Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Fantezi, aksiyon ve müzikal türündeki “Wicked: İyilik Uğruna” (Wicked: For Good), geçtiğimiz yıl yine kasım ayında seyrettiğimiz “Wicked” filminin devamı veya ikinci bölümü… Aslına bakarsanız, iki parça halinde seyrettiğimiz tek bir film.

İlk film, Batı’nın Kötü Cadısı olarak anılan Elphaba’nın (Cynthia Erivo), bebekliğine kadar uzanan bir büyüme hikâyesi anlatıyordu. Yeşil teni nedeniyle doğduğu andan itibaren ayrımcılığı yaşayan Elphaba, doğa üstü güçlere sahipti. Hayvanların insanlarla eşit haklara sahip olması için verdiği mücadelenin sonunda Oz Ülkesi’ni yönetenler tarafından suçlu ilan edildi. Üniversitedeki Büyü Bölümü Başkanı olan Madame Morrible (Michelle Yeoh) ve Muhteşem Oz Büyücüsü’nün (Jeff Goldblum), teklif ettiği iş birliği önerisini reddetti. Konuşan hayvanların haklarını kaybettiği bir ülkede, güçlerini iktidar lehine kullanmaktansa Kötü Cadı olarak anılmayı tercih etti. Üniversitede önce rakibi sonra arkadaşı olan Glinda (Ariana Grande) ise Madame Morrible ve Oz Büyücüsü’nün desteğiyle halkın çok sevdiği bir büyücü haline geldi. Oysa büyü becerileri, Elphaba ile karşılaştırılamayacak kadar sınırlıydı.

İkinci filmin başında, Glinda’nın sevgilisi, Elphaba’nın yakın arkadaşı olan Fiyero’yu (Jonathan Bailey) Batı’nın Kötü Cadısı’nın peşine düşen ekibin başında görüyoruz. Elphaba yol inşaatlarında köle gibi çalıştırılan hayvanları özgürlüğüne kavuşturmak için eylemlerine devam ederken Madame Morrible, Glinda ve Fiyero’nun nişan törenini duyuruyor halka.

Film ilerledikçe, Glinda’nın, Elphaba’nın adını temize çıkarmak istemesine ve Oz Büyücüsü ile ikisini uzlaştırmaya çalıştığına tanık oluyoruz. Ama olaylar geliştikçe Glinda, Fiyero ve Elphaba arasındaki ilişkiler giderek karmaşık, zor ve acı verici hale geliyor.

“Wicked: İyilik Uğruna”, karakterlerin dans edip şarkı söylediği bir müzikal... 1939 tarihli Hollywood klasiği “Oz Büyücüsü” (The Wizard of Oz) ile aynı dünyada geçiyor. Yani, 20. Yüzyıl başında hayal edilmiş bir masal alemindeyiz. Ama eski usul müzikallerden ayrılan bir enerji ve dinamizme sahip. Aksiyon ve fantezinin en az müzikal janrı kadar baskın olmasının yanı sıra farkının asıl ortaya çıktığı nokta, karakterlerinin yaşadığı duygusal karmaşalar… Merkezdeki üç karakter arasındaki ilişkiler ve iç çatışmaları, müzikalin şov tarafının altında ezilmiyor. Öyle ki, şarkı söylemeye başladıklarında olup bitenlere yabancılaşmıyorsunuz. Sözler, içlerinde bulundukları ruh halini yansıtıyor; düetler düşüncelerin dile getirildiği anlamlı diyaloglara dönüşüyor. Yönetmen Jon M. Chu ilk filmde olduğu gibi tüm filmi gösterişli bir özel efekt şovuna dönüştürüyor. Başarısının asıl sırrı ise hiç kuşkusuz senaryoda saklı…

“Wicked” (2024) ve “Wicked: İyilik Uğruna”nın (2025) temelinde 2003 tarihli iki perdelik bir Broadway müzikali var. Ama ondan önce adı anılması gereken üç kaynaktan daha söz etmek gerekiyor. İlki, Frank L. Baum’un 1900 yılında yayımlanan romanı “The Wonderful Wizard of Oz” elbette…. İkincisi, romanla aynı adı taşıyan 1939 tarihli Hollywood yapımı müzikal film… Üçüncüsü, Gregory Maguire’ın, 1995’te yayımlanan ve Oz Ülkesi’nde geçen “The Life and Times of the Wicked Witch of the West” adlı romanı… Asıl kaynak ise Stephen Schwartz ile Winnie Holzman’ın, ilk kez 2003 yılında sahnelenen ve büyük başarılara imza atan “Wicked” adlı sahne müzikali… Winnie Holzman ve Dana Fox, Gregory Maguire’ın romanından esinlenen bu Broadway müzikalinin dramatik omurgası üzerinden yazıyorlar her iki filmin senaryosunu.

İlk filmi, “20. Yüzyıl sinemasının Malefiz, Cruella gibi kötü şöhretli kadınları”na farklı açıdan bakan yaklaşımı ve iyilik – kötülük kavramlarını sorgulayan yanlarıyla sevmiştim. Glinda ve Elphaba arasında karşılıklı nefretle başlayıp dostluğa dönüşen; Fiyero’nun gelişiyle duygusal açıdan karmaşık hale gelen ilişkinin de iyi ele alındığını düşünmüştüm. İkinci filmi öncelikle bu temaları devam ettirip biraz daha derinleştirdiği için sevdim. Ama asıl olarak, olayların 1939 tarihli filmdeki olay örgüsü ve karakterlere bağlanması ilgimi çekti. Yeniden anlatılan popüler bir Amerikan masalı var karşımızda. O filmde olup biten her şeyin yeniden yorumlanması bir yana, “asıl hikâyenin anlatılması” gibi bir büyük iddia var burada ve bu iddianın altından kalkılıyor.

Aslına bakarsanız, fırtınayla Oz Ülkesi’ne gelip kahraman olarak evine dönen küçük Dorothy için değişen hiçbir şey yok. O her şeyi roman veya filmdeki gibi yaşıyor. Asıl değişikliği, onun dışındaki dünyada görüyoruz. Filmde yüzünü hiç göremediğimiz Dorothy’nin Oz’da yaşadığı her olayın altında bambaşka şeyler olduğunu keşfediyoruz. Dorothy, farklı kişilerin yaptıkları farklı planların bir oyuncusu aslında. Onu Oz’a getiren fırtına dahil birçok önemli olay, değişik bakış açılarıyla geliyor karşımıza. Bu arada, yol arkadaşları Korkuluk, Teneke Adam ve Korkak Arslan’ın geçmişte kim olduklarını da öğreniyor; Muhteşem Oz Büyücüsü olarak anılan kişinin hikâyesine farklı açıdan bakıyoruz. Tüm bunlar, “Wicked: İyilik Uğruna”yı, orijinal romanı okuyanlar ve 1939 yapımı filmi seyredenler için sürprizli, eğlenceli ve düşündürücü hale getiriyor.

İlk film, özünde Elphaba’nın trajedisini anlatıyordu. Doğaüstü güçleri, kırılganlığı, sevgi arayışı ve duyguları arasında kalan ama doğruluktan sapmak istemeyen bir genç kızın büyüme öyküsünü seyrediyorduk. Kendi kaderini elinde tutan bir karakterdi Elphaba ama hikâyesini bu kez Glinda ile Fiyero’nun aldığı kritik kararlar şekillendiriyor. Karakter değişimi yaşayan da Elphaba değil zaten. Çünkü asıl değişim, Glinda’da gerçekleşiyor. Oz Ülkesi’ndeki konumunun onu hangi yönde değiştireceği sorusu, hikâyenin yönünü belirliyor.

İlk filmde güçlü bir karakter değildi Glinda. Kaldı ki, Elphaba gibi çok zor durumlara düşmüyordu. Bu kez birçok krizle karşılaşıyor, ikilemlerle yüzleşiyor. Pişmanlıklar, vicdani hesaplaşmalar, çelişkiler yaşıyor. İşte bu yüzden, “Wicked: İyilik Uğruna” öncelikle Glinda’nın filmi… Geçen filmde yardımcı oyuncu kategorisinde Oscar’a aday gösterilmişti Ariana Grande. Bu kez, ilk filmden daha iyi ve etkili bir performans çıkarıyor.

Elphaba ile Fiyero üzerinden baktığımızda tercihler, Glinda üzerinden baktığımızda ise vicdan üzerine bir film seyrediyoruz. Aşk için her şeyin göze alındığı, çok şeyin kaybedildiği bir film “Wicked: İyilik Uğruna”… Ama en duygusal ve etkili sahneleri itibarıyla aşktan ziyade arkadaşlığın değeri ve gücünü öne çıkaran bir film seyrediyoruz.

İlk film “Wicked”da olduğu gibi burada da en kolay şey, yöneticilerin kitleleri yönlendirmesi aslında… Hikâyede kendi adıma en çok dikkatimi çeken noktalardan biri bu oldu: Oz halkını nereye isterseniz oraya yönlendirebiliyor; gerçekleri istediğiniz gibi şekillendirebiliyorsunuz. Her tür manipülasyona açık halleriyle 21. Yüzyıl’ı fazlasıyla aklımıza getiriyorlar. Halkın cadı avını canı gönülden desteklediği sahnelerde Oz Ülkesi, tüm o masalsı güzelliğini kaybedip nerdeyse bir kabusa dönüşüyor. Halkın, “Elphaba ile arkadaşlığıyla ilgili olarak ne diyecek?” diye büyük bir merakla Glinda’ya baktığı sahnede, kitlelerin hakikate değil, sadece hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.

Adından da anlaşılacağı üzere “iyilik uğruna” nelerin feda edilebileceğini, göze alınabileceğini sorgulayan bir film seyrediyoruz. İlk bakışta, iyimser bir Hollywood masalı gibi görünüyor. Aydınlık ve umutlu bir yanı olduğu inkâr edilemez ama olup bitenler üzerine düşündüğümüzde karamsar yanı azımsanamaz bence. Elphaba’nın kendisine biçilen imajla savaşmayı umursamaması kayda değer bir nokta. Başkalarının düşüncelerine önem verme noktasını geçmiş durumda. Karakterler için hakikate ulaşma çabasının bedeli gerçekten ağır oluyor.

1939 yapımı filmin sonunda bir kız çocuğu iki cadıyı öldürmesinin yanı sıra Oz Büyücüsü’nün foyasını da çıkarır ortaya. Evine döndüğünde daha olgun bir kızdır artık. Yaklaşan savaşın kendini hissettirdiği, ülkelerin, halkların kahramanlara ve umuda ihtiyaç duyduğu bir dönemin filmidir “Oz Büyücüsü”… Dorothy, Korkuluk, Teneke Adam ve Arslan’la birlikte ABD’yi ve onun gücünü temsil eder. Hep birlikte sahte liderleri, illüzyonları alt edecek güçleri vardır.

21. Yüzyıl’da çekilen iki “Wicked” filmindeki Oz ise liderlerin halkı kolaylıkla yönetip manipüle ettiği tehlikeli bir ülke... Dorothy ise bir komplonun saf kuklası… Başta Oz Büyücüsü olmak üzere korkutucu olan, yöneticilerden ziyade liderlerin sözüyle cadı avlamaya çıkan halkın acımasızlığı ve bilinçsizliği aslında. Kaldı ki, finalde her şey buna göre dizayn ediliyor.

Tüm bunlar, alt metinlerden çıkan yorumlar. Filmin kendisi ise özel efekt mühendisliğiyle gerçekleştirilen çağdaş bir masal… Şarkılar da hiç fena değil. Özellikle finale doğru dinlediğimiz “For Good” adlı Elphaba – Glinda düeti, listelerde yükselebilir.

7/10
Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar