Neşet Ertaş vefatının 4. yılında unutulmadı
Hayat görüşü, müziği ve felsefi yönüyle Türk halk müziğinin unutulmaz isimlerinden biri olan Neşet Ertaş, vefatının 4'üncü yılında anıldı
Türk halk müziğinin ve Orta Anadolu Türkmen Abdal Müzik geleneğinin en büyük ozanlarından biri olan, bağlamadaki ustalığı ve eserleriyle derslere konu olan sanatçının hayatı ve eserleri kitap haline getirildi, hakkında belgeseller çekildi. 74 yaşında prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybeden Neşet Ertaş'ın sevenleri, ölümünün 4'üncü yılında ünlü halk ozanını unutmadı.
ÇANKAYA NEŞET ERTAŞ'I "NEREDESİN SEN" DİYE YAD ETTİ
Neşet Ertaş, ölümünün dördüncü yılında Çankaya'da türküleriyle anıldı. Çankaya Belediyesi'nin düzenlediği "Neşet Ertaş anılıyor, gönüller türkülere açılıyor" adlı anma programında, sanatçılar ustanın eserlerini söyledi.
Çankaya Belediyesi, ölümünün dördüncü yılında bozlak ustası, abdal geleneğinin büyük temsilcisi Neşet Ertaş'ı düzenlediği "Neşet Ertaş anılıyor, gönüller türkülere açılıyor" adlı programla andı. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda düzenlenen anma programına Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP Çankaya İlçe Başkanı Selçuk Dereli, Kırşehirli dernek ve vakıf yöneticileri, Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası Başkanı İzzet Yıldırım ve çok sayıda Neşet dostu katıldı.
Gecede sanatçılar Abdurrahman Tarikçi, Zeynep Cihan, Erol Parlak ve İsmail Altunsaray, ustanın eserlerini seslendirdi. Konser büyük ustanın "Neredesin Sen" adlı eseriyle başladı.
Salonu "Merhaba Neşet Ertaş dostları, merhaba Çiçekdağı, merhaba Atatürk'ün dostları, yoldaşları" diye selamlayan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, "Neşet Ertaş bu yalan dünyaya meydana okuyan, gönül dağı kadar yüce bir değerdir" dedi.
Neşet Ertaş'ın gerçek bir abdal olduğunu vurgulayan Taşdelen sözlerine şöyle devam etti:
"Neşet Ertaş Anadolu'dur. Sözü Hacı Bektaş'tan, Mevlana'dan, Yunus Emre'den; sazı Pir Sultan'dan, Aşık Veysel'den, Muharrem Ertaş'tan beslenen Neşet Ertaş Anadolu'nun özüdür, sözüdür. 'Atatürk medeniyet ışığını yaktı' diyen Ertaş'ı, bir cumhuriyet insanını, cumhuriyetin kalbi Çankaya'da anıyoruz. Biz Neşet'i unutmayacağız. Bizim yolumuz, Neşet'in, Pir Sultan'ın, Aşık Veysel'in, Mahsuni'nin, Nazım'ın, Atatürk'ün yoludur."
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise yaptığı konuşmada "Neşet Ertaş'ı anlamak, Türkiye'yi anlamaktır. Cumhuriyetin çınarlarından Neşet Ertaş için bu anlamlı programı düzenleyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen'e teşekkür ediyorum" dedi.
NEŞET ERTAŞ KİMDİR?
Türkülere can veren usta sanatçı Neşet Ertaş, Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Hanım'dır.
İlkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı çalıp türküler söylemeye başladı. Etkilendiği tek kişinin babası olduğunu söyleyerek, "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız." derdi.
Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden garip garip ötersin bülbül?" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı, ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti. Daha sonra Ankara'ya yerleşti. Burada yaşadığı hastalıklar sebebiyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gitti. Çocuklarının eğitimi ve sanat çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına döndü.
Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012'de İzmir'de vefat etmiş, bir gün sonra Kırşehir'de toprağa verilmişti.
İşte Neşet Ertaş'ın en sevilen parçaları;
NEŞET ERTAŞ’IN KENDİ KALEMİNDEN HAYATI
Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana
Kırtıllar köyünde geldin dediler
Babama muharrem, anama döne
Dediysen atayı bildin dediler
Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler
O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile hakka niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler
Zalım kader devranını dönderdi
Tuttu bizi ibikliye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler
Anam döne ibiklide ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler
Yürüdü göçümüz tefleğe doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler
Yozgatın Kırıksoku Köyüne vardık
Bize ana yok mu diyerek sorduk
Adı arzu dediler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler
Neşet Ertaş'ı Kırşehir'de binlerce seveni son yolculuğuna uğurlamıştı.
En küçük kardaşı kayıp eyledik
Onun için gizli gizli ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Yine öksüz yetim kaldın dediler
Zalım kader tebdilimi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza devşirtti
Yardım etti Yerköyüne göçürttü
Biraz da burada kalın dediler
Yerköyden Kırıkkaleye geldik
Babam saz çalarken biz çümbüş aldık
Kırşehire varınca kemanı çaldık
Aferin arkadaş çaldın dediler
Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yere dünür gönderdim
Başlık çok istemişler haberin aldım
İstemiyor yarin seni dediler
Kırşehirde yedi sene kalınca
Düğün düzgün hepsi bize gelince
Burada herkese yer daralınca
Ankaraya gider yolun dediler
Ankarada (sünnetçi) Veysel Ustayı buldum
Epeyce eğleştim, evinde kaldım
Yüz lirayı verip bir yatak aldım
Etti isen böyle buldun dediler
Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulmazsan öldün dediler
Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
Canan acımaz mı garip dostuna
Bunu da içeriye alın dediler