Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU haftaki Süper Lig sonuçlarına bakın. Özellikle de haftaya şampiyonluk umudunu artırma, hiç olmazsa üst sıralara tırmanma amacıyla giren üç büyüklerin sonuçlarına... Cuma günü Beşiktaş, Eskişehirspor karşısında darmadağın oldu. Cumartesi akşamı Galatasaray henüz 32. saniyede yenik duruma düştüğü maçı çeviremedi. Pazar akşamı da yenilgi sırası Fenerbahçe'deydi.

        16 hafta sonunda puan tablosuna bir bakın. Bu 16 haftadaki potansiyel 48 puanın Fenerbahçe 30'unu, Beşiktaş 27'sini, Galatasaray ise sadece 20'sini alabilmiş. Hadi Galatasaray'ın durumu tam felaket ama en iyi durumdaki Fenerbahçe bile toplam puanın yüzde 60'ını ancak toplayabilmiş.

        Geçen gün 30 yıl öncesinin puan cetvellerini tarıyordum.1970'lerin sonunda ve 1980'lerin başındaki döneme dönmüşüz de haberimiz yok. Tıpkı üç büyüklerin üçünün birden orta sıralarda cebelleştiği, hatta Trabzonspor'un mutlak hakimiyeti altında ezildiği sezonlardaki gibi...

        Örneğin 1979-80 sezonunun ilk yarısı ancak 6 Ocak'ta tamamlanabilmiş. İlk üç sırada Trabzonspor, Gaziantepspor ve Rizespor var. 2 puanlı sistemde, Beşiktaş 15 maçta 16 puanla beşinci. Fenerbahçe 6 yenilgi ve 15 puanla 11. sırada. Galatasaray ise bu sezondan da beter. 15 maçın 2, evet sadece 2'sini kazanabilmişler. 12 puanla sondan üçüncü ve küme düşme hattındalar.

        O dönemin en büyük özelliği Türk futbolunun tıpkı Türkiye gibi içine kapanması, kendi yağıyla kavrulmasıydı. Türk futbolunun hedefleri de, ekonomisi de küçüktü. Üç büyüklerle diğerleri arasındaki bütçe farkı çok fazla değildi. Birkaç yüz bin dolar içinde dönüyordu her şey. Bu da başta Trabzonspor olmak üzere Anadolu takımlarına yaramış, Anadolu futbolu tarihinin en iyi dönemini geçirmişti.

        Üç büyükler 1980'lerin ortasında sonra bu sıradan görünümden kurtuldu. Beşiktaş özkaynak düzeniyle en başarılı dönemini yaşadı. Galatasaray, Derwall devrimiyle yüzünü Avrupa'ya döndü. Fenerbahçe de birçok soruna rağmen popüler kalmayı başarıp yeni stadyum hamlesiyle düze çıktı. Üç büyükler hâkimiyeti tekrar tesis edildi. 1985 ile 2009 arasındaki 25 sezonda üç takım şampiyonlukları aralarında paylaştı. Aralarından biri, kötü bir sezon geçirse de diğer ikisi açığı kapattı.

        30 yıl sonra benzer bir noktaya gelmemiz çok ilginç. Çünkü mali kaynaklar ve oyuncu kalitesi arasındaki fark bugün daha açılmış durumda. Üç büyükler bu sezon 250 milyon dolarlık harcama yaptılar. Ligin geri kalan 15 takımının toplamından daha fazla harcamayla daha kötü olmayı beceriyorlar. Bu başarı için üçünü de alkışlamadan duramıyorum.

        Diğer Yazılar