Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘Sadece play’e basarak olmaz’ DJ Serdar Ayyıldız röportajı

        Mehmet Emin DEMİREZEN / HT CUMARTESİ

        Türkiye’nin eski müzik adamlarından, 21 yıldır sektörde hatta daha net söyleyeyim dinozorlardan... Dünyanın dört bir yanındaki partilerin DJ kabininde, insanları coşturuyor. Müzik otoritelerine göre dünyanın en sağlam 10 mekânından biri olan Ibiza Ushuaia’nın da yıldızı. Söz ettiğim kişinin adını mutlaka duymuşsunuzdur, Serdar Ayyıldız... Daha önce Tarkan, Ferhat Göçer, Mustafa Ceceli gibi isimlerle iş yapan Ayyıldız bugünlerdeyse Soner Arıca, Yeşim Salkım, Atiye ve Yıldız Tilbe gibi ünlülerle birlikte çalışıyor. Ayrıca Selami Bilgiç ile açtığı İstanbul DJ Academy’de hem eğitim veriyor hem de mesleğinin prestijini korumaya çalışıyor. Serdar Ayyıldız ile akademisinde buluştuk.

        DJ’lik eğitimi verme fikri nereden çıktı?

        7 yıl önce bu sektörde eğitiminin eksikliğini hissettim. İspanyol bir elektronik müzik firmasıyla anlaşma yapıp onların çatısı altında eğitim vermeye başladık. Güzel gitti, farklı yaş ve meslek gruplarından kişilerin bu işe bayağı merakı olduğunu gördüm. Birçok usta var ama onlar alaylı.... Bize gelip eğitimini de almak ve profesyonel olmak istiyorlar.

        Hangi profilden öğrencileri tercih ediyorsunuz?

        Çok öğrenciye ayıracak zamanımız yok. 10 ya da 15 öğrenciye ders verecek şekilde kendimizi hazırladık. Maddi imkânı olmayan insanlara yılda 2 kez kurs açıyoruz. Bu iş masraflı... Çünkü kullanılan cihazlar pahalı. Hem kulüpleri gezmeden de olmaz. Büyük bir AVM’nin CEO’su da bizim öğrencimiz, bir diş hekimi de.

        DJ’liği cazip kılan şey ne?

        Müzik tutkuları... Ama bu noktada ailelerin önyargıları devreye giriyor. Bunları yıkmak zor. Hâlâ babam öğretmen olmamı ister. Çok baskı var, baskılardan yılıp kafa dağıtmak isteyenler bu sektörü tercih ediyor.

        Teknolojiyle DJ’lik hangi noktaya evrildi?

        İş çok saçma bir yere geldi. Vine gibi sosyal medya fenomenleri çıktı. Sadece play’e basarak olmaz. Bunlar ünlüler ya da anne-babasının ününün arkasına sığınan çocuklar... Bir de komedi yapanlar da kabine geçiyor. Eğer komiklik yapmak istiyorlarsa sirke gitsinler.

        Kabinde olduğunuz sürece birçok müzik çalıp insanları eğlendiriyorsunuz. Sürekli müzikle sıkmaz mı?

        Aynı şarkıyı çalmaktan bıkıyoruz. Artık underground dediğimiz Avrupa’da çok sevilen müzik türünü dinleyip onlardan yola çıkıyoruz. İnsanlar ne dinliyorlarsa onu duymak istiyor. Ama öyle gitmemeli.

        Avrupa’da ne gibi farklılıklar var?

        Dinleyici DJ’yi araştırıp hazırlanıyor. Bizdeyse gelip istekte buylunuyorlar, Serdar Ortaç, Demet Akalın... Düşünün Avrupa’da Selda Bağcan patladı, gitti. Bu, DJ’lerin keşfedip çalmasıyla oldu. Bizde herkes Snap çekiyor, telefonla uğraşıyor, bizi dinlemiyorlar!

        İbiza’da çok ünlü mekânlarda DJ’lik yaptınız. Ne hissettiniz?

        Önce 1.5 ay şarkı seçtim. Orada öyle bir şey çalmalıyım ki insanlar merak etmeliydi. Harmonik mix dediğimiz bir teknik var, onu uyguladım. Ibiza Ushuaia beğenince çalışmaya başladık. İlk 3 gün hiç konuşmadım, kasapta bile DJ vardı! Havaalanı civarında da DJ’ler vardı, siz düşünün. Şimdiyse Ibiza gibi birçok Avrupa ülkesinde müziklerim çalınıyor, mutluyum.

        Bir Guetta değilim ama

        Haber için gittiğim stüdyoda ilk defa DJ kabinine girerek o heyecanı tattım. Taktım kulaklığımı, son ses. Dıpsa dıpsa... Sanki Ibiza’da çalıyorum. Her ne kadar böyle hissetsem de dışarından pek öyle görünmüyordu. Olsun... Otomatik olmayınca işler hiç de kolay değilmiş üstelik. Bir David Guetta değildim ama ben de kendi çapımda Emin de Guetta oldum!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ