Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Müjdat Gezen: Bu toplum gülmeyi çok hak ediyor

        Müjdat Gezen, İlker Ayrık ve Aykut Taşkın HT Magazin’den Ece Saruhan’ın sorularını yanıtladı.

        Seneler önce henüz stajyer muhabirken ilk röportajımı Müjdat Gezen’le yapmıştım. Yanında ışıklar içinde uyusun Savaş Dinçel ve çok özlediğim Memet Ali Alabora da vardı. Kendisine heyecanla “Bu benim ilk röportajım” dediğimde, gülümseyerek “Bak görürsün, ben sana uğurlu geleceğim” demişti Gezen bana. Öyle de oldu... Tiyatro aşkım mesleğimle birleşti, tiyatro röportajları peş peşe geldi... Ve bu süreçte Müjdat Gezen, Müjdat Hoca’ya dönüştü benim için, iyi ki...

        28 EKİM’DE PRÖMİYER YAPTI

        Bu kez yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği, ‘7 Hocalı Hürmüz’ adlı müzikal oyunun provasında bir araya geldik Müjdat Hoca’yla... Kendisi, oyunda anlatıcı olarak seyirci karşısına çıkıyor. Hürmüz’ü Birce Akalay’ın canlandırdığı oyunun 65 kişilik kadrosunda, İlker Ayrık, Yonca Evcimik, Ercan Bostancıoğlu, Suzan Kardeş, Ömür Arpacı, Mehtap Ar, Arzu Okay, Can Bana, Aykut Taşkın, Barış Taşkın, Cengiz Okuyucu ve Cengiz Gezgin de yer alıyor. Dekoru Barış Dinçel’in, kostüm tasarımı Leyla Gezen ve Bahar Korçan’ın, müzikleri Emirhan Cengiz’in, koreografisi Pınar Ataer’in, sahne fotoğrafları Ayşegül Dinçkök’ün, afiş fotoğraflarıysa Mehmet Turgut’un imzasını taşıyan müzikli oyun, 28 Ekim’de TİM Show Center’da prömiyer yaptı. Farklı meslek ve tiplerden 6 kocası olan Hürmüz’ün yedinci kocasıyla evlenmesiyle yaşanan olayları mizahi bir dille anlatan oyunu Müjdat Gezen, İlker Ayrık ve Aykut Taşkın’la konuştuk...

        ‘FEMİNİST BİR YAKLAŞIM’

        ‘1881’le Atatürk’ü anlattınız, ardından ‘Sevgi Müzikali’ni yaptınız. Şimdi de seyirciyi, maalesef dünya erkeklerin etrafında dönüyor sanılırken, merkezinde kadın olan bir oyunla selamlıyorsunuz...

        Müjdat Gezen: Bence erkekler kendilerinin yönettiklerini sansalar da aslında dünyayı kadınlar yönetiyor. ‘7 Kocalı Hürmüz’de de bunu sık sık görüyoruz. Zamanında Sadık Abi’ye (Şendil) “Neden bütün oyunlarının isminde kadın var?” diye sormuştum. ‘7 Kocalı Hürmüz’, ‘Kocamın Nişanlısı’, ‘Çılgın Yenge’, ‘Azgın Gelin’, baksana oyunların isimlerine… Bana “Evladım bizde erkek tiyatroya gitmez, kadın onu tiyatroya götürür, o yüzden isimler böyle” demişti. Bu bana büyük bir ders olmuştu. ‘7 Kocalı Hürmüz’ü sahneye koyarken alt metninde küçük bir değişiklik yaptım, Sadık Abi de böyle olmasını çok isterdi. Hürmüz bu işi para için yapmıyor. Haremde ona biraz çektirmişler. Gözdelerinden olduğu harem dağıldıktan sonra “Erkeklerden intikam alacağım” diyor. Yani meselenin özünü paraya dayandırmadık, feminist bir yaklaşımımız oldu.

        İlker Ayrık: Oyunun, kadının arkasında durması, kadına gösterilmeyen ama gani gani hak ettiği saygıyı sahne üzerinde vermeye çalışması bakımından zamanlama manidar diyorum.

        Hem yapımcı hem yönetmen hem de anlatıcısınız Müjdat Hocam...

        M.G.: Evet. Oyunun başında Sadık Şendil’in kim olduğunu ve ‘7 Kocalı Hürmüz’ü nasıl yazdığını anlatıyorum. İnsanlar ‘7 Kocalı Hürmüz’ sahnede çok oynandı zanneder ama öyle değil. En son 19-20 sene önce yine ben sahneye koymuştum, Nükhet de (Duru) muazzam oynamıştı. O oyunda rol alan isimlerden Ercan Bostancıoğlu, bu oyunda da var. 82 yaşında, teksti ilk o ezberledi. Hastanede önemli bir ameliyat oldu. Ziyaretine gittiğimde elinde tekst vardı, ezber yapıyordu. Tiyatro böyle bir soluktur işte, insana iyi gelir.

        REKLAM

        ‘BİRCE SAHNEYE ÇOK YAKIŞIYOR’

        Oyunun Hürmüz’ü Birce Akalay. İlk kez tiyatro sahnesinde izleyeceğim kendisini, heyecanlıyım...

        M.G.: Emin ol heyecanın boşa çıkmayacak. Tiyatro bölümü mezunu, dans eğitimi var, sesi çok güzel. Bugüne kadarki en genç Hürmüz o. Ben sahneye bu kadar çok yakışan çok az insan gördüm. Çok memnunuz kendisinden. Zamanında sinemada Türkan (Şoray) harika oynadı. Ayten Gökçer ve Ayfer Feray da unutulmaz Hürmüz’lerdi. Bizim kızın da maşallahı var.

        Oyunda bol bol İstanbul türküsü dinleyeceğiz.

        M.G.: Atilla Özdemiroğlu’nun ailesine ‘Tanrım’ şarkısını bana armağan ettikleri için teşekkür ediyorum. O şarkı olmadan, Hürmüz öksüz kalırdı. İstanbul türküleriyse Sadık Şendil’in vasiyetidir. Yıllar önce bana “Bu oyunun, İstanbul türküleriyle oynanmasını çok isterim evladım” demişti.

        Aykut Taşkın: Ben hallacı oynuyorum. Kocalar arasında en hatta tek sahtekâr olanı, diğerleri saf.

        M.G.: Evet, 2 karısı var.

        A.T.: Biri Hürmüz, biri de Suzan Kardeş’in canlandırdığı Havva.

        M.G.: Habire dayak yiyor Suzan’dan.

        A.T.: Suzan’ın da eli ağır maşallah! Şaka bir yana, çok güzel bir prova süreci geçirdik, çok mutluyuz.

        Bir de şanslı koca var...

        İ.A.: Buyurun, o şanslı koca benim. 6. koca yani Hürmüz’ün âşık olduğu koca. Oynadığım karakter bir jön komik.

        M.G.: Aykut ve İlker benim öğrencilerimdi, artık meslektaşlarım. Mezun oldukları okulda hocalık da yapıyorlar. Bunlar çok güzel duygular, çok şükür!

        ‘HER İŞİN BAŞI SEVGİ’

        Ne zaman bugün hepsi ülkemizin tanınmış oyuncuları olan öğrencilerinizle bir araya gelsem, sizin için “Bize önce sevgiyi öğretti” diyorlar...

        M.G.: Ne mutlu bana! Her işin başı sevgi. Bu dünyadan giderken hiçbir şey götüremiyorsun, sadece mutluluklar götürebiliyorsun. Öğrencilerimi ve insanları mutlu etmeyi başarabildiysem ne âlâ!

        İ.A.: Ben okula 1999 yılında girmiştim. Hâlâ hocamın dizinin dibinde olmak çok gurur verici, çok özel ve önemli.

        ‘7 Kocalı Hürmüz’ seyirciyi hasret kaldığımız şeyde, birlikte atılacak kahkahalarda buluşturacak. Bu ne hissettiriyor size?

        İ.A.: Dizlerim titredi siz böyle söyleyince. Türk tiyatrosunun klasik eserlerinden birinde, hocamın rejisiyle, böyle coşkulu bir kadroyla sahneye çıkıyor olmak muazzam bir şey. Derdimiz bu coşkuyu herkesle paylaşmak. Seyirciyi harikulade bir dekorun, muazzam bir temponun, şarkıların, dansların

        ve sonuna kadar kahkahanın birlikte olduğu bir oyun bekliyor.

        M.G.: Gülmek tam da insana yakışan bir şey. Yalnız insan güler, insan yalnız insana güler. Bir başka şeye gülüyorsa onda insandan parçalar bulduğu içindir. Papağana konuştuğu, maymuna insan gibi hareket ettiği için güleriz. İnsanın üstünde bir yaratık yok ki gülmeyi bu kadar hak ediyor olsun. Bu toplum da gülmeyi çok hak ediyor. Bu oyun, bu hakkı vermek istiyor.

        REKLAM

        ‘Şevket, müthiş bir şövalye’

        Öğrencilerinizden konuşmuşken, Şevket Çoruh’un kulaklarını çınlatmadan olmaz. Ne baba bir adamdır ki varını yoğunu ortaya koyup bize Baba Sahne’yi armağan etti...

        Müjdat Gezen: Öyle! Şevket, dizilerden ve sinemadan kazandıklarını evvela antika arabalara yatırdı. Sonra bir gün bana “Seni bir yere götürmek istiyorum” dedi. Kadıköy’de, izbe bir bodrum katı... “Burayı alıyorum” dedi. “Yatırım amaçlı mı? Ne yapacaksın?” diye sordum. “Tiyatro” dedi. “Yapma” dedim. “Sen yaptın, ben de yapacağım” deyince, “O zaman ne lazımsa hazırım” dedim. Bütün o antika arabaları satıp Baba Sahne’yi kurdu. Şevket müthiş bir şövalye. Genç yaşında hakikaten baba gibi bir davranış yaptı.

        ‘Sanat, tutkal gibidir’

        Müjdat Gezen Sanat Merkezi kundaklandığında, öğrencilerinizin açtığı “Okulu yakacağına çayın altını yaksaydın, sohbet ederdik” pankartını hiç unutamıyorum. Bütün o karanlığın içinde nasıl aydınlık ve birleştirici bir mesajdı...

        Müjdat Gezen: O süreçte beni çok duygulandıran şeyler yaşandı. Halk çok güzeldi... AKP, CHP, MHP, İşçi Partisi ve Vatan Partisi’nin grupları aynı otobüsle geçmiş olsuna geldi. Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı taraftarlar birlikte konvoy yapıp bayraklar açtı. Bunlar çok birleştirici unsurlardı. Türk toplumunun en çok gereksinim duyduğu şey birleşmek. Hele şu dönemde...

        Ve sanat birleştiriyor.

        M.G.: Evet, kesinlikle! Sanat, tutkal gibidir.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ