Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Kaftandan cübbe olur mu?

        Şükran ÖZÇAKMAK/AHT

        Türk Tarih Kurumu, Türk tarihine katkıda bulundukları gerekçesiyle, başta İsrail ve ABD’den olmak üzere yabancı ve yerli 62 tarihçiyi ‘Yavuz kaftanı’ cübbesiyle şeref üyesi ilan etti. Tarihçilerin giydiği kaftan ise 'dua eden insan motifleriyle' süslenmişti. Tarihçilere sorduk: “Kaftandan cübbe olur mu?”

        'Türk tarihini hatırlatan bir şey'

        Prof. Dr. Mehmet Metin HÜLAGÜ:

        Türk Tarih Kurumu’na şeref üyesi seçiyoruz. Yurt içinde yurt dışında, kendi alanında öne çıkmış isimleri seçtik. "Bir tören yapalım, bir cübbe giydirelim" dedik. "Ama cübbenin özelliği, bir farkı olsun, madem ki Osmanlı tarihini çalışıyorlar o zaman Osmanlı tarihini ilgilendiren bir cübbe olsun" dedik. Türk tarihi konusunda yurt dışında, İngiltere'de doktora çalışması yapan, doktorasında bu konu üzerinde çalışan bir arkadaşımızın önerisiyle Yavuz Sultan Selim’in Tebriz’i aldıktan sonra muhtemelen oradan getirmiş olduğu sanatçıların çizdirdiği bu motifi seçtik. Var olan, Topkapı Sarayı’nda sergilenen bir kaftanın üzerindeki 'dua eden insan' figürünü seçtik ve kaftan hazırladık. Osmanlı ayrı Cumhuriyet ayrı mı, nasıl düşünülüyor bilemiyorum? Cumhuriyet'ten geriye doğru; Osmanlı’yı, Göktürkler’i, Selçuklu’yu veya daha eski dönemleri çalışan tarihçileri şeref üyesi olarak kabul ediyoruz. Ve kaftan giydirerek de Türk tarihini resmeden, hatırlatan bir şey yapıyoruz. İlk defa bizim yaptığımız bir şey değil. Osmanlı tarihinde bunun örneklerini görüyoruz. Bunda eleştirilecek,garipsenecek ne var anlayamıyorum.

        'Osmanlı tarzı ödüllendirme'

        Türk Sanat Tarihçisi, Yazar ve Akademisyen Prof. Dr. Nurhan ATASOY

        Osmanlı dünyasında kaftan, aslında bir madalya gibidir. Buna hilat denilir. Bir insanın hizmetinden memnun olunmuşsa ona bir onur vermek için hilat verilirdi. Osmanlı’da bazı padişahlar çok memnun kaldıkları kişilere bazen 7 kat kaftan giydirdi. Bu, elçilere de verilirdi. Bu bir Osmanlı tarzı ödüllendirmedir.

        'Anlamları aynı'

        Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Üçler BULDUK:

        Birbirinden farklı değil, ayrı anlam taşımıyorlar. Cübbe ve kaftan aynı anlam ifade ediyor.

        'Dua eden insan motifli kaftan olmaz'

        Sanat Tarihçi Doç. Dr. Hülya TEZCAN:

        Kaftan; önden açık, yakasız, dirseğe kadar veya kısa kolu olan bir üst giyimin genel adı. Cübbe ise daha bol ve kolsuz, pelerin tipi bir şey. Orada bir şey yok. Ancak Yavuz Sultan Selim’in dua eden insan motifli kaftanı yok. Sanat tarihinde böyle bir ifade yok. Kişi hayal etmiştir. Böyle bir motifi hayal edip yola çıkmak çok büyük bir hata. Ben 35 yıl Topkapı Sarayı’nın kumaş ve padişah elbiseleri bölümünde görev yaptım, Yavuz veya Fatih Sultan Selim’in böyle figürlü kaftanı yok.

        'Komik bir taklit'

        Tarihçi M. Ali KILIÇBAY:

        Kaftan ile cübbe aynı şey değil. Bu son derece komik bir olay. Padişahlar birilerini onurlandırmak isterse kaftan giydirirlerdi. Onun gibi bir şey yapıyorlar. Osmanlılara dönüş gibi bir şey yapıyorlar. Komik ve can sıkıcı. Geçmiş, artık tarihe gömülü birşeyin taklit edilmesi, hemde bu kadar komik bir şekilde taklit edilmesi kötü bir şey.

        'Kaftandan cübbe olmaz'

        Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf HALAÇOĞLU:

        Kaftandan cübbe olmaz. "Ben yaptım oldu" deniliyorsa başka! Kaftan, Osmanlı döneminde vezirlere, şeyhülislama giydirilirdi. Kaftan bir rütbe sembolü. Yavuz’a giydirilen kaftanı bilimadamlarınamı giydirecekler? Ne söylenir bilemedim!

        'Cübbeyi ulema, kaftanı padişah giyer'

        Fatih Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr.Erdoğan KESKİNKILIÇ:

        Kelime anlamı itibarıyla biraz farklılık var. Kaftan, padişahın sembolüdür. Osmanlı’dan bugüne cübbe ulemanın giydiği kisvedir. Bu da sembolik bir anlam taşır. Cübbe, Osmanlı’da bürokratik seviyeyi gösterir. Sadece üzerinde kisve değil başındaki sarık da onu gösterir. Padişahın, veziriazamın, ulemanın, memurların cübbesi ayrı ayrıdır. Örneğin hukukuda ulema temsilettiği için hukuk adamlarıda cübbe giyerdi. Mesela şeyhülislam cübbe giyerdi, kazaskerde. Çünkü kazasker de hukukun temsilcisidir ve aynı zamanda ulema kökenlidir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ