sorudur. Zaten kamuoyu olarak sizler de takip ediyorsunuz. Allah'a şükürler olsun Başbakanımızın sağlık durumu mükemmel. Hatta açık söyleyeyim, kilo vermeye çalışan birisi olarak söyleyeyim. Biraz da kilo veren birisi olarak söyleyeyim. Bu anlamda gıpta edilecek kadar iyi. Vücut yapısı, fizyonomisi iyi durumda. Yediğine içtiğine dikkat eden bir insandır. Geç vakitlerde yemek yemez. Günlük egzersizlerini mümkün mertebe yaptığı bilgisini de almış bulunmaktayım. Darısı da bizim gibi kilo vermeye çalışanların başına. Şahsen ben de 6 kilo kadar verdim. Daha en az bir 6-8 kilo da ajandamda vermek var.''

        Yeni anayasa çalışmaları

        Başka bir gazetecinin yeni anayasa hazırlığı ile ilgili sorusuna ise Akdağ, şunları kaydetti:

        ''Toplum bu hususta, bu sorunuzu ne kadar canlı tutarsa işimiz o kadar kolaylaşır. Biz AK Parti grubu olarak şu anda tek başımıza anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluğa sahip değiliz. Hatta halk oyuna getirecek bir çoğunluğa da sahip değiliz. Dolayısıyla bu hususta mecliste grubu olan ya da olmayan partilerle mutabakat arayışı içerisindeyiz. Biliyorsunuz mecliste çalışmalar var. Bu hususta toplum, daha doğrusu fertler hangi partiye oy vermiş olursa olsunlar kendi partilerini bu çok gerekli değişim için bence zorlamalılar. Toplumsal olarak birlikte başarabileceğimiz bir iş. Biz de buna gayret ediyoruz.''

        Akdağ daha sonra beraberindekilerle birlikte, Erzurum'da açılan bölgesel Pusula Gazetesi'ni ziyaret etti. Akdağ, burada yaptığı konuşmada, Erzurum'da bölgesel bir gazetenin olmasının bölge dinamiklerini geliştirme açısından önemli olduğunu belirterek, gazetenin bölge için hayırlı olması temennisinde bulundu.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ