Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sağlık Özal'ın otopsisiyle ilgili detaylar

        Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ölümüyle ilgili iddialara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında mezarının açılarak inceleme yapılmasına karar verdiği 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının üzerinden 19 yıl geçtiğine dikkati çeken adli tıp uzmanları, incelemenin çürümeye dayanıklı diş, kemik, tırnak, kıl, saç gibi dokular üzerinde yapılabileceğini ve böyle bir çalışmada kişinin ölümüne neden olabilecek toksit etki gösteren bazı kimyasalların saptanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

        Adli tıp uzmanları, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın ölümünün üzerinden 19 yıl geçmiş olması nedeniyle eğer tahnit (bozulmaması için ölüyü ilaçlama) edilmediyse, yumuşak dokular kaybedildiğinden incelemenin diş, kemik, tırnak, kıl, saç gibi dokular üzerinden yapılacağını kaydetti.

        Bu dokular üzerinde yapılan incelemelerden, kişinin ölümüne neden olabilecek toksit etki gösteren bazı kimyasal maddelerin saptanabileceğini belirten uzmanlar, tek seferde yüksek dozda ya da uzun süre içinde küçük dozlarla uygulanarak, akut veya kronik zehirlenme sonucunda bir organ ya da sisteme hasar veren civa, kurşun, arsenik, kadmiyum gibi kimyasalların bu şekilde tespit edilebildiğini bildirdi. Uzmanlar, incelemeye tabi tutulan dokularda makroskopik ve mikroskopik bulguların da belirlenebileceğini ifade etti.

        Adli tıp bilimleri acısından ilk akla gelen kimyasalların belli bir dozda veya belli süre için uygulanması halinde, kemik, diş, tırnak, saç gibi dokularda birikebileceğini vurgulayan uzmanlar, öldürme girişimi açısından yapılan bir incelemede bunların dışında araştırma sürecinde akla gelmeyen bazı karışımlar ya da yeni üretilmiş kimyasallarında göz önünde tutulması gerekeceğine dikkat çekti.

        Mezarın bulunduğu alandaki bazı kimyasalların da dokulara geçebileceğini belirten uzmanlar, dokularda toksik etki gösterebilecek kimyasala rastlanması halinde, kabrin içindeki ve çevresindeki toprak örnekleri de incelenerek toksik maddenin topraktan kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesinin önemli olduğunu vurguladı.

        PROF. DR. ŞEBNEM KORUR FİNCANCI

        İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, aradan geçen zaman düşünüldüğünde, elde edilebilecek, kemik, kıl, saç gibi dokulardan zehirlenme olup olmadığı konusunda inceleme yapılabileceğini kaydetti.

        Fincancı şunları söyledi:”Mezar açıldığında mutlaka vücudun alt kısmında bulunan, baş, göğüs ve karın bölgesine denk gelen topraktan da örnekler alınıyor. Çünkü bazı zehirler çürüme sırasında toprağa geçebiliyor. Kefen bezinden örnekler alınıyor. Vücut sıvıları çürüme sırasında kefen bezi tarafından emildiği için oradan örnekler alınabilir. Kemik dokuda yaralanmalar, kırıklar varsa belki onlar tespit edilebiliyor ama böyle bir şey olması çok olanaklı değil gibi duruyor. Yumuşak doku kalmadığı için yumuşak dokudan yapılacak incelemeleri yapabilmek olanaklı olmayacak. Bunlar da, vücudundaki yaralanmalar, organlarla ilgili hastalıklar, verilen bir madde varsa onların etkilerini gösteren bir takım bulgular. Kan ve idrarda bir takım maddelerin araştırılması, bu kadar seneden sonra olanağı olmamalı”

        Kemikte, kefen bezinde ya da toprakta saptanabilecek maddelerin sınırlı olduğunu belirten Fincancı, Adli Tıp Kurumu’nun Avrupa Laboravutarlar Birliği’ne akredite laboratuvarları bulunduğunu, Türkiye dışında inceleme yapılmasına ihtiyaç duyulmayacağını düşündüğünü kaydetti.

        Fincancı, ”Muhtemelen kurumdakiler incelemeyi yapacak. Şöyle olabilir, daha özenli bir iş yapmak için bir kaç örnek alınıp farklı laboratuvarlarda doğrulayıcı testler yapılabilir. Kuşku olabilir, tartışmalı olabilir, bir kaç

        örnek alınarak kuşku da ortadan kaldırılabilir” dedi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ