'Yaramazlık yaptım eğlendim, keşfettim'
Karikatürist Erdil Yaşaroğlu anlatıyor
HT CUMARTESİ / Aysun ÖZ
Bugün bayram. En çok da çocuklara bayram. Biz de kısa süre önce “Çocukların en hızlı boyadığı en büyük resim” rekoruna imza atan karikatürist Erdil Yaşaroğlu ile konuştuk
Ünlü karikatürist Erdil Yaşaroğlu'nun kişisel web sayfasına girince, çocukluk fotoğrafının altında, yukarıdan aşağıya "karikatürlerim", "heykellerim", "resimlerim" ve "fotoğraflarım" bölümleri sıralanıyor. Belki de kendi içinde hiyerarşi var bu sıralamada... Heykel bölümünden mezun ama en sevdiği işi yaptığını söylüyor ve meslek seçimi arifesinde olan gençlere de bunu tavsiye ediyor. Yaşaroğlu'nun çocuklarla da arası iyi. Kısa süre önce "Çocukların en hızlı boyadığı en büyük resim" rekoruna katkıda bulundu. Omo için özel olarak çizdiği resmi 330 çocuk rengarenk boyadı. Biz de Yaşaroğlu'nu önce çocukluğuna götürdük, sonra da karikatürü konuştuk.
Çocuklarla kırdığınız rekor sizin için nasıl bir deneyimdi?
Yardımcı oldum, kendi rekorlarını kırdılar. Hayata yeni başlamış bu küçük insanların kırdığı bu rekor, hayatlarında önemli bir çentik olacak. Onları mutlu eden, güçlendiren, güvenlerini artıran ve en önemlisi birlikte yardımlaşarak, pes etmeden ortaya bir şey çıkartmanın keyfini yaşamalarını sağlayan bir proje. Bunun bir parçası olmak beni de mutlu etti.
Siz çocukken kirlenen bir çocuk muydunuz?
Kirlenen ve sürekli temizlenen... Çok güzel bir çocukluk yaşadım. Gece yarılarına kadar sokaklarda oynadım. Yaramazlık yaptım, eğlendim, keşfettim... Hem sokak hem de bilgisayar çocuğu oldum. Kısacası çocuk oldum.
'HİÇ İŞ YAPIYORMUŞUM GİBİ GELMİYOR'
Sokaktan eve gelmeyen çocuk karikatürist oldu, heykel, resim ve fotoğrafla da yakından ilgileniyor...
Diplomama bakacak olursanız "Heykeltıraş" yazıyor ama profesyonel olarak yapmadım hiç. Karikatüristim ben. Diğerleri de hobim. Aslında yeni tanıştığım biri sorarsa "Ne iş yapıyorsun" diye, "İşsizim" diyorum. 25 senedir işsiz. Bana hiç iş yapıyormuşum gibi gelmiyor. Çünkü para kazanmasam da yapacağım şeyleri yapıyorum. Allah'tan kazanıyorum da, başka bir şey yapmak zorunda kalmıyorum.
Dördü birden; nasıl, neden?
Çünkü benim derdim var. Dünyaya bakıyorum ve insanlara bir şeyler anlatma ihtiyacı hissediyorum. İşte o ihtiyaç, bir dert aslında. Anlatamazsan delirirsin. Anlatmanın da bin bir çeşit yolu var. Kimi film çekiyor, kimi tiyatro yapıyor, kimi roman yazıyor. Benim en iyi bildiğim iletişim şekliyse karikatür. Bazen onun da yetmediği zamanlar oluyor. O zamanlarda da diğerlerini yapıyorum.
Eskiden bu işlere aileler pek sıcak bakmaz, "Para kazanamazsın" derlerdi. Şimdi sanat para ediyor mu?
Ben çocukken "Sanatçı olursan aç kalırsın" diye bir tabir vardı. Bilmedikleri şey, sanatçı insanın parayla işi olmaz ki. İşimi çok sevdim, iyi yapmak için çok uğraştım. Para bir şekilde gelir o zaman.
'BEGÜM YENİ DİZİYE BAŞLADI, BEBEK SONRA'
Tam üniversite tercih döneminde gençlere ne önerirsiniz? Sanata meraklı olanlar nasıl bir kariyer çizebilir kendisine?
Benim hayatımı değiştiren, bir kitap oldu. Ama o kitabı hiç okumadım. Bir gün önüme ÖSYM Hazırlık Test Kitabı'nı koydular. O kalın kitaba bakıp, "Bu ne be" dedim ve güzel sanatlara gitmeye karar verdim. Hayatının sonuna kadar sabahtan akşama bir iş yapacaksan, o işin sevdiğin bir iş olması iyi olur.
Başkalarının çocuklarıyla oynamak, çalışmak güzel. Peki ya kendi çocuğunuz?
Begüm'le zaman zaman konuşuyoruz tabii ki. Şimdilik "Biraz daha bekleyelim" diyoruz, hem keyfimiz yerinde hem de Begüm yeni bir dizi projesine başladı. Sonra bakarız...
'Mizah hep değişir'
Türkiye'de mizah değişiyor mu?
Her zaman değişir. Konular değişir, tarz değişir. 10 sene önce Twitter esprileri yapamazdık mesela. Ben ilk başladığımda acıklı karikatürler çizerdim. Sonra sürekli konularım, espri tarzım ve çizgilerim değişti. 16 tane Komikaze kitabım var. Her birinin espri tarzı ve çizgisi farklıdır. Değişmezse sorun var demektir. İlerlemiyorsundur.
Son dönemde ilginç sloganlar okuduk, başarılı bulanlar ve pek de derin olmadığını söyleyenler oldu...
Baktığın yerden derinliği fark edemezsin. Derinliği anlayabilmek için onun yanına gitmen gerekir. Duvara yazılmış bir "Slogan bulamadım" sloganı vardı mesela. Bir açıdan bakarsan, "Ne salakça" diyebilirsin. Ama bence çok komik. Çünkü bu salakça görünen lafın içerisinde bir tez konusu saklı.
