Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Enfeksiyon ve Salgın Yeşilbağ, yaptığı açıklamada, domuz gribinin Türkiye gündemine 2009 yılındaki büyük salgınla girdiğini söyledi.

        Yeşilbağ, yaptığı açıklamada, domuz gribinin Türkiye gündemine 2009 yılındaki büyük salgınla girdiğini söyledi.

        Bu hastalığın insanlarda görülen ancak domuzlardaki virüse çok benzemesi nedeniyle bu adla anıldığını dile getiren Yeşilbağ, "Bu virüsler sadece insanlarda değil, hayvanlarda da önemli hastalıklar oluşturur. Başta su kuşları olmak üzere kanatlı hayvanlar, atlar ve domuzlar, bu virüsün etkilediği başlıca hayvan türleridir. Gerek bu hayvan türleri arasında gerekse bu hayvanlardan insanlara virüs geçişi olabiliyor" diye konuştu.

        Domuz gribi virüsünün genellikle yakın temasla bulaştığına dikkati çeken Yeşilbağ, domuzlarla yakın temasta olanlar ve bu hastalığa yakalanmış kişilerden sirayet olmak üzere iki önemli risk grubu bulunduğunu bildirdi.

        Yeşilbağ, bu süreçte insanların yakın temasta olmasının hastalık riskini artıran bir faktör olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

        "Etkili temasın yaklaşık bir metre mesafede gerçekleşen temas olduğunu söyleyebiliriz. Bunun dışında öksürük, hapşırık gibi durumlarda solunum sisteminden çıkan damlacık adını verdiğimiz çok küçük partiküller virüsü hapseder ve havada asılı kalarak uzak mesafelere yayılma durumu söz konusu olabilir. Bu, özellikle toplu barınma alanları, toplu taşıma araçları ve kalabalık ortamlarda önemli bir risk faktörüdür. Bu enfeksiyonlar insanlarda genellikle çok ağır seyirli bir tablo oluşturmaz. İnfluenza enfeksiyonları insanlarda özellikle altta yatan ikinci bir hastalık olduğunda daha riskli duruma gelir ve ölümlere yol açabilir. Bu sadece domuz gribi değil, diğer grip türlerinde de karşılaştığımız bir tablodur."

        "En tehlikeli dönem mart ayı"

        Türkiye'de bu yıl domuz gribi olarak bildirilen vakaların dağılımına bakıldığında bu ay yaygınlaştığının görülebileceğini anlatan Yeşilbağ, söz konusu virüsün senenin ilk ayında birkaç kişiyi etkilediğine değindi. Yeşilbağ, şunları kaydetti:

        "Mart ayına geldiğimiz zaman haftalık vaka sayısının 70 civarına ulaştığı görülüyor ki buna paralel olarak ölümlerin de arttığını görebiliyoruz. Grip, birçok insanı etkileyen bir hastalık ve birçok insanda hafif seyirle geçebiliyor. Peki gripten neden korkuyoruz? Farklı virüslerin aynı ortamda bulunması durumunda birbirlerine farklı antijenik yapılarını aktarmaları nedeniyle yeni virüs tipleri ortaya çıkıyor. Bu da yeni salgınları, daha patojen virüs türlerini ortaya çıkarıyor. İşte insanlık olarak korktuğumuz asıl tablo bu noktadır. Grip virüslerinin sürekli değişen yapısı nedeniyle bir önceki yıl hazırlanan aşılardaki virüslere karşı koruyucu olmayabiliyor. Bunun temel nedeni, mutasyonlar nedeniyle virüsün değişime uğramasıdır. Dolayısıyla aşıların koruyuculuk düzeyi yüzde 30-90'dır. Bu yılki değerlendirmelerde uygulanan aşının koruyuculuk düzeyinin düşük olduğu görülüyor. Türkiye'de grip kaynaklı ölümlerin yüzde 70'i domuz gribi virüsünden kaynaklanıyor. Diğer ölüm olayları da maalesef normal grip virüsü olarak tanımlayacağımız virüslerden kaynaklanıyor. Bu noktada baktığımız zaman önümüzdeki kısa bir süreç içinde bu epideminin sonuçlanacağını, çok önemli kayıpların devam etmeyeceğini düşünüyoruz."

        Domuz gribinde insandan insana bulaşmanın Türkiye'deki yayılımın temel nedeni olduğuna dikkati çeken Yeşilbağ, hasta insanlarla temasın kısıtlanması ve kişisel hijyen önlemleri uygulanmasının başlıca korunma yöntemleri olduğunu sözlerine ekledi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ