Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ajans Haberleri İdlib'de dört yetim kızıyla yerinden edilen anne, çaresizce evine dönmeyi bekliyor

        İdlib'de dört yetim kızıyla yerinden edilen anne, çaresizce evine dönmeyi bekliyor

        - "Bir gece saldırılar yine çok yoğunlaşmıştı. Eğer kenti terk etmezsek uçak saldırılarının hedefi olabileceğimiz söylendi. Sabaha kadar uyumadık. Daha sonra kenti terk etmeye karar verdik" - "Biz tam araçtayken birkaç metre ötemize roket düştü. Biz kurtulduk ama aynı yolda arkamızdaki araç hedef alındı. Arabanın parçaları etrafa saçıldı. Daha sonra o araçtaki kimsenin cesedine ulaşılmadı. Paramparça oldular" - "Göçtükten sonra ne ev ne de çadır bulabildik. İlk zamanlarda ailelerle çadırlarını paylaştık. Neredeyse üst üste kalıyorduk. O yüzden dağa sığındık" - "Abdest alacak, içecek su bulamadığımız zamanlar oluyor. Kızlarım sabah okula giderken su bulamıyorlar. Ölümle kıyaslanacak bir hayat yaşıyoruz. İnşallah bir an önce yurdumuza tekrar döneriz. Bu şartlarda hayat çok zor"

        BURAK KARACAOĞLU/EŞREF MUSA - Beşşar Esed rejimi ve Rusya'nın saldırılarında dört yetim kızıyla yerinden edilen anne Zehra Zeydi, tehlikeli göç yolculuğunun ardından sığındığı dağda, bombaların susacağı ve evine döneceği günü bekliyor.

        Göç edenlerin sayısının yüksek olması nedeniyle çoğu zaman kalacak çadır bile bulamayan siviller, mağara, dağ ve baraka gibi yapılara sığınıyor.

        Esed rejimi ve Rusya'nın son dönemde İdlib'in güney kırsalına başlattığı saldırılarda eşini kaybeden ve yıkılan evini terk ederek dağ başına yerleşen Zeydi, AA muhabirine durumunu anlattı.

        Dört yetim kız annesi Zeydi, "Saldırılar çok şiddetlenmişti. Helikopter ve uçaklar üst üste üzerimize bomba yağdırıyordu. Roketatar atışları da eksilmiyordu. Her roketatar saldırıya başladığında adeta yer sallanıyordu. Eşimi bu saldırılarda kaybettik. Evimiz de saldırılarda yıkıldı." ifadelerini kullandı.

        Yetim kalan dört kızına kendisinden başka sahip çıkacak kimsenin olmadığını söyleyen çaresiz anne, kızlarının hayatını korumak için göç etmeye karar verdiğini söyledi.

        Zeydi, şöyle devam etti:

        "Bir gece saldırılar yine çok yoğunlaşmıştı. Eğer kenti terk etmezsek bize uçak saldırılarının hedefi olabileceğimiz söylendi. Sabaha kadar uyumadık. Daha sonra kenti terk etmeye karar verdik. Hazırlığımızı yapıp eşyalarımızı topladık. Yakınlardaki camilerden Esed rejiminin şebbihaları gelip de yakmasın zarar vermesin diye Kuran'ları da topladık. Biz tam araçtayken birkaç metre ötemize roket düştü. Biz kurtulduk ama aynı yolda arkamızdaki araç hedef alındı. Arabanın parçaları etrafa saçıldı. Daha sonra o araçtaki kimsenin cesedine ulaşılmadı. Paramparça oldular."

        Türkiye'nin terörden arındırdığı Zeytin Dalı Harekatı bölgesine intikal eden Zeydi, orada da göç eden insan sayısı çok fazla olduğu için kamplarda yer bulamadığını ve dağa yerleşmek zorunda kaldığını belirtti.

        Zeydi, "Göçtükten sonra ne ev ne de çadır bulabildik. İlk zamanlarda ailelerle çadırlarını paylaştık. Neredeyse üst üste kalıyorduk. O yüzden dağa sığındık. Çok şükür ki sonradan birisi bize yardım etti ve çadır bulduk. Her yerde insan var. Neredeyse gidecek yer kalmadı. O yüzden biz de şu an dağda yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

        Bazen su bile bulamadıklarını aktaran Zeydi, "Abdest alacak, içecek su bulamadığımız zamanlar oluyor. Kızlarım sabah okula giderken su bulamıyorlar. Ölümle kıyaslanacak bir hayat yaşıyoruz. İnşallah bir an önce yurdumuza tekrar döneriz. Bu şartlarda hayat çok zor." değerlendirmesini yaptı.

        - İdlib'de durum

        İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib, rejim ve destekçilerinin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.

        Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı. Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine, Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu başlattı ve önemli ilçelerle, İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi.

        17 Eylül 2018'deki Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana göç edenlerin sayısı 1 milyon 942 bini buldu.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'taki toplantının ardından İdlib'de ateşkes konusunda mutabık kaldı. Ateşkes, 6 Mart saat 00.01 itibarıyla yürürlüğe girdi. Ancak rejim güçleri, bu saatten 10 dakika sonra ateşkesi ihlal etmeye başladı.

        ,Eşref Musa,Muhammed Temim Hocaoğlu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ