Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Deniz Akkayanın kızı, Deniz Akkaya, kızı Ayşe’yle bambaşka bir kadına dönüştü....

        HT MAGAZİN / ÖMÜR SABUNCUOĞLU

        DENİZ Akkaya ile tanışıklığımız 15 yıl öncesine dayanıyor. Modelliği zirvedeyken bıraktı, ticarete atıldı. Podyumlarda olduğu gibi, o işte de başarılı oldu. Sonra anne oldu. Kızının üzerine titreyen, bilinçli, hassas ve sağduyulu bir anne. Deniz’le yaşamını konuştuk...

        Hayatında her şey yolunda mı?

        Hayatta en önemli şey sağlık ve Allah’a çok şükür sağlığımın doruk yaptığı, kendimi en iyi hissettiğim zamanlarım bu zamanlar. Ailemin, kızımın sağlığı yerinde. Bir süre önce sevdiğim, şimdi pek sevmediğim ama hayatımın bir dönemine dokunan insanlar da sağlıklılar.

        Artık hayatında olmayan insanlar seni hâlâ ilgilendiriyor mu?

        Öyle ya da böyle, geçmişte yüreğinizin dokunduğu bir insanın kötü olduğu bir dönemde benim arkamı dönüp gitmem mümkün değil. Aslan burcu olduğum için çabuk parlayıp, çabuk unutuyorum. Ama ‘Kötü gün dostu’ cümlesini sevmiyorum. İnsan dostsa iyi gününde de yanında olmalı.

        Peki eski sevgililerinle dost kalmayı başarabildin mi?

        Kaldıklarım var ama çok yakın bir samimiyette değilim. Zaten bu mümkün değil. Birçoğumuzun çocuğu oldu, ilişkimizi çocuklarımızı konuşabileceğimiz bir sohbette bıraktık.

        Hayatında kaç dönüm noktası var?

        Dört tane. Birincisi modelliğe başlamam, ikincisi modelliği bırakmam, üçüncüsü hamilelik dönemi, dördüncüsü de kızımın dünyaya gelmesi.

        Hamilelik döneminde, anne olmaktan vazgeçmeyi düşündüğün oldu mu hiç?

        Hiç düşünmedim. Her şeye rağmen çok mutlu bir hamilelik geçirdim. Çok güçlü bir karakterim var biliyorsun. Kararlarımı verdikten sonra ‘Keşke’ diyen bir insan değilim. Annelik en övündüğüm şey, iyi ki Ayşe’yi dünyaya getirmişim.

        Modellik mesleğini yapmıyor olsaydın, şu an hangi mesleği yapıyor olurdun?

        Amerikan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Çok iyi bir sporcuydum ama sporcu olmazdım. Modellik hayalini kurduğum bir meslek değildi, aklımda olmayan bir işi yaptım. Yine hiç düşünmediğim bir mesleği yapıyor olurdum ve yine başarımı konuşuyor olurduk.

        Ailenin seninle ilgili hayalleri nelerdi?

        Babam eski bir bürokrattır. Denizcilik camiasında sevilen bir insandır. Onların daha köşeli bir hayatları var ama asla bağnaz değiller. Bu yaptığımız işler, onlara iş gibi bile gelmiyor. Ama onların iş gibi gördüğü işleri de yani, saati, zorunlulukları, kuralları olan ve yaratıcılık tarafı olmayan işi de ben yapamam. Hayatı çok sevmeme rağmen, bu beni intihara sürükleyebilirdi.

        ‘O DADI O CEZAYI ALACAK’

        Dadıya açtığın dava ne oldu?

        Devam ediyor, aralık gibi sonlanacak. Adalete sonuna kadar güveniyorum. Doğrunun hiçbir şekilde sapmadığını gördüm. O dadı o cezayı alacak. Çünkü yalancı şahitlik yaptığı bal gibi ortada.

        Türkiye’nin en güzel kadınlarından birisin. Yaşlanmak seni korkutuyor mu?

        Ben yaşlanmayacağım, yaş alacağım. Bir insanın yaşlanması için önce içinin çürümesi lazım. Benim içim çürümez çünkü hayatımla ilgili beni temiz, ferah enerjik tutacak şeyleri çözdüm. Hayata beni bağlayan bir çocuğum var. Hep güçlü ve sağlam bir anne portresi görmesini istiyorum. Öncelikle ona olan saygımdan ve sonra da kendime olan sevgi ve saygımdan.

        ‘Daha sabırlı bir insan oldum’

        Ayşe’nin doğumundan sonra değiştiğini düşünüyor musun?

        Önceliklerim ve üslubum değişti. Daha sabırlı, yumuşak ve tahammüllü bir insan oldum. Empati kurmayı öğrendim.

        Ayşe’nin en çok hangi huyunu seviyorsun?

        Herkesle çok çabuk iletişime geçebiliyor. Benim duvarlarım vardır mesela, onu atlamak hem benim hem de karşımdaki insan için zordur. Ayşe’nin kırılma korkusu yok, hemen unutuyor, ben kırılsam kine çevirebiliyorum. İşte çocuk olmanın güzelliği bu. Ayşe bu anlamda bana yol gösteriyor.

        Bu camianın içinde, tek başına bir anne-kız olarak ayakta durmak zor mu?

        Bu camianın hem dışında hem de içinde Cengiz Abazoğlu gibi 15 yıla dayanan arkadaşlıklarım var. Kızım için, kameralar ve ışıltılı dünyadan uzak dengede bir hayat kurdum. Ayşe’ye çok fazla televizyon izletmiyorum. Bazen, “Ben seni televizyonda neden göremiyorum, arkadaşlarım görüyor” diye soruyor.

        Annesinin ünlü biri olduğunun farkında yani.

        Evet, ona, “Kızım bu benim işim ama başkasının işi bambaşka bir iş. Ben buradan para kazanıyorum ama bu bizi diğerlerinden özel ve yetkin kılmıyor. İşimin bir parçası olduğu için ekrana ve gazeteye çıkıyorum” diyorum ve bunu üstüne basarak anlatıyorum. Günün sonunda eve girip kapımızı kapatınca hepimiz biriz.

        ‘İNTİHAR ediyormuş gibi yaptım’

        Hiç intihara teşebbüs ettin mi?

        20’li yaşlarımda âşık olduğum bir erkek arkadaşım vardı. İntihar ediyormuş gibi yaptım ama yapmadığım yarım saat sonra ortaya çıktı. Sonra çok gülmüştük.

        Ticaret nasıl gidiyor?

        Hem marka yüzü olduğum firmalar, hem de kendi bebek markam var. Tekstil işine de devam ediyorum.

        Ticarette hiç battığın oldu mu?

        Henüz hiç para batırmadım ama batsa da her batış bir eğitimdir.

        Kazandığın paraları iyi değerlendirdin mi?

        Aklım hiçbir zaman beş karış havada olmadı ama cimri olarak da anılmadım. Keyfimden, tatilimden geri kalmadım, manasız harcamalar da yapmadım. Artık bir çocuğum olduğu için ayaklarım yere sağlam basıyor.

        ‘Evlenmeye niyetim yok’

        Senin bir ablan var. ‘Ayşe’nin de bir kardeşi olmalı’ diye düşündüğün oluyor mu?

        Çok geniş aileleri olup, birbirine düşman olanları da, tek çocuk olup, kendilerine kocaman aileler yaratanları da görüyorum. O yüzden bu kardeş olaylarının mahalle baskısının uzantıları ve hurafe cümleler olduğunu düşünüyorum. Ayşe ile ilgili böyle bir endişem ve üzüntüm yok.

        Evlenme kararı alırsan...

        Evlenmeye niyetim yok. Çocuğumu çok uzun süre kimseyle aynı evde yaşatmayı, tanıştırmayı düşünmüyorum. Hayatıma girecek olan insana bunu en baştan söylüyorum. Çocuğumun akıl ve ruh sağlığı açısından şu anda hayatındaki erkeklerin, büyükbabaları ve babası olması gerekiyor. Başka bir erkeğin, onun zihninde bir gölge olmasını istemiyorum. Zamanı geldiğinde, “Anneciğim ben seni mutlu görmek istiyorum” diyene kadar bu böyle gidecek.

        Özel hayatına da çok özen gösteriyorsun.

        Çocukların çok acımasız bir dünyaları var. Özel hayatım gazetelere çıkarsa benim çocuğumun kulağına gelir. Ayşe, artık babasıyla aynı evde yaşamadığımızı biliyor. Hayallerinde babasıyla barışma ihtimalimizi düşünüyor olabilir. Bunun olmayacağını ona anlatıyorum. “Bu kim, şu kim?” diye gelip benimle konuşmasını istemediğim için özel hayatımla ilgili konuşmuyorum ve dikkat ediyorum. Bu kararı Ayşe’yi dünyaya getirmeye karar verdiğimde almıştım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ